"Kim o ?"
"Oda servisi" dediğinde göz devirdim ve kapıyı açtım.
"Oppa burası bir apart. Apartlarda oda servisi mi olur ?" dediğimde Daesung gülümsedi. Açıkçası partiden sonra beni bulmalarına şaşırmıyordum. Kapıyı açtım ve içeri girmesini bekledim. Girer girmez kapıyı kapattım. Minik salona girdi ve bir koltuğuna köşesine oturdu.
"Evet neden geldin ?"
"Jennie ben geri dönmeni istiyorum" dediğinde koltuğa bıraktım kendimi.
"Aa ben beni orada kesinlikle istemediğini düşünmüştüm. Üsteli Sana'yı öldürdüğüm için de üzgün gibiydin" dedim alayla. Benimle dalga geçen asıl onlardı.
"Ben kimsenin ölmesine üzülmem. İlgilenmiyorum. Tek ilgilendiğim senin yalan atmış olmandı. Gerisiyle ilgili de bir şey yapmadım. Sadece yalan attığını söyledim ve kendimi asla suçlu hissetmiyorum" dediğinde kafa salladım. Adam tek düzeydi ama haklıydı be. Ben bir hata yapmıştım. Oda bunu yakalamış ve gidip söylemişti. Tabi ki YG'yi korumak isteyecekti.
"Olabilir. Seninle bir sorunum yok zaten" dediğimde kafasını yana eğip yüzüme baktı.
"Nasıl ?"
"Yok. Hatta iyi ki yapmışsın. Sen o gün benim oradan geldiğimi söylemeseydin..ne kadar devam edecekti bu olay bilmiyorum. Büyük ihtimalle kendimi kandırıp duracaktım. En azından böyle insanların benim için gerçekte ne düşündüğünü öğrendim" dediğimde kaşları çatıldı.
"Jennie YG'deki kimse o an gerçek tepkisini vermedi. Jiyong hyung bile. Açıkçası ben seni direk öldürür diye düşündüm. Desiti'den nefret ederim Jen. O yüzden bunu saklayamazdım. Oradaki insanlardan da nefret ederim. Öleceğini bile bile gidip ona söyledim" dedi. Harika! Gerçekten bağlarımızı güçlendiriyoruz.
"Küçükken bir gün kaybolup Desiti sokaklarına girdim. O kadar karışıktı ki sokaklarda boş boş dolandım. En sonunda bir kaç çocuk bana sataştı. Sadece elimdeki yarım simit için ve simidi vermek istemiyordum çünkü zaten o yarım simidi annem vermişti. Kavga büyüdü ve biri hiç düşünmeden bıçağını çıkarıp salladı. Yüzüm kesildi" dedi. Parmaklarını birbirlerine kilitledi. Bu olayı anlatmanın onun için ne kadar zor olduğu belliydi.
"Zor kaçtım ve çok fazla kan vardı. Beni Youngbae buldu ve Seunghyunlara götürdü. Bana yardım ettiler ve yaralarım iyileşene kadar orada kalmama izin verdiler. Yara toparlandı ama izi hep kalacaktı. Bu yüzden korkaraktan da olsa ailemin yanına geri döndüm. Annem beni görünce çığlık attı. Sevinçten olduğunu düşündüm ama korkudandı. Güzellik takıntısı olan bir kadın, güzel bir kızı ve çirkin bir oğlu varken üstüne bir de oğlunun kocaman bir izi vardı yüzünde"
"Sen çirkin misin ? Kafanı bir yere mi vurdun ?" dedim sinirle. O da kendine çirkin diyorsa dünyadaki erkek nüfusunun yarısı kendini öldürebilirdi.
"Ona göre öyleydim. Bana göre de öyle olmaya başladı. Çocuğu olduğum için beni atamadı ama gitmemi istercesine yüzüme bakıyordu. Bana bir maske yaptırdı böylece yüzümü görmek zorunda kalmayacaktı. Bir gece beni karanlıkta mutfaktan dönerken maskesiz görünce korkudan bayıldı. Her şeye nokta koyan olay da bu oldu. O gece eşyalarımı topladım ve Seunghyunlara geri döndüm. Beni sorgulamadan kabul ettiler ama ben Desitili piçler yüzünden ailemi kaybettim."
