JİYONG
"Seni manyak piç" dediğinde omuz silktim.
"Ne demek onu kaçırdım ?" Dedi Youngbae.
"Bakın onu kaçırmadım. Bayıltıp buraya getirdim"
"Aynı şey" Dediler hep bir ağızdan. Ayağa kalktım.
"Aynı şey değil. Zaten gelecekti benimle." Dedim sinirle.
"O zaman ne diye kızı bayıltın!" Diye bağırdı Seunghyun. Ona döndüm.
"Sadece pek emin değilim gibi geldi hyung. Bende o düşünene kadar harekete geçtim. Ne var bunda anlamıyorum ?" Dedim sinirle. Sanki hiç birini kaçırmamış gibi davranıyorlardı.
"Lan kız zaten gelecekse ne diye bayıltıyorsun ? Yok bu beni delirtecek sonunda" diye ayağa fırladığında Youngbae onu tuttu.
"Ben kaçayım. Duş alacağım.Jennie zaten benim odamda ona da bir bakarım. Zahmet olmaz merak etmeyin. He Jisoo. Seninle konuştuğum şey" dedim sakince. Jisoo rahatsız bir şekilde kıpırdandı.
"Tamam oppa. Halledelim" dediğinde gülümsedim ve aşağı indim. Hızla duş aldım ve dolabımın karşısına geçtim. Acaba ne giysem ? Şöyle kısa kollu bir şey giysem. Hem dövmem de gözükür. Bu hava da mı Ji ? Saçmalıyorsun. Hava çok soğuktu. Bu yüzden boğazlı bir kazak geçirdim.
"Bebeğim artık uyanmayacak mısın ?" Diye mırıldandım Jennie'nin yanına otururken ama kıpırdamıyordu bile.
"Tamam bende yatarım" dedim ve yanına uzandım. Onunla uyumayı özlemiştim. Hem de çok özlemiştim. Bundan sonra hep beraber uyurduk. Hiç bir yerde yatmasına izin vermeyecektim. Kafamı onun yastığına koydum ve gözlerimi kapattım. Uyuyamayacağımı biliyordum. O yanımdayken saçma bir heyecan kaplıyordu her yanımı. Gülümsedim. Saçma ama güzel bir heyecan.
"Nerede-hasiktir cidden ya" diye mırıldandığında gözlerimi açtım. Tavana bakıyordu. Bir anda bana döndü ve gözlerini üzerime dikti.
"Beni bayılttın" Dediğin de kıkırdadım ve kafa salladım.
"Bayılttım"
"Seni psikopat şerefsiz! Ne diye bayılttın lan beni ?" Dedi sinirle kalkarken. Kolundan tutup onu yatağa çektim.
"Yatalım saat geç"
"Sence ben burada yatar mıyım ? Hem de seninle"
"Ne varmış odamda ? O kaldığın yerden iyidir. Kapıları bile çürüktü be oranın" dediğimde tekrar kalkmaya çalıştı. Kolunu tuttuğumda beni itti ve ayağı kalktı.
"Makyaksın olum sen" dedi sinirle ve odadan çıktı. Ayağa kalkıp peşime takıldım ve onunla beraber salona girdim. Bizimkiler hala olduğu yerdeydi. Jennie'yi görünce hepsi sustu ve bize döndü. Gülümsedim.
"Jennie uyandı"
"Gördük onu Ji" dedi Chaerin. Göz devirip Jennie'ye baktım. Kollarını göğsünde birleştirdi.
"Bu Motte olayında ciddi misiniz ?" Dedi sonunda. Henüz bu konuyu diğerlerine açmamış olabilirdim. Bu yüzden hepsi boş boş Jennie'ye baktı.
"Hani şey dedik ya ekip. Motteyi mahvedecektik" diye araya girdiğimde yüzlerinde bir aydınlanma oldu.
"Ah evet o konu. Doğru. Tabi"
"Biz hep ciddiyiz"
"Her zaman"
"Jiyong size söylemedi dimi ?" Dedi sonunda. Herkes kafasını yavaşça sallarken sinirle onlara baktım. Jennie bana döndü.
"Ne düşünüyorsam. Tabi ki söylemedin"
"Planları hep kendi kafamda yaparım. Sonra onlarla hallederim. Yani söylemedim evet"
"O zaman plan ne ?"
"Plan seni buraya getirmekle başlıyor. Sonra da Motte'yi yıkmak için plan yapmamla devam ediyor. Henüz seni buraya getirmeyi başarabildim. Yani şimdi Motte için plana başlayacağım" Dediğim de avuç içlerini yüzüne bastırdı.
"Bazen cidden mankafa oluyorsun" dedi. Tamam bana hakaret etmesi beni sınırlandırıldı ama bunu hak etmiştim. Ellerini yüzünden çekti.
"Sen planı yapıyorsun. Beni de dahil et. Şimdi evime geri dönüyorum. Haberleşiriz"
"Ne ? Nereye dönüyorsun ? Oraya falan gidemezsin" dedim sinirle. Kaşlarını çatıp karşıma geçti.
"Nedenmiş ?"
"Çünkü plan yapmam için burada olman lazım. Her ayrıntıyı seninle paylaşmam için yani. Burada kal. Motte de seni arıyor. Ya bulurlarsa"
"Bulsunlar. Bulurlarsa bulsunlar ne yapayım Jiyong ? Burada durup senin çift kişiliğinle mi uğraşayım" dediğinde arkadakiler kahkaha attı. Onlara el hareketi çektiğimde tek tek sustular.
"Hem apartın sahibi seni bir daha görmek istemediğini söyledi. Ne cimri adam ama! Dünyanın parasını verdim o eski kapı için. Yani aparttan kovuldun"
"Başka bir yer bulurum o zaman. Sonuçta buradan da kovuldum"
"Başka yer yok ki. Hem biz dedik ya seni geri istiyoruz diye! Egonu mu tatmin ediyorsun ? Daha kaç kez söylemem gerekiyor ?" Dedim sinirle. Bu artık kalırım kalmam olayı sıkmaya başlamıştı.
"O zaman özür dile" dediğinde bir sessizlik oldu. Kaşlarımı çattım. Özür falan dilemeyecektim. Oda hatalıydı.
"Sen de büyük hata"
"Ama ben seni kovmadım"
"Çünkü burası benim evim"
"O zaman evinde kalmaya devam et ve bana bu-"
"Of cidden ama" dedim ve kolunu tutup onu aşağıya doğru sürükledim. Odama soktum ve kapıyı vurarak kapattım. Çıkmayı denediğinde sinirle onu ittim ve kapıyı kilitledim.
"Bu odada kalıyorsun. Sen ve ben! Bu konuyu halledene kadar ikimiz de çıkmıyoruz"
"Halledecek bir şey yok Jiyong" dedi sinirle. Omzu silktim.
"O zaman gitme"
"Neden ? Bu neden önemli ki senin için ?" Dedi sinirle. Omuz silktim. Ona söylemek istemiyordum çünkü söylersem bana inanmazdı ki. Ayrıca gülerdi. Sevgi insanı zayıf yapıyordu.
"Mottenin seni bulmasını istemiyorum" dedim kafamı yere eğerken.
"Tek sebep bu mu ?" Dediğinde kafamı yerden kaldırıp ona baktım.
"Ne duymak istiyorsun Jennie ?"
"Ne düşünüyorsan onu istiyorum. Yalanları değil" dediğinde gözlerimi odada gezdirdim.
"Burada kalmanı istiyorum çünkü seni yanımda görmek istiyorum ve iyi olduğundan emin olmak istiyorum. Her zaman seni kontrol edebileceğim, iyi olduğunu görebileceğim bir yerde olmanı istiyorum çünkü sen burada olmayınca senin için endişeleniyorum ve başkalarına sarıyorum. Çünkü ben seni s-"
"Oppa ben çıkıyorum" diye bağırdı Jisoo yukarıdan ve sözümü kesti. Jennie kapıya doğru baktı. Kapıyı açtım.
"Tamam haberleşelim"
"Ne ? Jisoo nereye gidiyor? " dedi Jennie. Ona baktım.
"Desiti'ye gidip gelecek"
"Ne ? Dövmesi var aptal. Onu öldürürler orada!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OTHER SIDE: REVENGE
Mystery / Thriller"Sen küçüğüm. Sen tüm planlarımı mahvettin ve ben bundan hiç hoşlanmadım." Other Side devam kitabıdır.