Bölüm 32: Eh bir şeyler düşündük.

397 42 130
                                    

"Ji şu lanet müziği kapat artık!" Diye bağırdım. Sabah sabah deki ediyordu beni. Bu müzikte neydi ?

"Odaklanmamı sağlıyor benim" dediğinde kafamı kaldırdım. Gömleğinin düğmelerini ilikliyordu. Tüh be geç kaldık. Yastığı kaptığım gibi ona attım ama yastığı havada kapıp bana fırlattı. Kafama çarpıp yatağa düşen yastığa baktığımda güldü.

"Uykuluyum. Yoksa reflekslerim çok iyi" dediğimde gülmeye devam edip aynaya döndü. Kulaklarına küpelerini geçirirken onu izledim.

"Bugün neşelisin"

"Çok iyiyim uyudum"

"Güzel. Bir boka yaramışım demek ki!" Dedim alayla ve kafamı yastığa gömdüm. Dün gece bahçede onu beklerken bunu düşünmüştüm. Çok zordu ve ben bir işe yaramıyordum. Ne Jiyong'u ikna edebiliyordum ne de Dara'yı mutlu edebiliyordum.

Tavana bakarken bir anda turuncu saçlar görüş alanıma girdi. Dişlerini gösterecek şekilde güldü. Kahretsin nasıl bu kadar tatlı olabiliyordu ? Gülümsememi sağlıyordu.

"Sen bana enerji vermekle sorumlusun ve bunu çok iyi yapıyorsun."

"Ama bu basit"

"Hayır. Basit olsa bunu herkes yapabilirdi. Sen işinde çok iyisin sadece" dediğinde gülümsedim.

"Her gün gözüme daha yakışıklı gözüküyorsun. Bu haksızlık"

"Yanına yakışmaya çalışıyorum"

"Şuan berbat gözüküyorum"

"Keşke benim gözümden görebilsen nasıl olduğunu" dediğinde güldüm. Beni şımartıyordu. Onun yanında kendimi özel hissetmem gerçekten dünyalara bedeldi.

"Ne düşündün ?"

"Bir şeyler düşündüm. Uyumak iyi geldi. Bu yüzden yukarı çıkalım. Konuşmamız gerek" dediğinde kafa salladım.

"Ama duşa girmem lazım. Sen çık geliyorum"

"Aslında benim de girmem lazımdı. Zamandan tasarruf mu yapsak ?" Dediğinde ayağa kalktım.

"Hazır gibi duruyorsun. Hem 20 dakika önce duş aldın sanki"

"Tekrar almam lazım. Bu benim kuralım. İki kere giriyorum duşa" dediğinde kahkaha atarak banyoya girdim. Peşimden geliyorken suratına kapıyı kapattım. Hızla duşa aldım ve havluya sarılıp odaya geçtim. Gitmemiş yatakta oturuyordu.

"Hadi ama niye çıkmadın yukarı ?"

"Seninle çıkalım istedim"

"Peki" dedim ve çantamdan kıyafet aldım.

"Bir ara cidden yerleşmek lazım. Canım kıyafetlerim buruş buruş oldular burada"

"Yenisini alırız"

"Ütü diye bir şey var biliyor musun ? Ütülüyorsun. Tanrım hiç mi fakir olmadın? Ah bu fakirlik de değil ki!"

"Seni mutlu etmek istiyorum"

"Bu yukarıdaki konuşmaya bağlı" diye mırıldandım ve arkamı ona dönüp sutyenimi giydim. Ellerimi arkaya atıp kopçasını takmaya çalıştığımda ellerini sırtımda hissettim. Kopçasını taktıktan sonra omzumu öptü. Gözlerimi kapatıp ona yaslandım. Bu tehlikeliydi. Onu sevmek cidden tehlikeli bir boyut almaya başlamıştı. Bir öpücüğüyle dağıtmak mantıksızdı.

"Çok güzelsin"

"Hazırlanmam gerek" dedim ondan hızla ayrılıp. Üzerime bir şeyler geçirdim.

"Olsun böyle de güzelsin" dediğinde omzuna vurdum. Elimi tuttu ve beraber yukarı çıktık. Tek farkı yukarı çıkarken gülümsemesi kayboldu. Bu ise beni sadece daha çok gerdi. Salonda Dara, Seungri ve Daesung vardı.

"Herkes aşağı insin." Diye bağırdı Jiyong. Dara'nın yanına oturdum ve bizimkilerin aşağı inmesini bekledim. Herkes yavaş yavaş salondaki yerini aldı.

