Bölüm 52: Çünkü onu biz öldüreceğiz.

313 35 110
                                    

"Bom ve Seunghyun bugün dönüyor"

"Dönsünler bir zahmet. 1 hafta oldu. Ne balayıymış be" dedim. Jiyong yanına uzandı.

"Sende bu aralar bir şeyler var"

"Yok ki. Ben rahatım. Öyle yani"

"Küçüğüm benim ne oldu söyle bana ?" Dediğinde burnunu boynuma sürtüyordu.

"Ji seni çok seviyorum"

"Bende seni seviyorum bebeğim"

"O zaman beni bırakma"

"Ne ?"

"Beni bırakma işte" dediğimde benden uzaklaştı ve gözlerime baktı.

"Jen sorun ne ?"

"Bu aralar çok kabus görüyorum ve sen benden ayrılıyorsun. Bir anda bırakıp gidiyorsun işte. Sana koşuyorum ama yetişemiyorum. Beni bırakma olur mu ?"

"Seni asla bırakmam" dediğinde zil çaldı. Yataktan kalktım.

"Geldiler. Gidip şunlara bakalım. Hadi" dediğimde elimi tutup kalktı. Beraber yukarı çıktık. İkisi de balayı için düğünden sonraki sabah yurt dışına çıkmışlardı. Biz yukarı çıktığımızda salondaki Jin Woo ve Rose'a sarılıyorlardı. Altımız beraber salonda oturduk.

"Nasıldı tatiliniz ?"

"Güzeldi. Çok eğlendik. Zaten hep İspanya'ya gitmek istemiştik. Sonunda gerçek oldu. Keşke daha uzun süre kalsaydık" dedi Bom. Gülümsedim. Onun için çok mutluydum. Bunu cidden hak etmişti

"Sevindim unnie. İleride bir daha gidersiniz. Daha çok vaktiniz var" dediğimde Bom kafa sallayarak bana döndü.

"Her şey senin sayende oldu. İyi ki kardeşimsin. Her ne kadar motteye gitmeme kardeşim sebep olsa da...seninle tanıştığıma memnunum"

"Unnie bir şey yapmadık ki. Her şeyi görevliler yaptı. Beğenmene sevindim. Mutlu olmayı hak ediyorsun"

"Nuna bir şey soracağım. Kardeşini aramaktan neden vazgeçtin? " Dedi Jin Woo. Açıkçası Bom kardeşi hakkında hiç konuşmazdı. Ben bile bunu köprünün orada öğrenmiştim. Zaten Bom gerilmişti bile. Yine de yüzüne bir gülümseme kondurdu

"Vazgeçmedim. O öldü. Jennie'yi almak için oraya girdiğimizde tek Jennie'yi almayacaktık. Tabi ki kardeşimi de alacaktım ama çok vaktim yoktu. Oda numarasını bulmak için müdürün odasına girdim ama ölüm belgesi oradaydı. Masanın üzerindeydi. Jennie'yi alıp çıktık. Bu yüzden...Motte tamamen bitti benim için. O saatten sonra yanımdakine odaklanmak istedim." Diye açıkladı Bom. Onun için üzülüyordum. Motte'de ölen çok çocuk olmuştu tabi ki. Bazen hasta çocuklar gelirdi. Motte onları zeki oldukları için alır ve iyileştirmeye çalışırlardı. İyileştiremedikleri çok çocuk oldu. Jiyong elini omzuma attı.

"Üzgünüm nuna. Hatırlatmak istemezdin"

"Sorun değil onu atlattım. Yani...uzun zaman oldu. Onun yüzünü bile hatırlayamıyorum. Zaten o zamanlar çocuktu daha" dediğinde kafa salladım.

"Onu neden aldılar ki ?" Dedi Rose.

"Aslında o çok zekiydi. Çocuklara devlet test yapıyordu. Yani bu aslında Motte'nin işi. Bize test yaptırmak zorunlu dendi. Biz de test yaptırdık tabi. Ondan bir kaç hafta sonra da zaten o olay oldu. Ailem işteydi. Ona Seunghyun'un annesi bakıyordu. Onu almaya gelmişler ama annesi vermemiş. Onu öldürdüler ve kardeşimi aldılar" dediğinde Jin Woo ve Rose kafa salladı

"Bu gerçekten üzücü. Motte çok sinir bozucu bir yer. Keşke böyle olmasaydı"

"Evet ama keşkeler ise yaramıyor." Dedi Bom. Gözleri yerdeydi. Diyecek bir şeyi yoktu. Ne teselli ederdi ki insanı ? Onu anlayamazdım. Gerçek bir kardeşim olmamıştı. Endişeleneceğim bir ailem bile. Aslında bu aralar bu konu beni sık boğaz ediyor, moralimi bozuyordu. Dara ve babasını görmek bana pek yaşamamıştı.

