"Onu mahvedeceğim"
"Ona dokunamazsın. Bir anlaşma yaptık" dedi Min Woo. Uyandığım bir kaç dakika oldu ama gözlerimi açmadım. Aptal değildim. Buradan çıktıkları an kendimi buradan kurtaracaktım.
"Her şey bittiğinde o ölecek dimi ?" Dedi Yoona. İşte şimdi Jiyong'a sinirlendim. O mal araya girmeseydi Yoona'yı öldürmüştüm bile.
"Merak etme. Onu kendi ellerimle sana vereceğim" dedi Min Woo. Umarım bunu yapardı çünkü o kaltağı öldürecektim.
"Jiyong'a zarar vermeyeceksin dimi ? Bunu konuşmuştuk" dedi Yoona. Onun ismini duyunca gözlerimi araladım.
"Bakarız"
"Ne ? Bana bunun için söz verdin Min Woo!"
"Ne kadar aptalsın! Göğsünde 5 dikiş var. O herifi sevmek sana ne kazandırdı? Madem bu kadar seviyordun yanında tutacak bir şey bulsaydın"
"Senin evdeki kadını tehdit etmen gibi mi?"
"Sonuçta yanımda"
"Tanrım ikiniz de iğrençsiniz cidden" dedim kafamı kaldırırken. İkiside bana döndü. Gözlerim üzerimde gezindi. Üzerimde sadece iç çamaşırlarımın olması neden üşüdüğümü açıklıyordu.
"Susayım dedim ama midem kabul etmedi" dedim alayla. İkisi de sinirli gözlerle bana bakıyordu.
"Prenses uyanmış! Şimdi özür dinlemediğin için pişman mısın? "
"Pişman olduğum tek şey seni en başında öldürmemem" dedim. Camdan bir kutunun içindeydim. Ayaklarım ve ellerim kelepçeliydi. İşin kötü tarafı Min Woo beni tanıyordu. Bu yüzden kelepçeler elektronikti. Klasik kelepçeyi açmam 24 saniyeyi, açacak bir şey olmasa bile bileğimi oradan kurtarabilirdim çünkü bileklerim küçüktü ama bunlardan kurtulmak zordu.
"Seni geber-"
"Of tamam kesin şunu" dedi Min Woo. Ona baktım. Gerizekalı bunun yanına kalacağını mı sanıyordu ? Jiyong şimdiye kadar onun bu işte olduğunu bulmuştur bile.
"Şimdi Jennie....En başında benim adamım olarak kalsaydın bunlar olmazdı ama Desiti'yi yakmandan ve en son ki ziyaretinden sonra bu imkansız" dediğinde kendimi gülmeye zorladım. Korkuyormuş gibi görünme. Sen güçlüsün. Korkmuyorsun.
"Ah oysa ki ben yalvarıyordum illa da Desitiye döneceğim diye"
"Jennie onca yıl hayrına bugünün şerefine ki bak takım bile giydim" dedi üzerini gösterip. Cidden maldı.
"Hadi seninle bir oyun oynayalım" dediğinde kaşlarım çatıldı.
"Ne ?"
"Bir oyun Jennie. Normalde bunu kimseye yapmam ama sen özelsin" dedi. Bu cümle bana Jiyong'u hatırlattı. Onu özledim. Onu şimdiden özledim. Özür bile dinleyemedim. Zaten sikerim özrünü baksana kız karşımda. Yine de şuan onun yanında olmak istiyordum.
"Cidden ne istiyorsun Min Woo? Bu sikik yeri bir oyun için hazırladığını söyleme. Cidden çocukça" dediğimde cama doğru yaklaştı.
"Bu özel bir cam. Kurşun geçirmez. Yani bunu kırmak...baya bir zor olacak. Şimdi Jennie yukarı bak" dediğinde kafamı kaldırdım. Siyah plastik benzeri bir şeyle kapanmıştı. Kaşlarımı çatıldı.
"Bu ne ?"
"Sen ne istersen. Motteki yıllarını hatırlatmak adına bir kaç sürpriz hazırladım. Buraya geliyorum ve şunu çeviriyorum" dedi ve bir kolu çevirdi. Ufak bir çark dönmeye başladı ve durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OTHER SIDE: REVENGE
Mystery / Thriller"Sen küçüğüm. Sen tüm planlarımı mahvettin ve ben bundan hiç hoşlanmadım." Other Side devam kitabıdır.