"Biliyorsunuz ki Seungri ve Dara bir hal yedi" dediğinde sinirle ona baktım. Göz göze geldik.

"Tamam iyi bir halt yedi!" Dediğinde kafa salladım.

"Bu yüzden işler değişti"

"Gidecekler mi ?" Dedi Lisa. Aslında herkesin bu soruyu sormak istediğini biliyordum. Kimsenin cesaret edemediğini de. Salonda bir sessizlik oldu.

"Gidemezler" dedi Jiyong. Gülümsedim.

"Seunglar görevini onlara devrediyor. Bundan sonra Desiti'yi izleme işi Seungri ve Dara'da" dedi

"Ama hyung ya biz ?" Dedi Yoon.

"Siz saha görevine çekildiniz. Daesung Yoon ve Hoon'a atış dersi verecek. Bu konuda hala berbatlar. Bu saatten sonra da bizimle çalışacaksınız. Artık ikiniz de oturmak dışında bir sey yapmalısın"

"Ama ya beceremezlerse ? İzlemek önemli bir mevzu" dedi Hoon.

"Bende bunu istemiyorum hyung. Bu sıkıcı" dedi Seungri. Dara'da kafa sallayıp onayladı. Sonra kendi aralarında tartışmaya başladılar. Jiyong'un her saniye daha da sinirlendiğini görebiliyordum.

"O zaman dikkatli olsaydınız! Bu saatten sonra silaha dokunmayacaksınız bile duydunuz mu beni ? Sizi. Sahada. Görmek. İstemiyorum" diye bağırdı. Herkes susarken gülümsedim.

"İkiniz de bu bebek doğana kadar buradasınız. Doğduktan sonra ise bulacağız bir yolunu ama o zamana kadar planların hiç birinde yoksunuz. Kabul etmiyorsanız odanıza gidip ağlayabilirsiniz çünkü umurumda bile değil. İkiniz de ekipten çıkmıyorsunuz" dedi sinirle. Derin bir nefes aldım. En azından gitmek zorunda da değillerdi.

"Ve temizlik. Önümüzdeki 9 ay temizlik ikinizde. Artık Dara Seungri'ye mi paslarsın ne yaparsın bilmem ama evde toz bile olmayacak"  dediğinde temizlik yapmayacağı için sevinen ekip alkışladı.

"Tamam hyung" dedi Seungri. Dara kafasını çevirip bana baktı ve gülümsedi. Kafamı omzuna yasladım ve Jiyong'a baktım.

"Yani YG'nin yeni bir üyesi var" dedi Seunghyun. Kıkırdadım.

"Evet. Sanırım Seungri'nin bebeği Seungri'nin en genç YG'ye katılan üye rekorunu almış oluyor" dedi Youngbae gülerek.

"Evet. Her üyeye olduğu için ona da parti vermeliyiz. Büyük bir parti" dedi Jiyong. Göz göze geldiğimizde gülümsedim.

"Bir kaç güne mekanda bebek için parti var. Lakin bebek haberini YG dışındaki kimse bilmeyecek. Duydunuz mu ? Bamdoda bir kişiden bile bebek olacağını duyayım yemin ederim haberi vereni bulur ve bir daha bir şey söyleyemesin diye dilini keserim" diye eklendiğinde göz devirdim. Evet yine eski Jiyong gelmiş bulunmakta. Herkes onayladığında ayağa kalktım.

"O zaman..unnie, oppa sizi tebrik ederim. Ay şimdi minnacık bir bebek olacak. Tombik tombik ayaklar" dediğimde Dara güldü. Seungrk ona sarıldı.

"Yine de" dediğinde Jiyong'a döndüm. Yine ne diyecekti şuursuz.

"Bana bu yaptığınızı unutmayacağım. En iyilerinden iki adamıma engel oldunuz. Benim elimden çekeceğiniz var" dediğinde koluna girdim.

"Hadi hadi kahvaltı hazırlayalım" dedim onu mutfağa çekerken. Arkama dönüp salondakilere baş parmağımı kaldırdım ve mutfağa girdik.

"Doğru olanı yaptın" dediğimde alnımı öptü.

"Hep doğru olanı yaparım ama kahvaltı hazırlamam" dedi ve kapıya döndü.

"Kim hazırlayacaksa gelip hazırlasın!" Diye bağırdı.

OTHER SIDE: REVENGE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin