Bölüm 11: Buna izin veremezsin.

452 49 148
                                    

JİYONG

"Yani onu bu adresi sen verdin" dedim sakince. Lisa omuz silkti.

"Yapabileceğim bir şey yoktu oppa. Gidecek bir yeri yoktu. Kızacaksan kız" dediğinde 30. Kata baktım. Bir sessizlik oldu.

"İyi ki yaptın" dedim sonunda. İyi ki yapmıştı yoksa onu bulamayacaktık. Kim bilir nerede olurdu.

"Oppa..Bir şey soracağım ama kızma"

"Kesin kızacağım bir şey. Sor"

"Onu seviyor musun ?" Dediğinde kaşlarım çatıldı.

"Bilmiyorum." Dedim. İçten içe yalan söylediğimi biliyordum ama bunu itiraf etmek zordu.

"Onu öldürebilirdin ama yapmadın. O gittikten sonra da...eskisinden daha kötüydü. Jennie'nin etkisi olduğunu düşündüm"

"Boşver bunları Lisa" dedim. Asansörün kapıları açıldı. "Hadi onu alıp eve dönelim"

"Tamam oppa" dedi gülümseyerek. Onun olduğu odaya gittik. Lisa aşağıdan  aldığı kartı okuttu ve içeri girdik. İçeride kimse yoktu.

"Belki de dışarı çıkmıştır"  dedi Lisa. Yatağın oradaki beyaz kağıdı elime aldım.

"Seni bekledim. Sorun değil. Bundan sonra tek halledeceğim. Teşekkür ederim. Eğer her şeyi halledebilirsem seni bulurum"

"Nasıl yani ?"

"Gitmiş" dedim notu sinirle atarken. Gitmişti. Nereye gitmişti ? Neden gitmişti ? Sinirle yatağa oturdum.

"Ne yapacağız ?" Dediğinde ellerimi yüzüme kapattım. Düşünmem gerekiyordum. Ne yapmalıyım?  Daha da önemlisi o nerede ? Şuan her yerde olabilirdi. Desiti ve Bamdo hariç her yerde. Bamdo'da olsa onu bulmak kolaydı. Onun için Desiti'ye bile girerdim ama oralarda olmadığına emindim.

"Seungları ara. Bu civardaki kameralara baksınlar. Gerekirse hepsini tek tek araştırsınlar. Otelden çıkınca ne tarafa gitmiş, hangi sokaklardan geçmiş. Yürümüş mü yoksa taksiye mi binmiş. Ne bok yaptıysa bilmek istiyorum"

"Ama bu çok zaman alır"

"O zaman onlara hızlı olmalarını söyle" dedim ayağa kalkarken. Odanın çıkışına doğru yürürken masanın altındaki kağıt parçasını bulmamla hızla oraya yöneldim. Katlı olan kağıt açtım. Motte'yi bul. GD ve kendin için orayı başlarına yık. Yazıyı tekrar tekrar okudum.

"Ne yazıyor ?" Dedi Lisa telefonunu açarken.

"Asıl hedefim" dedim sessizce. "Yıllar önce kendime söz verdiğim ama unuttuğum şey" dedim ve odadan çıktım.

10 YIL ÖNCE

"Hyung..hyung Bom nuna nerede ?"

"Jiyong yemeğini ye" dedi Seunghyun. Önümdeki pilava baktım. Uyandığımdan bu yana çok zaman geçmemişti. Seunghyun neredeyse 2 yıldır uyuduğumu söylüyordu. Kötü düşünmek istemesem de belli ki o zaman dilimde Bom'a bir şey olmuştu.

"Gerçekten berbat yemek yapıyorsun" diye mırıldandığımda kafasını kaldırıp bana baktı.

"Biliyorum" dediğinde gülümsedim. Seunghyun'la pek konuşmadık ama bu sessizlikten de rahatsız olmazdık. İkimizde konuşmadan anlaşanlardık.

"Belki de sen yapmalısın"

"Ben senden de berbat yaparım." Dediğimde güldü. Tabağındaki yemeği karıştırdı. Az önce pilav yaparken bir sinir krizi geçirmişti ve ağlayıp mutfağı biraz dağıtmıştı. Benim onu o durumda göreceğimden nefret edeceği için odada  kalmıştım.

"Hyung...belki de dışarıdan söylemeliyiz"

"Henüz o kadar paramız yok." Dedi sessizce. Bu konunun onu sıktığını biliyordum. Şuan bir evimiz olsa da bu evin önceden Bom ve onun ailesine ait olduğunu biliyordum. Seunghyun'un annesi öldüğünde ve Bom'un kardeşi kaçırıldığında terk dertleri Motte olmuştu. Bu yüzden her şeylerini satıp ortak yaşadıkları bu evi kurmuşlardı.

