Yüzümdeki ifadeyi gören adamın adımları durdu. Kısa zamanda da olsa beni tanımıştı. Sıkarım diyorsan sıkarım.
"Tamam indir şimdi o tüfeği. Kimse sana karışmayacak. Söz veriyorum. " insanlara inanmayı bırakalı baya bir zaman oldu. Yüzümdeki ifadenin değişmediğini fark edince sinirle küfür savurdu. "Birini vurursan senin başın belaya girer." Pusatın konuşması ile daha demin ittiği adam güldü. Birini vurabileceğime inanmıyordu.
"Komik mi geldi sana?" Pusattaki namluyu adama çevirince gülmesi durdu ancak yüzünden onu vurabileceğime inanan bir ifade yoktu.
"Sakın. Yapma. " tetiği zorlayan parmağım bir anda boşaldı. Tıpkı bedenimin diğer yerleri gibi. Tüfek gürültü ile yere düşerken bedenimde tıpkı onun gibi yer çekimine karşı koymayıp düştü.
Tavana bakan gözlerim en son bama doğru endişeyle eğilen adamı gördü. Sonrası benim için zifiri karanlık.
"Sence neden bir anda bayıldı?" Gelen ince kız sesiyle yüzümü buruşturdum. Bu ses kesinlikle bana tanıdık geliyordu. Ancak beynimi yoklayınca bulmakta zorlandım.
"Bilmiyorum Buse. Bende senin gibiyim. " gür sesli adamın dedikleri kulaklarıma doldu. Şuanda Pusatı duyuyor olmam gerekiyordu. Göz kapaklarımı titreyerek açtım. Gözlerim görmeden sağa sola bakmaya başladım. Odak noktam ilk uzandığım yatağa oturan kızda kaldı. İlk başta boş bakan gözlerim kızın kim olduğunu hatırlayınca irileşti ve doğrulmaya çalıştım.
"Dur hemem ayaklanma. Kendini yorma. Aşkın kalkma diyorum. " kurtulmak için çırpınan bedenim kızın dediği ile durdu. Aşkın demişti bana. Üstlerindeki giysiden ve televizyondan anlaşıldığı üzere kendi boyutuma gelmiştim. Peki bu kız Aşkını nereden biliyor?
"Ah evet ben Aşkınım. " bu kıza Nefes olduğumu söylesem sırf aynasını çaldığım için bile beni polise verir. Gerçi bana Aşkın dediğine göre kendi bedenimde yine değildim. Gözlerim tepemde dikilen adama kaydı. Hayatımda ilk defa gördüğüm şık giyimli adam yeşil gözlerini kısmış bana bakıyordu.
"Aşkın olduğunu zaten biliyoruz. " gülen kıza ters bakışları atmaktan kendimi anlamadım. Bir anlık boşluğuma gelip söylediğim şeyle saçma dalgasını geçmese iyimiş.
"Hala ölmediğine göre akşam yemeğine devam edebiliriz. Açım. " nedensizce yeniden adama baktım. Aşkından hazzetmiyor olmalıki beni hiçe sayıp kardeşine konuştu. Bu durum karşısında kaşlarım çatıldı. Her gittiğim zamanda ben bu kızın arkasını toplamak zorunda mıyım? İnsan azıcık beynini kullanır.
"Haklısın bende acıkmıştım. " daha demin bayılan ve zaman değiştiren ben değilmişim gibi uzandığım yataktan kalkıp karşımdaki adama ters bir bakış attım ve tam yanından geçerken saçımı özellikle savurdum. Odadan çıkmamla adımlarım duraksadı. Mutfağın nerede olduğunu bilmiyorum. Şuan dış kapıyı açıp çıksam beni durdurur mu yüzde yüz.
Koluma giren başka bir kolla gerildim. Buse denen kız dudaklarındaki gülümseme ile mutfak sandığım yere doğru sürükledi.
Zaman değişmeden hemen önce Pusat vardı karşımda. Acaba bedenimdeki kişinin Aşkın olduğunu anlar mı?
Düşüncelerimi bir kenara bırakıp masada benimle birlikte oturan ikiliye baktım. Aradan neler geçti de Aşkın babamla yaşamak yerine bu evde aynasını çaldığım kızla kalıyorum.
"İyi olduğuna emin misin?" Merakla bana bakan kıza boş gözlerle baktım. İyi olmadığımı belirten hiçbirşey yapmamıştım ki. "Aşkın bana niye öyle bakıyorsun? Fark etmeden seni kıracak bir şey mi yaptım?" Sesini çıkarmadan yemeğini yiyen adam karşımdaki kızın dikkatini çekmek için elindeki çatalı gürültü ile masaya vurdu. Yeşil gözleri direk gözlerimdeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Hırsızı~Tamamlandı~
General FictionGelecekten geçmişe giden kızın hikayesi. Sıcacık aile ve mahalle hasreti çeken kız bir sabah istediği yerde gözlerini açıyor. Tek fark artık kendi bedeninde değil. Gelecekten gelen kızımızın kötü özelliklerinden biri hırsız olması. Bakalım gittiği g...