"Ama başka bir tane kazanmışsın" dediğimde göz göze geldik. Gülümsedi
"Seni anlıyorum oppa. İnan bende nefret ederim oradan. Sorun zaten senin onlardan nefret ediyor olman değil ya da sen de değilsin. Sorun...sorun Jiyong. Hata yaptığımı biliyorum ama ben bunu hak ettim mi diye düşünmeden edemiyorum. O da bana GD olayını söylemedi ve bana göre de GD olayı daha büyük bir olay çünkü ben onu öldü sanıyordum. Ben küçük bir çocuk öldürdüm sanıyordum. Hala rüyalarımda o anı yaşıyorum, kabuslarla uyanıyorum ama ben ona bu şekilde davranmadım. Belki de davranamadım" dedim. Anlayışla kafa salladı.
"Zor dimi ? Jiyong hyung zor bir insan"
"Öyle. Asıl anlamadığım 6 ay sonra neden ? 6 ayda beni hiç sormadınız. Merak etmediniz ama durduk yere bir anda"
"6 ayda seni merak edecek vaktimiz bile olmadı. Jiyong sayesinde sürekli, sürekli çalıştık. Bir iş bitti diğerine geçti. Bulduğumuz tek boş vakitte yatıp uyuyorduk. Bir ara çocuklar dinlenmek için vurulmayı bile düşündü." dedi. Jiyong yine bencillik yapmış ve herkesi fazla fazla çalıştırmıştı yani.
"Sonra Bom geldi" dediğinde öylece kalakaldım.
"Nasıl yani o Bamdo'da mı ?"
"Geri gitti" dediğinde güldüm. Tabi ki geri gidecekti. Koşa koşa Min Woo'suna gidecekti. Ne bekliyordum ki ?
"Senden bahsetti. Eski YG'den ve biraz da Motte'den. Jennie sende de hata var. Bize bunlardan bahsetmeliydin"
"Sormadınız ki ? Tek sorduğunu Desiti'den geldiğim doğru mu yalan mı. Doğruydu. Oradan geldiğim için ağzımı bile açamadım" dedim sinirle.
"Orada da haklısın ama yine de açıklayabilirdin Jennie. Jiyong biraz sinirli biri ama açıkladığında seni susturacak biri değil" dedi. Biliyordum. Biliyordum ama yapamamıştım. Onları bile yeni öğrenmiştim. Her şey üst üste gelmişti. Dayanamamıştım. Her ne kadar Jiyong'un GD olayına tepki vermesem de beni derinden etkilemişti. Her şeyi içime atsam da bok gibi hissediyordum. Belki de ölmek istemiştim. Tüm bunların bitmesini istemiştim.
"Biliyorum" dedim sessizce. Kafa salladı ve ayağa kalktı.
"O zaman hadi geri dönelim. Konuşun ve anlaşın"
"Gelemem oppa. Gerçekten gelemem. Kendimi ne kadar kullanılmış hissettiğimi bilmiyorsun. Jiyong'un bana nasıl hissettirdiğini de. Deli gibi dönmek istiyorum. Hepinizi özlüyorum ama bana engel olan bir gururum var. O gün o bahçede söyledikleri dönüp duruyor beynimde ve ben yapamıyorum. Geriye doğru bir adım bile atamıyorum. Açıkçası atmak da istemiyorum. Bu sefer bitsin istiyorum çünkü hiç bir şeyi umursamadan Motte'ye gireceğim ve ikimiz için intikam olacağım. Kimsenin bana engel olmasını istemiyorum. Jiyong'da dahil. Verdiğim değerin boş olduğunu da görmek istemiyorum"
Sen git bölümü birinci kitaba yaz. Az kalsın da yayınla fjkfjg
Son anda fark ettim cidden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OTHER SIDE: REVENGE
Mystery / Thriller"Sen küçüğüm. Sen tüm planlarımı mahvettin ve ben bundan hiç hoşlanmadım." Other Side devam kitabıdır.