JİYONG
"Jennie nerede ?" dedi Chaerin. Daha eve yeni girmiştim be. Kostümlerle salonda oturan ekibe baktım. Hepsi ayrı kafadan giyinmişti ve komiklerdi.
"Gelmedi"
"Nasıl gelmedi ?"
"Gelmedi işte. Kavga ettik ve gitti"
"İkiniz kavga etmeden duramayacak mısınız ?" diye bağırdı Seunghyun. Göz devirdim
"Bende bundan memnun değilim ama hepsi onun suçu" dedim sinirle. Gelecekti işte benimle. Ne kavga edecektik ne de konu açılacaktı. Tıpkı benim Gd olayını saklamam gibi.
"Hepsi senin suçun hyung. Kesin altta kalamadın laf attın" dedi Seungri. Onu koltuktan itip yerine oturdum.
"Sen sus shrek"
"Hey sevgilime laf atma. Biz uyumlu giyindik. O shrek,ben Fiona" dedi Dara gülerek.
"Seungri'yi harcamış gibisin daha çok" diyip ona sataştığımda gülümsemesi büyüdü ve Ri'yi kendine çekti.
"Kızlar bakarsa olay çıkardı. Olay istemediğini söyledi Seunghyun" diye açıkladı. Omuz silktim. Olay çıkıp çıkmaması umurumda değildi ama belli ki Seunghyun umursuyordu. O bir çok şeyi umursuyordu ya
"Peki Jennie'yi nasıl bulacağız şimdi ? Onun için o aptal partiye bile katlandım" dedi Lisa
"Aslında pek de zorlanıyor gibi değildin. Hatta bir ara dans ediyordun" diye ona sataştı Minzy. Eh onu bende görmüştüm.
"Ben sadece ayak uyduruyordum. Dikkat çekmemek için"
"Tamam. Konuya dönelim" dedi Daesung. Herkes tekrardan bana döndü. Gülümsedim
"Jiyong kızı elinden kaçırdığına göre ne yapacağımızı o söylesin" dedi Youngbae. "Tabi gülmeyi keserse"
"Biliyorsun" dedi Seunghyun. Göz göze geldik. Burada beni en iyi tanıyan tabi ki de oydu. "Jennie'nin nerede olduğunu biliyorsun o yüzden bu kadar rahatsın"
"Tabi ki biliyorum. Onu bulmak için o kadar zahmete girdikten sonra onu bırakır mıyım? Takip ettim" dedim. Ettim ve gördüklerim hiç hoş değildi. Ağladığını gördüm. Dakikalarca sokak ortasında benim yüzümden ağladığını. Yanına gitmek istedim ama buna bile hakkım yoktu. Yanına gidersem sadece daha çok üzecektim onu.
"Nerede ?"
"Jisoo sana adresi vereceğim. Sen onunla önceden arkadaştın. Bu yüzden git ve konuş. Onu dönmesi için ikna et" dedim Jisoo'ya dönerken. Jisoo gerildi.
"Şey...ben olmasam daha iyi. Jennie bana çok sinirli. Yani onu yalnız bıraktığım için" dedi. bu konuları tam bilmiyordum.
"Ben giderim diyeceğim ama bana da sinirli olabilir" dedi Lisa. Kafamı geriye atıp koltuğa yaslandım.
"Daesung gidiyor" dedim. En mantıklı karar oydu. Bunları bize diyerek onu ifşalayan Daesung'dı. İkisi konuşursa ve sorun olmadığını anlatırsa Jennie dönebilirdi.
"Ama bu iyi bir fikir değil. Jennie'nin beni pek sevdiğini söyleyemem"
"Gençler emin olun Jennie bir tek benden nefret ediyor. Bu yüzden Dae sen git. Onu sorun olmadığını anlatırsan Jennie döner"
"Aslında bu kadar kolay olacağını sanmıyorum" dedi Chaerin. Oflayarak ona döndüm.
"Nesi kolay ki bunun Chae ? Görmüyor musun nelerle uğraştık ?" dedim sinirle. Saçma sapan bir parti hazırladık ve evi bile bırakıp Bamdo'dan çıktık onun için.
"Senin için kolay olmayacak. Özür dilemeyi denedin mi ?" dedi sinirle. Kaşlarımı çattım. "Özür dilemek senin için kolay değil. Bunu biliyorum bu yüzden denemediğini de biliyorum"
"Bir özürle hallolmaz bu iş"
"Nereden biliyorsun ? Denemedin bile Jiyong! Hata yaptın ve sonucuna katlan. Başkalarına yıkma. Daesung'u öne atıyorsun şimdi de"
"Onu öne atmıyorum! Sesini kes. Onunla konuşmayı denedim. Kabul etmiyor işte. Ben bir hata yaptıysam siz de arkamda durdunuz. Şimdi tek hata bende gibi davranmayın sakın" diye bağırdım. Chaerin ayağa kalktı.