"Peki adı neydi ?" Dedi Rose. Sinirle ona baktım.

"Of ne bu merak ?"

"Kızma kimseye Jen. Rose adı Go Eun. Görsen çok tatlıydı. Kaşının üzerinde bir leke vardı. Küçükken onunla dalga geçerdim. Oda babam gibi dövme yaptıracaktı. Ah...fazla konuştum dimi ?"

"Ne ?" Dedim şaşkınlıkla. "Adı neydi ?"

"Go Eun" dedi Bom. Go Eun. Ayağa kalktım.

"Ben hava almaya gidiyorum" dedim ve kendimi evden dışarı attım. Bahçeden çıktım ve Hanbin'in dükkanına doğru koşmaya başladım. Go Eun. Kaş üzerindeki dövme. Motte. Bana ismin tanıdık demişti. Motte.

Hızlaca dükkana girdim. Hanbin birine dövme yapıyordu. Şaşkınlıkla ikisi de bana döndü.

"Çık" dedim adama bakıp. Hanbin'in kaşları çatıldı.

"Dostum dövme yap-"

"Sana çık dedim" diye bağırdım. Çocuk küfrederek dükkandan çıktı ama kapıda durdu. Kapıyı kapattım.

"Go Eun nerede? "

"Go Eun'da kim ?"

"Sapık Hanbin. Sapık nerede ?"

"Ne oldu ki ?"

"Söyle!" Diye bağırdım. Bana ismin tanıdık dedi. Beynim dönüyordu. Nefes almaya çalıştım.

"Jennie atak mı geçiriyorsun? Sakin ol. Sana şu vere-"

"Lütfen bana Sapık nerede bunu söyle? "

"Bilmiyorum Jenn. Bir kaç gün önce buradaydı ama gitti. Daha da hiç görmedim." Dediğinde ellerimi saçlarıma geçirdim.

"Lanet olsun. Lanet olsun.Lanet olsun. Bu kadar. Her şey bu kadar" dedim. Jiyong dükkana girdi.

"Ne oluyor ? Evden beri sana seslendim ne durdun ne bir şey yaptın? "

"O mottede" dedim panikle. Titreyen ellerimi tuttu. Ayakta duramayacaktım. Sırtımı duvara yasladım ve güç almaya çalıştım.

"Go Eun. Kaş üzerinde dövme. Bom'un kardeşi. Onu gördüm. O sürekli buradaydı. B-ben onunla konuştum. Hanbin onu sev-seviyor" dedim ve kayıp yere oturdum. Jiyong yanıma eğildi..

"Jennie sakin ol ve bana düzgünce anlat"

"Bom'un kardeşi burada Jiyong. Benimle konuştu. Bir kaç kez karşılaştık. Bamdo'dan değil. Desiti'den de ama buraya rahatlıkla girdi. Kimse sorgulamadı bile! Hanbin onu araştırdı ama bir şey bulamadı. O Motte'den. Eminim" dedim hızla. Kaşları çatıldı

"Bunu neden Bom'a söylemedin!? Ne kadar sevinir kim bilir ? Bir daha gördüğümüzde onu yollamayız oraya" dedi Jiyong. Kollarını tutup bana bakmasını salladım.

"Hayır" dedim kafamı iki yana sallarken. "Hayır Bom'a söylemeyeceğiz. Bom onu öldü bilecek"

"Ne ? Neden ?"

"Çünkü onu biz öldüreceğiz ve siktir olup gideceğiz" dediğimde Ji kollarımı itti

"Sen ne diyorsun Jennie? "

"O motteden. Beni tanıdığını söyledi. Motte benim nerede olduğumu biliyor. Be-beni buldular. Beni alacaklar. Beni senden alacaklar. Dönemem. Oraya geri dönemem"

Sanki yorumlar biraz azaldı son 5-6 bölüm. Yani yarıya falan indi. Ben pek cevap veremiyorum çünkü bir bölüm atıp diğerini yazmaya geçiyorum.Şimdi yatmaya gidiyorum. Umarım yorum atarsınız. Love u

OTHER SIDE: REVENGE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin