Merhabalar!
Yeni bölüme hoş geldiniz.
Umarım beğenirsiniz.
Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmezseniz çok sevinirim.
Keyifli okumalar diliyorum.Elizabeth sayfalar arasında gezinmeeye devam etti.
"Merhaba günlük
Tarih;17/06/1837
Bugün mezun oldum. Kötü sınıfımdan, kötü arkasaşlarımdan ve kötü öğretmenlerden kurtuldum. Artık liseliyim. Okul bakmaya başlayacağız. Bugünü en başından anlatayım. Uyandım. Kahvaltımı yaptım. Okulun yolunu tuttum. Okulda son derslerimizi işledik. Bugün kimse benimle dalga geçmedi ve aşalamadılar. Hocalarda kızmadı. Çok durgun birgün oldu. Etrafktakilerin sevinçlerini ve üzüntülerini izledim. Bazıları bir daha görüşemeyecekleri için üzgünlerdi. Bazıları okulun son gününü güzel geçiriyor ve büyüyecekleri için mutluydu. Ben ise ne mutluydum ne de üzgündüm. Son derste karneler dağıtıldı. Karne notum pek yüksek değildi. Eve döndüm. Annem notlarım düşük olduğu için kızdı ve beni okuldan almakla tehdit etti. Çabalıyorum zaten. İyi biri olmak, zeki olmak, güzel olmak, sevilen biri olmak için çabalıyorum ama başaramıyorum...
Elimden bir şey gelmiyor. Beni bunun için suçlamaları incitiyor. Her neyse ben günümün nasıl geçtiğini anlatmaya devam edeyim. Babam işten eve geldi. Maalesef ki dövüldüm. Notlarım kötü olduğu için oldu bunlar. Artık şiddet görünce, dalga geçirince ağlamıyorum. Hiçbir şey hissetmiyorum. Duygularımı yok etmeyi öğrendiğim için çok mutluyum. Duygularımı yok etmeme kim veya ne sebep oldu bilmiyorum ama o kişiye ya da neyseye çok teşekkürler. İyi geceler günlük ben yatıyorum.
Bu arada teşekkürler günlük. Benden bıkmadığın, beni yargılamadığın, beni dinlediğin için teşekkürler."***
"Merhaba günlük
Tarih;27/09/1837
Bugün uyandım. Yemek yedim. Tuvalete girdim. Yeni okuluma beni annem götürdü. Yolu iyice ezberledim. Bundan sonra kendim gideceğim. Şirin bir mahalle okulu. Dışlanmadım, dalga geçenler olmadı. Hocalarım iyi insanlara benziyorlardı. Herkes istediği yere oturdu. Ben aralarda bir sıraya oturdum. Bir çocukta yanıma oturdu. Aldırış etmedim ilk baş. Sınıfta bir sürü boş yer varken neden benim yanımı seçtiği hakkında bir fikrim yok. Ardından bana -Merhaba- dedi. İnanabiliyor musun? İlk defa kanımdan olmayan bir erkekle doğru düzgün konuştum. İyi birisi. Diyologu yazayım buraya.
-Merhaba
+Bana mı dedin?
-Evet. Senden başkasını göremediğim için sendem başkasına deme ihtimalim yok.
+Neden benden başkasını göremiyorsun?
-Gözlerime sor. Benim bir fikrim yok.
+Garip
-Bence de garip. Peki bir karşılık yok mu?
+Ne karşılığı?
-Sende merhaba demeyecek misin?
+Kusura bakma insanlarla konuşmaya pek alışkın değilimde. Merhaba.
-En sevdiğin renk ne?
+Yeşil.
-Bende yeşili çok severim. Senin gözlerini sevdiğim gibi. Peki ya en sevidiğin ders ne?
Bana gözlerini sevdiğim gibi dediği sırada yanaklarım kızardı mı diye çok merak ettim. Utandım açıkçası. Oldukçada mutlu oldum. Neyse konuşmayı yazmaya devam edeyim.
+Derslerin hiçbirinde iyi değilim. O yüzden hiçbirini sevmiyorum.
-Derslerde iyi olmana yardımcı olabilirim.
+Sevinirim.
-Bu arada adını öğrenebilir miyim?
+İsmim Martha. Senin ismin ne?
-Çok güzel bir isim Martha, aynı senin gibi güzel. Benim ismim Henry.
+Tanıştığıma memnun oldum.
-Bende.
Ders başlamadan önce böyle bir diyolog geçti aramızdan. Daha sonrada konuştuk. Hocalar kendilerini tanıttı. Bizde kendimizi tanıttık. Ardından biraz biraz ders işledik. Henry bana anlamadığım yerler olup olmadığını sordu. Çok yardımsever ve iyi kalpli birisi. Oldukça yakışıklıda ama sakın yanlış anlama. Arkadaşız biz. Bu yazdıklarım dışındada konuştuk. Sonra dersler bitti. Eve dönerken annem ve kardeşimle döndüm. Eve gidince ders kitaplarıma baktım ve ders çalıştım. Annem bu duruma şaşırdı. İlk defa bu kadar uzun çalıştım. Sonra babam eve geldi. Yine aynı rutinler filan her şey çok güzeldi bugün. Umarım daha güzel günlerimde olur. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİN İÇİN ANNE
Pertualangan"Seninle aynı kaderi paylaşmak, can yakıyor. Hayatımı sana adamıştım. Artık sen yoksun. Sen yoksan bende yokum. Her şey senin içindi anne. Elveda..." Elizabeth adında bir kız. Her şey Tony'nin ailesini terk etmesi ile başladı. Annesi yüzünden gözü...