"Ama olabilir"

"Evet bir işe göreceğim. Şurada market var. Sanır-"

"Bom'un bahsettiği şeyi diyorum hyung. Elinde ben varım. Bunu kullanmalısın. Bom'un dediği dibi YG olalım"

"Artık YG kaldı mı emin değilim Jiyong. Baksana sadece sen ve ben varız."

"Ama ben YG'denim." Dediğimde arkasına yaslandı. "Sende öylesin"

"Evet ama"

"Hyung çok dibe batmamıza gerek yok. Biraz göz dağı verir ve bazı yerleri korumakla başlarız. Belki biraz haraç ? Aynı Bom'un dediği gibi" dediğimde kaşlarını çattı.

"Sadece iki kişiyiz Jiyong"

"O zaman daha fazla büyürüz. Beni hafife alma hem. Motte'de neler gördün bir fikrin yok" diye söylendim. Uzun süre bir sessizlik olduğunda kaşığını lapa pilava geçirdim. Yiyebileceğimi sanmıyordum.

"Motte'de yakalanmak benim suçumdu. Bir hata yaptım diye Motte'yi bırakacak mısın ?" Dedim sessizce çünkü bunu istemiyordum. Hatamı telafi etmek istiyordum.

"Motte'yle bot ölçüşemeyiz. Bunu demediğimiz de sen ölüyordun ufaklık"

"Ama ölmedim"

"Bu 2 yılına mal oldu Jiyong. Motteyi unut ama dediğinde haklısın. Bom'un dediğini yapalım" dediğinde hevesle kafa salladım. İkimiz de yemediğimiz yemeklere döndüğümüzde yine bir sessizlik oldu.

"Peki..ileri de çok güçlü olursak. Motte'yi yıkabilir miyiz ?" Dediğimde bana döndü.

"Jennie ve benim için" diye devam ettim. Elini uzun saçlarıma koydu ve karıştırdı.

"Bunun için çok güçlü olmalısın. Sen YG'yi büyüt. Vakti gelince bende Motte'yi yıkmaya yardım edeyim." Dediğinde hızla kafa salladım.

"O zaman Jennie'de YG'ye girer mi ?"

"Eh lider sensin Jiyong. Sen kimi istersen o girer"

"Ben lider miyim ?" Dedim şaşkınlıkla. YG'nin kurucularından biri oydu ve ben lider olamayacak kadar küçük hissediyordum kendimi ama o yavaşça kafa salladı.

"YG dağıtmıştı ama sen toplayacağım dedin. Güçlü olacağız dedin. Ben de sana inanıyorum" dediğinde gururla kafa salladım. Bunu yapacaktım. Jennie için yapacaktım. Güçlü olacak ve onu oradan kurtaracaktım. Böylece yanımda kalabilirdi.

"Peki Bom ? Bom'da geri döner mi ?"

"Umarım evlat. Ben umarım da o iş olacak gibi değil"

GÜNÜMÜZ

"Neredesin sen?" Diye sinirle bağırdım direksiyona vururken. Onu bulamıyordum. Kahretsin ki yine bulamıyordum. Hepsi benim hatamdı. Onu dinlemeliydim. Ona bir yabancı gibi baktım. O benim küçük Jennie'mdi.

Sadece o an çok kızgındım. O an bana sadece yalan desin istedim. Bana sarılsın istedim. Küfredip nasıl buna inanırsın desin ama onları yapmayınca  içimde bir parça söküldü. En sinirlendiğim şey ise kafasına silah dayamama rağmen bana sorun yok demesiydi. Sorun vardı. Ölümü bu kadar kabullenmesi sorundu.

Onu bulmalıydım. O aptalca bir şey yapıp kendine zarar vermeden önce onu bulmalıydım. Motte'yi bulmadan ve..onlara karşı savaşmazdı. Motte en iyi ihtimalle onu öldürürürdü. Bu da en iyi ihtimaldi. Ondan vazgeçmeyip tekrar onu oraya hapsederlerse, ona yine eskisi gibi davranırlarsa

"Hayır Ji. Buna izin veremezsin. Buna izin vermeyeceksin. Bundan sonra kimse onu senden alamaz. O bile. Buna izin vermeyeceksin"

Arada böyle minik geçmişe dönüşler yapalım mı ? Hem eksik bir kaç yer var.

OTHER SIDE: REVENGE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin