*Bu beni yazdığım 3. hikayem. Umarım beğenirsiniz. Heyecanlı ve güzel bir hikaye. Hikayeyi profesyonel olarak yazmadığımı, eğlencesine ve hayal gücümü sizlere aktarmak için yazdığımı dikkate almanızı ve ona göre yorumlamanızı istiyorum. Votelarınızı ve yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim. Eğer yapıcı eleştiriler yaparsanız tabii ki de dikkate alır ve kendimi geliştirmeye çalışırım.
İyi okumalar dilerim sevgili okuyucum.📚*Martha mahkemeye çıktı. Ancak tutuksuz yargılandı ve hapishane (ceza evine) girmek yerine akıl hastanesine yatırıldı.
Mahkemeye çıkmasının nedeni de Martha insanların yaşamayı hakkettiğini düşünmüyordu. Bu yüzden daha önceden de tutuklanmıştı. Ancak sonradan geri bırakılmıştı. Kızı doğmuştu. Onun ile ilgileniyordu. Çalışmayı red ediyor ve soygunlar yaparak para kazanıyordu. Yine birgüm eczaneden ilaç çalmaya girmişti. Onun ilaç çaldığını fark edince ona engel olmaya çalıştılar. O da silah ile eczanede ki herkesi öldürdü. Kaçarak evine gidiyordu. Ancak yakalandı. Diğer hırsızlıklarında yakalanmadı. Malesef bu sefer yakalandı. Ancak akli dengesi yerinde değil diye akıl hastanesine yatırıldı.
Elizabeth'in babası Tony ise, Elizabeth 10 yaşındayken iş gezisine çıkıyorum dıyerek evden çıktı. Eve bir mektup yolladı. Mektupta şunlar yazıyordu:
"Sevgili Martha
...Üzgünüm ama geri dönmeye haxır değilim. Elizabeth'e benim için dikkat et. Kendine dikkat et. Burda artık yeni bir yaşama başlayacağım. Sizde yeni bir yaşama başlayın. Belirli bir miktar para gönderiyorum. Sakın ben gidince yine akli dengeni kaybetme. O hâlini hiç sevmiyorum ve eminim ki kızımızda sevmiyor. Belki birgün geri dönerim. Döndüğümde sizin eski halinizi veyata daha iyi bir halde olduğunuzu görmek istiyorum. Lütfen bana neden sizden ayrıldığımı sormayın. Çünkü bunu açıklamam çok zor olur. Görüşmek dileğiyle. "
Martha bu yazı ile karşılaşınca çöktü. Ancak Martha güçlü bir kadındı. Tony ile tanışmadan öncede ayaklarının üstünde duruyordu. Ondan sonrada ayaklarının üstünde durmalıydı. Mahkemeye çıktıktan ve akıl hastanesine yatırılacağını öğrendikten sonra Elizabeth 'e şunları söyledi:
"Sen ne babanın en değerlisisin ne de annenin küçük prensesisin. Sende tek başına kraliçe olmalısın. Asla geri adım atmamalısın. Hayatını yaşayacaksa yaşa. Ama diyelim ki sen hayatını bensiz yaşıyamıyorsun, o zaman bana ulaşana kadar herkesi öldür. Çünkü kimse seni sevmiyor. Ben dışında kimse değerli değil. İnsanlar ölmeyi hak ediyor. O yüzden gözünü kırpmadan öldürebilirsin. Silaha ihtiyacın olursa kasamda bir sürü silah var. Kasanın anahtarı menekşe saksısının içinde. Hayatını sen yöneticeksin. Sana güveniyorum sen en iyi seçimi yapıcaksındır. Görüşmek üzere Elizabeth. "
Elizabeth annesine veda etti. Yetkililer onu alıp yurda yerleştireceklerdi. Ancak Elizabeth bunu istemiyordu. Onun özgürlüğünü ailesi bile alamamışken yabancılar asla alamazdı. Annesi ona iki seçenek vermişti. Hayatını yaşa ya da bana ulaş. Elizabeth bunu düşündü. Neyi seçeceğini biliyordu.
Özgürlüğünü seçti. Yurda gitmiyecekti.
