BÖLÜM OTUZ ALTI

4 1 0
                                    

Merhabalar!
Yeni bölüme hoş geldin/hoş geldiniz.
Umarım beğenirsiniz.
Keyifli okumalar diliyorum.

E

lizabeth eve varmıştı. Penceresinin önündeki koltuğa oturdu. Olanları düşündü. Aklına öz babasıyla olan anıları geliyordu. Elizabeth çok şey yaşamıştı. Göz yaşlarına hakim olamadı. Sonunda dışa çıkmıştı gözlerindeki yaşlar. O damlalar çok şey ifade ediyordu. Kelimelerle anlatılamazlardı.
Elizabeth çığlıklar atsada kimse tarafından duyulamayacak gibi hissediyordu. Bu duygu karmaşası ve göz yaşlarına telefonunun sesi ile yarıda kaldı. Arayan Daniel'di. Elizabeth hemen açtı.

Elizabeth: Alo.

Daniel: Eve gelmemi ister misin?

Elizabeth: Evet. Sana ihtiyacım var.

Daniel telefonu kapattı ve o günkü randevularını bir arkadaşına aktardı. Eşyalarını alıp evin yolunu tuttu. Daniel dünden beri kötü şeylerin olduğunu hissediyordu. Evin önüne geldiğinde Elizabeth çığlıklarını duydu. Kapıyı açtı. İçeri girdi. Elindeki eşyaları bir kenara fırlattı ve koşarak üst kata çıktı. Elizabeth'i odasına gitti. Elizabeth yerde dolaba yaslanmış bir halde hıçkırarak ağlıyordu. Daniel'de yere Elizabeth'in yanına eğildi. Elizabeth ona sarıldı ve fısıldarmış gibi bir sesle "Ben bir yüz karasıyım. Artık yaşamak istemiyorum. Yeterince kötü şeyle karşılaştım. Artık yetti. " Dedi.
Daniel'in böyle diyen çok hastası vardı. Daniel artık bu cümlelere alışmıştı ama bu cümlelerin kızının ağzından çıkması onu çok yaraladı. Daniel, Elizabeth'e daha sıkı sarıldı.

Daniel: Böyle deme. Sensiz bende yaşayamam.

Uzun bir sarılma oldu ancak Elizabeth'in göz yaşları hala durmamıştı ve Daniel'de ağlamaya başlamıştı.

Daniel: Ne oldu güzel kızım? Neler oldu bu iki günlük süreçte?

Elizabeth: Ben her şeyi mahvediyorum.

Daniel: Hayır. Öyle düşünme lütfen. Okuldaki olay yüzünden mi böyle diyorsun?

Elizabeth: Sadece o değil. Çevremdeki herkes yüz karası olduğumu düşünüyor. Bende öyle düşünüyorum.

Daniel: Ben öyle düşünmüyorum. Sarah, Adam, William ve daha niceside öyle düşünmüyor.

Elizabeth: Bugün babamı gördüm. O geri döndü. Annem ise beni evlatlıktan reddetti. Suçsuz yere müdürün odasına gittim. Sınıf arkadaşlarımın hepsi hatta öğretmenler beni dışlıyor.

Daniel: Ne!? Bir dakika baban geri mi döndü?

Elizabeth: Evet, okulumun önündeydi. Beni gördü.

Daniel: İnanamıyorum. Bu imkansız.

Elizabeth: İmkansız değilmiş.

Daniel: Peki annen ile hiç görüşmeden seni nasıl evlatlıktan reddettiğini bilebilirsin ki?

Elizabeth: Onunla görüştüm.

Daniel: Ne zaman?

Elizabeth: Dün.

Daniel: Olamaz. Çok fazla şey yaşanıyor. Yaşlı kalbim bunlara dayanabilecek mi bilmiyorum. Son zamanlarda sırtımda çok ağrıyor. Umarım düşündüğüm şey olmaz.

Elizabeth: Bu dünyada bir tek sana sahibim. Sen olmazsan bende olmam. Annem vardı. O gitti. Babam vardı. O da gitti. Arkadaşlarım vardı. Onlarda gitti. Bu hayattaki tek tutanağım sensin.

Daniel: Elizabeth, biliyorsun. Birgün öleceğim ve sende ömrünün sonuna kadar yaş tutamazsın. Dik durmalısın. Bensizde bunu yapabilmesin.

Elizabeth kafasını yere eğdi. Daniel'in kapıda duyduğu çığlıkları atarak ağlamaya devam etti. Daniel'in yüreği parçalanıyordu.

SENİN İÇİN ANNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin