🌓36🌗

5.6K 450 214
                                    

Sema sanki komuta bağlanmış gibi öylece durup bana baktı. Daha deminki konuşmamız yeni yeni aklında oturuyordu. Bir anda gülmeye başlayan kıza hayretle baktım. Bir yandan gözlerinden yaş süzülürken bir yandanda kahkaha atıyordu.

"Olaylar karıştı abla. Sen bana öyle bakınca biliyorsun sandım. Aykut abiyi sevmiyorum ben şey... " parmaklarını birbirine kenetleyip masumca bana baktı. Aklında düşündüğü her kimse yanakları al al olmuştu. "Necati abi. Yani Necatiden hoşlanıyorum. " yanaklarını saklamak için ellerini bu defada yanaklarına kapadı.

Pekala bu şaşkınlık Aykutu sevmesinden daha fazla gelmişti bana. Bizim Necati hani şu aklı bir karış hacada olan adam.

"Abla bir şey desene. Bak kimseye söylemek yok ama. " başımla onayladım. Peki bunda niye bu kadar ağlamıştıki. Hala boş gözlerle karşımdaki heyecanlı kıza baktım. "Ay abla sen bana öyle kötü kötü bakınca Necatiyi onaylamıyorsun sandım. Ödüm koptu biliyor musun?" Benden aldığı onayla rahatlayan kız çoktan ağlamayı kesmiş tedirginliği üstünden atmış bir de bana dert yanıyordu.

Yeniden çorba doldurmaya dönerken üstümdeki şaşkınlık toprağını attım. Bildiğim kadarıyla Necati Pusatla aynı yaşta. Pusat bile benden yedi yaş büyükken Sema ile Necati arasında on iki yaş mı var? 

"Necati sana göre büyük değil mi?" Semadan ses çıkamayınca ona kaçamak bakışlar attım. Adı geçince bile bizim kızın yanakları kızarmıştı.

"Aramızda sadece on yaş var. " utanan kız zorla dudaklarını aralayıp konuştu. On yaş bile fazla değil mi? Gözlerim irileşti. O zaman kediciğim benden beş yaş büyük. Daha otuz yaşına bile girmemiş. "Hani sen Pusat abiyi seviyorsun ya. " gözlerim ışık hızıyla Semaya döndü. Sedef abla evde ve duysa topla toplayabilirsen. Sema hızla dudaklarının üstüne fermuar çekti.
"Sadece bizide bir araya getirsene diyecektim. Konuşmamıza gerek yok görsem yeterli. " kızın gözlerindeki özleme baktım. Ne ara Necatiyi sevmişti böyle.

"Ne zamandan beri seviyorsun?" Çocukluktan beri deme şuraya düşüp bayılırım. Sema gözlerini kaçırırken masayı bırakıp bana doğru geldi. Oda annesinin duymasından korkuyordu.

"Hani biz evi buraya taşıyorduk ya. Hıh işte bende hafif malzemeleri taşıyayım derken kutulardan biri üstüme düşecekken kutuyu tuttu. Abla o an gözüme o kadar güçlü ve yakışıklı geldiki adamın yüzüne baka kaldım. Ah düşündükçe utanıyorum. " daha deminki ağlamasının aksine şimdi gülümsemesini saklayamayan bir kız vardı. Dayanamayıp kolumu omzuna dolayıp kendime çektim. Oda hemen kollarını belime dolayıp kafasını göğsüme dayadı.

"Pusatla konuşayım. Yarın seninle tamirhaneye gidip bir çay içelim. " başıyla onaylayan kızı kendimden uzaklaştırdım. Oda fazla oyalanmadan işine döndü.

Herkes sevgisine karşılık bulamasada nasıl koşulsuz şartsız gidiyor. Bense Pusattan ilk zamanlar kaçmak için neler yapmıştım. Onun canını acıtacak sözler söyleyip kaçmıştım. Ancak şimdi Pusat adını duyunca bile gözlerimden kalp çıkıyordu.

"Abla Pusat abiyi bu kadar düşündüğünü belli etme. Ah şuna bak sırıtıyor resmen. " Semanın dediğiyle fark ettim. Ciddi ciddi sırıtıyordum. İtiraz etmek yerine çorbayı doldurma işine geri döndüm.

~~~~~~~~~~                             ~~~~~~~~~~

Gözlerim pencereden dışarı öylece dalmıştı. Bütün aile yataklarına gitmiş bir tek ben uyuyamıyordum. Sebebi ise Pusatın yanına gidecek olmam. Gözlerim saate kaydı. Bir olmasına rağmen Pusat etrafta yoktu.

Sırf onun için hazırlamıştım. İlk önce güzel bir duş alıp sonrada Aşkının mor dantelli iç çamaşırı takımını giydim. Üzerimde ise beyaz uzun bir elbise vardı. Uzun kolları ve bacağındaki derin yırtmacı ile oldukça şık olmasının yanı sıra siyah saçlarımada fazlasıyla yakışmıştı.

Geçmişin Hırsızı~Tamamlandı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin