BÖLÜM ON ALTI

66 58 10
                                    

Yeni bölüme hoş geldin/hoş geldiniz. Keyifli okumalar dilerim! 🤗

Elizabeth: Girrr.

Sarah odaya göz yaşları içinde girdi. Kapıyı kapattı Elizabeth'in oturduğu pencerenin yanındaki koltuğun yanına gelip dizlerinin üzerine çöktü ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Elizabeth hemen koltuğundan kalktı.

Elizabeth: İyi misin? Seni daha önce hiç böyle görmemiştim. Hadi ama ağlama sen güçlü ve olumlu bir kadınsın.

Sarah: Hayır ben kahrolasının tekiyim diyerek ağlamaya devam etti.

Elizabeth ,Sarah'ın önünde diz çöktü ve onu kollarının arasına aldı. Birbirlerinden destek alarak kalktılar. Beraber yatağa oturdular. Sarah hala ağlıyordu. Elizabeth Elizabeth ile Sarah'ın göz yaşlarını sildi. Ardından biraz sakinleşmesi için ona sarıldı.

Elizabeth: Bana ne olduğunu anlatmak ister misin?

Sarah: Elizabeth ben hiç düşünmeden hareket ediyorum. Hep yanlış olanı yapıyorum. Yakında bu işte de olamayacağım.

Elizabeth: Nee? İstifa mı ettin?

Sarah: Hayır. İşimi çok seviyorum. Asla istifa etmem.

Elizabeth: O zaman işten mi atıldın? Hadi ama bunun gerçek olmadığını söyle.

Sarah: Daha atılmadım ama atılmama ramak kaldı.

Elizabeth: Ne yaptın ki? Sabah yaşanan kapı olayından dolayı mı diyeceğim ama o olamaz. Çünkü müdür seni o olayda affetti.

Sarah: Sadece o değil. Bir sürü hata yaptım. Seni mutlu bile edemedim. Daha doğrusu bırak mutlu etmeyi seni bu halimle üzüyor bile olabilirim. Ben dedemide mutlu edemedim. Ona sahip çıkamadım. Etrafıma olumsuzluk saçıyorum.

Elizabeth: Hadi ama öyle deme.

Elizabeth hala olayları anlamamıştı. Sarah sakinleşince tekrar sormaya karar verdi. Tekrardan birbirlerine sarıldılar. Sarah, Elizabeth'in gövdesini sıkıca kavramıştı. Kendine olan kinini fark etmeden dışarıya aktarıyordu. Ancak Elizabeth tepki vermedi. O da ona sıkıca sarıldı. Sarah daha kuvvetli bir şekilde ağladı.

O sırada Adam boşta kaldı. İçten içe Sarah'ı merak ediyordu. Nerede olduğunu çok düşünmeye gerek yoktu. Eğer hastanedeyse en yakın hastası olan Elizabeth'in odasında ya da tuvalettedir. Dışarı çıktıysa deniz kenarına gitmiştir ya da evdedir. Uzun zamandır arkadaş oldukları için (yaklaşık 5-6 yıldır) birbirlerini çok iyi tanıyorlardı. Adam zaman kaybetmeden Elizabeth'in odasının önüne geldi ve kapıyı tıkladı.

Sarah bir anda durdu. Göz yaşlarını sildi. Müdürün gelmiş olma ihtimali olduğu için Elizabeth'in tuvaletine saklandı ki ona kızmasın. Her şeye kızıyordu. Burda olmasına da kızabilirdi. Adam birkaç kez daha tıkladı. Sarah saklanınca Elizabeth girmesini söyledi.

Adam: Sarah burda mı?

Elizabeth: Hayır burada değil.

Sarah, Adam'ın sesini duyunca çıktı.

Adam: Elizabeth hani yoktu. Neden yalan söylüyorsun. Boşuna o kadar evini, hastaneyi, sahili arıyacaktım.

Sarah: Elizabeth'in bir suçu yok. Ben söyleme dedim. Bu arada sen beni arayacağını mı söyledin.

Adam: Evet.

Sarah: Bir işin mı düştü?

Adam: Hayır. Günahıma girme.

Sarah: Hadi ama o zaman neden beni aramak istedin?

Adam: Seni merak ettim de ondan. Keşke bencil birini merak etmeseydin. Hata yapmışım.

Adam çok sinirlendi. Sarah'ın ise tekrardan gözünden yaşlar aktı.

Sarah: Haklısın ben bencil biriyim. Bir çok hata yaptım.

Sarah yere çöküp tekrar hıçkırarak ağlamaya başladı.

Adam: Bak ben sözlerimi düşünmeden söyledim. Özür dilerim. Gerçekten. Eğer üzülmeni isteseydim, senin için endişelenmezdim.

Elizabeth olanları sadece izliyor ve tepkisiz kalıyordu. Sarah hala ağlıyordu. Adam ona yaklaştı ve elinden tutup kaldırdı. Elizabeth'in yanına oturttu. Ardından odadan çıktı.

Elizabeth: Neydi bu şimdi. Aa dur tahmin ediyim saçmalık. Nereye gittiyse. Dur bekle.

Sarah başını salladı. Elizabeth kapısını açtı ve yürümeye başladı. Hasta olduğunu belli eden bir bilekliği vardı. Bir hasta bakıcı o daha Adam'a yetişemeden onu gördü ve geri odasına yolladı. Elizabeth'te öfleye pöfleye odaya geri döndü. Sarah ağlamayı kesmiş tavana bakıyordu.

Elizabeth: Ne olduğunu şimdi anlatmak ister misin?

Sarah tavandan gözlerini çekip Elizabeth'e baktı. Ardından gözlerini yine tavana dikti ve hiçbir şey söylemedi. Elizabeth'te ona kitap okumaya karar verdi ve Daniel'in verdiği kitabı okudu.

Adam o sırada bir günlük izin aldı. Ardından Elizabeth'in odasına geri döndü. Tavana bakan Sarah ile ona hikaye okuyan Elizabeth'i gördü. Evet alışılmadık bir manzaraydı. Ancak akıl hastanesinde çalışıyorsanız. Bu duruma artık o kadar çok şaşırmak mantıksızdı. O yüzden Adam buna laf etmedi. Sarah'ı kolundan tutup çekti.

Adam: Hadi tuvalete gir ve yüzünü yıka.

Elizabeth: Ne yaptın onca saat? Neden geldin neden gittin neden geri döndü?

Adam: İzin almak için gittim. Şimdi gelme nedenim Sarah'ı götürmek.

Birkaç dakika beklediler. Bir anda su sesi sanki yüz yıkamak için musluğun açılması değildi de duş almak için gibiydi. Elizabeth yerinden kalkıp banyoya baktı ve doğru gördüğünü anladı. Ancak laf etmedi. Sarah için kendi kıyafetlerinden ayırdı ve ona havlu getirdi. Zaten saç kurutma makinesi ve şampuan banyoda vardı.

Adam: Ne yapıyorsun? Neden Sarah hala banyodan çıkmadı?

Elizabeth: Çıkmadı çünkü duş alıyor. Ona kıyafet çıkartıyorum.

Adam: Neden duş alıyor ki? Hemde senin odanda.

Elizabeth: Nerden bilebilirim ben. Akıl okuyucu değilim.

(Sessizlik)

Elizabeth: O çıkana kadar baya geçer. Sen bana olan olayları anlatsana. Sarah neden ağlıyordu.

Adam: Neden ağladığını sana söylemedi mi?

Elizabeth başını iki yana hayır anlamında salladı. Adam da yaşadıkarını anlattı.

~ BÖLÜMÜN SONUNA GELDİNİZ ~

Umarım bölümü ve hikayeyi beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmezseniz sevinirim. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!

SENİN İÇİN ANNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin