Yeni bölüme hoş geldin/hoş geldiniz. Keyifli okumalar dilerim.
Elizabeth'te koltuktan kalktı. Daniel kapıyı açtı. İkisi beraber koridora çıktılar. Daniel odasının ışığın kapatıp kapısını kitledi. Bir hasta bakıcısı onlara doğru yöneldi.
Hasta bakıcısı: Hastayı odasına götereyim mi hocam?
Daniel: Ben götürmek istiyorum. Müsadeniz var mı?
Hasta bakıcısı: Tabii ki buyrun lütfen. İyi akşamlar diliyorum.
Daniel: İyi akşamlar. Hadi Elizabeth gidelim kızım.
Daniel, Elizabeth'e ilk defa kızım demişti. Elizabeth biraz garipsedi ama hoşuna gitti. Daniel'de söylediklerine dikkat etmediğini fark etti ve Elizabeth'in üzülmesini sağladığını sandı. Ancak Elizabeth'in yüzüne bakınca küçük bir tebessüm görünce hoşuna gittiğini anladı ve o da yüzüne bir gülücük kondurdu. Elizabeth'in odasına vardıklarında içeri girdiler. Elizabeth Daniel'e kitabı uzattı.
Daniel: Kitabı sevdin öyle değil mi?
Elizabeth: Evet güzeldi.
Daniel: Sende kalmasına ne dersin?
Elizabeth: Cidden mi?
Daniel: Evet cidden.
Elizabeth: Çok teşekkür ederim.
Daniel ve Elizabeth birbirlerine sarıldı. Sonrada vedalaştılar. Daniel hastaneden çıktı ve arabasına bindi. Yolda Elizabeth ile konuştukları her şeyi aklından geçirdi. Ardından eve geldi ve şöminenin kenarına oturdu. Karısının fotoğrafına baktı. İçi kederlenmişti. Elizabeth'in kızı olmasını çok istiyordu. Ama onu zorlayamazdı. Sadece Elizabeth Daniel'in babası olmasını kabul etmesi için dua etti. Elizabeth gerçekten özel bir kızdı.
Elizabeth ise o sırada Daniel gidince kapısını kapattı. Eşiğe doğru çöktü. Kafasını da kapıya dayadı. Aklında "kızım" kelimesi yankılanıyordu. Göz yaşı yanağından süzüldü. Babasına karşı hala duyguları vardı. Ancak Daniel'in, Tony'den daha iyi bir baba olucağını bildiği halde isteği geri çevirmek istiyordu. Annesinin ve kendisinin hiç suç işlememiş ve bu yaşadıklarının hepsinin bir rüya olması için dua ediyordu. Elizabeth hayatını mahvetti. Nasıl düzelteceğinden de emin değildi.
Aklına akşam yemeğini yemediği geldi. Midesi gurulduyordu. Hem o hem de çalışanlar nasıl unuttuysa... Elizabeth hemen kapıyı açıp bir hasta bakıcıdan yemek istedi. Ancak yemekler çoktan dağıtıldığı için kalanlar geri buzdolabına konulmuş ve mutfak kilitlenmişti. O yüzden hasta bakıcısı yiyecek makinenin yanına gidip kendi parası ile bir sandviç alıp Elizabeth'e uzattı.
Elizabeth: Yanımda para yok nasıl ödeyeceğim?
Hasta bakıcısı: Ödemene gerek yok. Bununla doyar mısın? Daha bir şeyler alayım mı?
Elizabeth: Hayır çok teşekkür ederim. İyi akşamlar.
Elizabeth kapıyı geri kapattı ve sandviçini yedi. Tadı çok güzeldi. Belkide hem aç olduğu için hem de beleş olduğu için daha güzel geliyor olabilirdi. Veyahut sadece tadı gerçekten güzeldi. Elizabeth yedikten sonra camının önüne oturdu. Bir an önce en yakın arkadaşı William ile buluşmalı ve ona tüm olan bitenleri anlatmalıydı. Görüşmeyeli iki gün oldu ama bir sürü şey yaşamadı Elizabeth. Elizabeth saate baktığında 22.50 olmuştu bile. Bir anda duş alası geldi. Ancak duş alıp almama konusunda çok kararsızdı.
Sarah o sırada dizi izliyordu. Dizi güzel değildi. Ancak Sarah'ın izleme sebebi en sevdiği aktörün oynuyor olmasıydı. En sevdiği aktörde ara sıra çıkıyordu. Tam o sırada Adam, Sarah'ı düşünüyordu ve onu aramaya karar verdi.
*Yeni aramanız var. Arayan ~maviş~.
Sarah kimi böyle kaydettiğini bir anda unuttu. Düşün düşün bulamayınca açmaya karar verdi. Yoksa biraz daha beklerse arama kapanacaktı. Aramayı açtı.
Sarah: Kimsin sen maviş?
Adam: Maviş mi? Ne? Sarah sensin değil mi yanlış kişiyi aramadım.
Sarah: Ben Sarah'ım sen kimsin?
Adam: Beni kaydetmeyin mi?
Sarah: Soruma soruyla karşılıklı vermesene. Kaydettim.
Adam: O zaman niye kim olduğumu soruyorsun?
Sarah: Maviş diye kaydetmişimde ondan.
Adam: Demek o yüzden aramanın başında iki de bir maviş, maviş dedin. Sesimden de mi tanıyamadın?
Sarah: Hayır.
Adam: Seni gün boyunca merak edip arama gereği duyan kim olabilir?
Sarah: Ne biliyim. Manyağın birisin işte ki bu saate arıyosun. Söyle adını yoksa kapatıcam.
Adam: Manyak olan sensin. Maviş diye kaydedilir mi ya? Ne alaka şimdi?
Sarah: İstediğim gibi kaydederim. Hem sana ne? Bir daha bana manyak demeye cürret etme.
Adam: Sende bir daha bana manyak deme o zaman.
Sarah: İyi demem.
Adam: Sarah biz ne yapıyoruz?
Sarah: Konuşuyoruz. Biraz düşünsen anlarsın.
Adam: Evet konuşuyoruz da çocuk gibi tartışıyoruz da.
Sarah: Adını söylesen tartışmazdık.
Adam: Adım Adam. Hatırladın mı? Hani 5-6 yıllık arkadaşın.
Sarah: Aaa sen misin? Pardon çıkaramadım ya.
Adam: Her şeyi boş verde neden maviş?
Sarah: Gözlerin mavi diye. Sen beni ne diye kaydettin?
Adam: Boşver.
Sarah: Niye söyle işte.
Adam: Sulu göz diye kaydettim.
Sarah: Ya Adam hiç komik değil.
Adam: Şaka yapıyorum. Papatyam diye kayıtlısın.
Adam aslında bunu söylemek istemiyordu. Ancak bir anda ağzından kaçtı.
Sarah: Sen ciddi misin? Canım arkadaşım benim. Bu arada neden aradın?
Adam: Sabah olanlardan sonra iyi olup olmadığını merak ettim.
Sarah: İyiyim. Teşekkürler.
Adam: Rica ederim. Ee ne yapıyorsun?
Sarah: En sevdiğim aktörün filmini izliyorum.
Adam: İyi seyirler dilerim sana. Neyse ben seni tutmayayım bari.
Sarah: Kapatıcak mısın?
Adam: Kapatmayayım mı?
Sarah: Sorularıma soru ile karşılık verme.
Adam: Tamam, tamam. Pek konuşmaya istekli gibi gelmedin bende kapatayım bari dedim. Yani evet kapatacaktım.
Sarah: Öyle şey olur mu? Tabii ki de konuşmayı istiyorum.
Adam: Cidden mi?
Sarah: Evet şaka yapıyor gibi mi gözüküyorum.
Adam: Bilmem görmüyorum ki seni.
Güldüler.
Sarah: Bu arada seninle sahile gelmediğim için özür dilerim. Ama hava soğuktu. Gelirsem hasta olurdum. O yüzden gelemedim.
Adam: Sorun değil. Olur böyle şeyler.
Biraz daha konuştuktan sonra kapattılar.
William ise 20.00 da uyumuştu bile. Ondan öncede televizyon izledi. Olanlardan haberi bile yoktu.
~ BÖLÜMÜN SONUNA GELDİNİZ ~
Umarım bölümü ve hikayeyi beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmezseniz sevinirim. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİN İÇİN ANNE
Aventura"Seninle aynı kaderi paylaşmak, can yakıyor. Hayatımı sana adamıştım. Artık sen yoksun. Sen yoksan bende yokum. Her şey senin içindi anne. Elveda..." Elizabeth adında bir kız. Her şey Tony'nin ailesini terk etmesi ile başladı. Annesi yüzünden gözü...