"Ne yapabilirdik ki ? Sen ona silah tutmuşken sana yapma desek o silahın bize dönmeyeceğine nereden emin olabilirdik. Dengesiz manyağın tekisin. Bugün dediğimiz bir şey sana batmaz ama yarın aynısını desek kıyameti koparırsın. İnsan biraz kendini tanımalı" diye bağırdı ve yukarı çıktı.
"Ben dengesizsem sizde öylesiniz" diye bağırdım arkasından. Chaerin'in gitmesiyle çocuklarda yavaş yavaş odalarına yöneldiler. Sinirle ortadaki sehpaya vurdum.
"Dengesiz diye bana. Kendine bakıyor mu ki!" diye söylendiğimde salondakiler bana döndü.
"Açıkçası sen onun bin katısın" dedi Dara. Sinirle ayağa kalktım.
"Canınız cehenneme"
"Zaten başka yere gidemez. Görüşürüz orada" dediğinde ona el hareketi çektim. Gülerek aynısını yaptığında merdivenlerden çıkmaya başladım.
"Neden yukarı gidiyorsun ?"
"Sanane hyung. Sanane" diye bağırdım ve bir üst kata daha çıktım. Jisoo'nun odasının önünde durdum ve kapıyı çaldım. Onaylayınca içeri girdim. Beni burada gördüğüne şaşırdı.
"Hey odan güzelmiş" dedim etrafa bakınırken. Oturmasını işaret ettiğimde yatağına oturdu. Sandalyeyi çekip karşısına oturdum.
"Sağol oppa"
"Jisoo merak ediyordum da Jennie'yi neden bırakıp buraya geldin ?" dedi. Omuzları çöktü ve kafasını yere eğdi.
"O gün sadece bir şeyler bulmak için uyanmıştım. Açlıktan uyuyamadığım için. Sonra Seunghyun'a rastladım. Biz de Desiti ya da Bamdo olayı yoktu oppa. Biz insana insan olarak bakıyorduk. Bu yüzden ona yardım ettim ama birini öldürmek istememiştim. Onun öldüğünü öğrenince panik oldum. Seunghyun beni buraya getirdi. Belki bana kızacaksın ama bir süre sonra ayrılacaktım. Sizinle çalışıp paramı biriktirecektim ve Jennie'yle beraber başka bir yere gidecektik" dediğinde kaşlarım çatıldı.
"O beni kurtardı oppa. Onu arkamda bırakamazdım."
"Nasıl ?"
"Min Woo'nun abisi olarak gördüğü biri var. O Desiti'de bir bar işletiyor ve kız çalışanlar alıyor. Onlara pek...pek iyi davranmıyor. " dediğinde yumruğumu sıktım. O şerefsiz yerden daha önce kurtulmalıydım. Jennie'den önce orayı yakmalıydım.
"Onun eline düştüm. Ailem verdi. Yemek ve biraz para karşılığında. Orada çalışınca da param onlara gidecekti. Gittiğim günün gecesi oradan kaçmaya çalıştım ama beni yakaladı. Jennie ikimizin bağrışını duydu ve yanımıza geldi. Jennie'yle kavga ettiler ve Jennie onu boğup barın içindeki dans direklerinden birine kelepçeledi. Üzerine de si-mek bedava yazdı" dediğinde kalakaldım. Jennie cidden bunu yapmış mıydı ? Onunla gurur duyma seviyem on kat arttı.
"Sonra ?"
"Bana benimle gelmek isteyip istemediğimi sordu ve o çok güçlü gözüküyordu. Desiti'de kimseden korkmazdı. Bende onunla kaldım ama bu olay ve Jennie'nin Min Wo'nun yanından ayrılması Min Woo'yu çok sinirlendirdi. Hayatımızı zehir etti." dediğinde gözleri yaşarmıştı. Jisoo kolay kolay ağlamazdı.
"Hepsi benim yüzümden oldu. Onu yalnız bıraktım. Üstelik Min Woo ona benim yüzümden bulaşmışken" dedi hıçkırarak. Onu kutup kendime çektim ve sarıldım.
"Senin yüzünden doğru ama halledeceğiz. Ben bu yüzden buradayım. Tüm sorunları sizin için ortadan kaldıracağım" dedim. YG'den kimsenin üzülmesini istemiyordum. Kendilerini boş bir tehlikeye atmaları bile katlanılacak bir şeydi ama ağlamalarına katlanamıyordum.
"Ama senden ufak bir şey isteyeceğim Jisoo. Bunu benim için yapabilirsin dimi ?" dedim. Benden ayrılıp yüzüme baktı ve gözlerini sildikten hemen sonra kafa salladı.
"Desiti'ye dönmeni istiyorum. Bir işin var" dedim gülümseyerek ama benim aksime onun ifadesi yüzünde sondu. "Hadi ama Jisoo. Biraz eğlenelim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OTHER SIDE: REVENGE
Mistero / Thriller"Sen küçüğüm. Sen tüm planlarımı mahvettin ve ben bundan hiç hoşlanmadım." Other Side devam kitabıdır.