"Pekala. O zaman sana iyi tamirler. Eve gideyim. " telaşla kapıya doğru döndüm. Asla aptallık yapıpta kalmam burada. Pusat sırf beni oyuna getirmek için getirdi buraya.
Kapıya varmadan Pusatın bedeni araya girdi. Daha ne olduğunu anlamadan anahtarla kapıyı kitleyip cebine attı. Bana attığı sinsi bakışla geri geri yarı parçalanmış arabaya doğru gitti.
"Bana yardım etmelisin. Anahtarları biri vermeli. " elinde salladığı büyük anahtara baktım. Burdan çıkamıyorsam bile en azından ondan uzak durmalıyım.
"Kendi anahtarını kendin al. " tamirhanenin köşesine attığı sandalyeyi düzeltip üstüne oturdum. Ondan yeterince uzaklaşmıştım.
Pusat bir anda yere uzanıp arabanın altına girdi. Hafif yukarı kaldırılmış arabanın altında olması bile yüreğimin hoplamasına yetti. Baş parmağımı dudağıma yaslayıp tırnağını kemirmeye başladım. Arabanın altına girmesi beni korkutuyordu.
"Arabanın üstünde parçalanacak bir şey yok mu?" Yeterki oradan çık. Soruma karşılık cevap gelmeyince huzursuzca kıpırdandım. Hareket eden bedeni olmasa şimdiye yanına gitmiş olurdum. "Hem hastaneden yeni çıktın. Öyle arabanin altına girmek tehlikeli değil mi?" Yarı parçalanmış arabaya her ne yaptıysa tuhaf bir ses çıktı.
Daha fazla dayanamayıp oturduğum yerden kalktım. Sandalyeyi taşıyarak Pusata yaklaştım ve tekrardan oturdum. En azından artık daha net görüyordum. Gerilen kaslarını habire hareket eden kollarını ve yukarı doğru katladığı bacaklarını. Yine nevrimin döndüğünü fark edince kafamı hızla iki yana salladım. Sapıktan farkım yok resmen.
"Pusat. En azından bir ses ver. " eğilip yüzünü görmeye çalıştım ancak beyfendi beni umursamamıştı. Yaralı olmasa bacağına tekmeyi geçirmiştim şimdiye.
"Şu parçayı alsana. " bana doğru uzattığı küçük yağlı parçayı aldım. (Bu arada araba parçalarından hiç anlamam. Bu kısımları sallıyorum. ) "Şunuda al. " bu defada kararmış olan anahtarı uzattı. Yüzümü buruşturup ikisinide ayrı elime aldım.
"Ne yapayım bunları?" Al götüne sok demezse ne yapacağımı söyler herhalde. Arabanın altından çıkıp şaşkınca bana baktı.
"Niye eline aldın onları? Bez parçası ile tutsaydın ya. " alet çantasından çıkardığı büyük pis bezi bana doğru attı. Elimdekileri üstüne bıraktım.
"Söylemedin. Hayatım boyunca tamirhaneye gelmemiş insanım ben. " söylenmemi umursamadı bile. Oturduğu yerdende kalkıp mervidenleri tırmanmaya başladı. Arabanın altında ne yaptığını merak edip kalktığı yere uzandım. Birazda arabanın altına girdim ancak karanlıktan başka bir şey görünmüyordu. Pislik iş yapıyorum diye beni kandırmıştı.
"Aptal kafam. Bende onun için endişeleneyim. "Uzandığım yerden ayaklandım. Beni aptal yerine koymasına sinirlenmiştim.
Merdivenlerden inen adama öfkeli bakışlar attım. Benim neye sinirlendiğimi anlamamıştı. Tabi onun iş yapmadığını anladığımı hala anlamamıştı. Yeniden uzanıp arabanın altına doğru itti kendini.
Bir yanım ona seninle oynamak neymiş göster diyor diğer yanımsa kendi haline bırak diyor. Asi yanım ağır basınca gözlerim karnına kaydı. O kısma oturamam. Yediği tekmeler yüzünden zaten morluk vardı. Gözlerim daha aşağıya kaydı. Madem amacı beni etkilemek ona tamda istediği bir ceza vermeliyim.
Bunu düşünmek bile yüzüme kan pompalamaya yetmişti. Yinede kararımdan vazgeçmeden bir bacağımı diğer yanına atıp ata binermiş gibi üstüne oturdum. Altımdaki beden anında kasılırken sırıttım.
"Nefes ne yapıyorsun?" Çıkmak için çırpınan adamı umursamadım bile. İstediği bu değil miydi? Şimdi niye kaçmak için çabalıyor.
"Asıl sen ne yapıyorsun Pusat? " çırpınması duruldu. Oynadığı oyunu anladığımı anlamıştı sanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Hırsızı~Tamamlandı~
Narrativa generaleGelecekten geçmişe giden kızın hikayesi. Sıcacık aile ve mahalle hasreti çeken kız bir sabah istediği yerde gözlerini açıyor. Tek fark artık kendi bedeninde değil. Gelecekten gelen kızımızın kötü özelliklerinden biri hırsız olması. Bakalım gittiği g...