Yetkililer görmeden mahkemeden çıktı. Evine koşmaya başladı. Sonunda vardı. Hemen menekşe saksısını kırdı. İçinden anahtarı aldı ve sandığı açtı. Bir bavul aldı. İçine kıyafetlerini ve önemli olan şeyleri koyduktan sonra silahları aldı. Evin heryerini darma dağın etti ve bir sürü para aldı. Belki ihtiyacı olur diye evin anahtarınıda aldı.
Ormana doğru koşmaya başladı. Orda bir klübe vardı. Bir kuş gözlemcisi oraya gidiyor ve kuşları izliyordu. Orda yatak, sandalye, küçük bir dolap ve küçük bir mutfak vardı. İhtiyacını karşılamak için herşey vardı. Oraya gitti. İçerde kuş gözlemcisi vardı.
Eşyalarını klübenin yanına bıraktı. Bavulundan silahını ve küreğini çıkarttı. Çukur kazmaya başladı. Sonra gözlemci klubeden çıktı. Elizabeth'e doğru yaklaştı ve ona ne yaptığını sordu. Ağaç ve çiçek benzeri bir şey ekmek için kazdığını düşündü. Keşke öyle olsaydı... Elizabet çukurdan çıktı ve silah ile gözlemcisine silahını doğrulttu. Gözlemcinin gözleri büyümüş. Kalbi son kez çok hızlı bir şekilde atmaya başlamıştı. Elizabeth onu vurdu. Gözlemci yere yığıldı iyice ölmesi için Şah damarına tekrar sıktı. Ardından onu kazdığı çukura attı. Koku yapmaması gerekiyordu. Yoksa yetkililer kokuyu merak edip buraya gelebilirdi.
Elizabeth'in yaşayabilmesi için bir sürü yer vardı. Ancak o burayı seçti. Çünkü gözlemcinin belirli bir arkadaşı ve ailesi yoktu. Kimse onun ölüp ölmediğini merak etmezdi. Bunu nerden mi öğrenmişti. Böyle bir durumun yaşanacağını daha önceden tahmin etti ve yaşayabilmek için yer araştırdı. Burayı buldu. Tahmini doğru çıktı. Gözlemciyi gömdükten sonra eşyalarını kulübeye yerleştirdi.
Plan yapıyordu acaba ilk kimleri öldürmeliydi. Kaos istiyordu. Çünkü anneside bunu isterdi. Elizabeth sadece annesi için yaşamaya karar verdi. Çünkü tek amacı onu kurtarmaktı. Kaos sırasında herkes ölülerle ilgilenip, katilin kim olduğunu merak etme teleşında olucaktı. Elizabeth'te annesini o sırada kurtaracak ve kaçak bir şekilde yurt dışına çıkabilecekti. Amerika'dan Meksika'ya gitmek istiyordu. Çünkü orda güvenlik fazla değildi ve kaos fazlaydı. Annesi ile beraber oraya çok kolay uyum sağlayabilir ve kimse onları yargılamazdı. Çünkü herkesin sorunu başından aşkındı. Ancak ilk önce annesini kurtarmalıydı. Kulübeye iyice yerleştikten sonra ilk planını kurdu.
Annesinin hangi akıl hastanesine yatırıldığı ona söylenmedi. Ancak Elizabeth annesinin nerede olduğunu bulabilecek bir kızdı. İlk önce annesinin hangi akıl hastanesine yatırıldığını bulmalıydı. Ancak bundan önce fark edilmemek için bir kaos yaratmalıydı. Bir tahmini vardı. 6.hissine güvenerek aklındaki akıl hastanesine gidecekti. Polisler sokakta durduk yere önünü kesmesinler diye de toplu ölüm planını uygulayacak sonra da hastanenin önündeki polisleri bir şekilde atlatıp hastaneye girecekti. Annesinin burda yatıp yatmadığını soracaktı. Eğer değilse diğer hastaneleride gezecekti. Eğer burdaysa hastaneden çıkacaktı, kulübesine dönecek ve doğru zamanı bekleyecekti.
Umarım ilk bölümü beğenirsiniz. Devam etiricem. Sonraki bölümleri bekleyin 🤗.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİN İÇİN ANNE
Pertualangan"Seninle aynı kaderi paylaşmak, can yakıyor. Hayatımı sana adamıştım. Artık sen yoksun. Sen yoksan bende yokum. Her şey senin içindi anne. Elveda..." Elizabeth adında bir kız. Her şey Tony'nin ailesini terk etmesi ile başladı. Annesi yüzünden gözü...