Chanyeol konuşuyordu. Cidden çok konuşuyordu. Hayır eğlenceli çocuktu ama konuşuyordu. Belki dinleyebilsem eğlenirdim ama eğlenmiyordum çünkü dinleyemiyordum. Sırtımdaki gözleri hissedebiliyordum adeta. Önümdeki bardağı kafama diktim.
"Lisa'ya kafayı taktın dimi ?" Dedi Chanyeol. Lisa'nın adını duymakla kafamı kaldırdım.
"Aslında iyi biridir. Sadece insanları-"
"Pek sevmez ? Sanırım etrafında insanları seven birileri yok" dediğinde zorla gülümsedim. Elini bana uzattı.
"Hadi dans edelim. Biraz kafan dağılsın hem" dediğinde kafa salladım ve elini tutup peşinden piste ilerledim. Dans etmenin bana her zaman saçma geldiğini söylerdim. Hala da öyleydi. Yine de Chanyeol'ün eğlenceli dans figürlerine eşlik ettiğimde kahkahalarımızı durduramadık. Ta ki turuncu mankafanın teki gelip Chanyeol'e omuz atana kadar. Dağ gibi çocuk bir an karşımdaydı, diğer an da iki metre ötemde.
"Ah görmedim" dedi Jiyong alayla. Chanyeol yanıma geldi.
"Sorun değil dostum." Dedi gülerek. Ben ise sinirle Jiyong'a bakıyordum.
"Ama sorun. Artık seni öldürmem gerek" dedi ama gözleri benim üzerindeydi.
"Aşırı havalı. Bu ne kostümü ? " Dedi Chan ona bakarken. Üzerinde kırmızı dudaklar olan bir gömlek giymişti ve kollarında gümüş bilekliklerle donaltmıştı. Alaylķ gözlerini Chan'e dikti ve gözlüklerinin üzerine düşen saçları geriye itti.
"Seri katil"
"Ne ? Seri katiller böyle giyinmez ki!" Dedi Chan. Hayır Chanyeol böyle giyinir o yüzden o çeneni kapat demek istedim ama karşımda o bu halde, bu kadar büyüleyici dururken nutkum tutulmuştu.
"Ben akıllı bir seri katilim. Seri katil olduğunu belli etmeyen tipten" dediğinde yutkundum.
"Bu aşırı mantıklı. Biz de prensle prensesiz. Çift gibi değil mi? " Dedi Chanyeol. Jiyong'un bunu pek umursayacağını sanmıyordum. Yani kiminle ne yaptığımı ama şuan gergin görünüyordu. Benimle karşılaştığı için olmalıydı bu yüzden Chanyeol'ün kolunu tuttum.
"Hadi gidelim"
"O kolu bırak" dedi Jiyong. Cümlesi biter bitmez Chan'in kolunu bıraktım ama onu dinlediğim için çoktan pişman olmuştum.
"Dostum afedersin ama kimsin ?" Dedi Chan. Elimi kaldırıp onu susturdum ve Jiyong'a döndüm.
"Rahatsızlık veriyorsun. Bizi rahat bırakır mısınız beyefendi? " Dedim resmi olmaya çalışırken. Göz devirdi. Ay bir daha yapsa ya.
"Seni benim masama alsam" dediğinde Chanyeol ona doğru bir adım attı. İkisinin arasına girdim.
"Nişanlı erkeklerle muhatap olmam. Tanımadığım insanların masasına da gitmem. Umarım anladınız" dedim eline bakarken. Bakışları parmağındaki yüzüğe gitti. Gömleği uzun kollu olduğu için kolunu göremiyordum ama dövmesinin olması gereken yeri bir görürsem kalbim bininci defa parçalara ayrılırdı. Chanyeol'ü bir kaç adım uzağa çektim.
"Boşverelim onu" diye mırıldandım. Chanyeol biraz sinir olsa da sakin olmaya çalıştığını anlıyordum. Jiyong çoktan gözden kaybolmuştu.
"Bilekliğin kolunda mı ?" Dedi Chanyeol. Kafa salladım.
"Girişte verdiler ama ne işe yarıyor ki bu ?"
"Hiç partilemedin mi ? Gece yarısı ışıklar bir kaç dakikalığına kapanır ve dans devam eder. O sıra bilekliği çatlatırsın ve bileklik ışık saçar. Fosforlu" dediğinde kafa salladım.
"Bu çok eğlenceli"
"Evet herkese veriliyor böyle de etraf rengarenk oluyor." Dedi heyecanla. Gülümsemem büyüdü. Aslında saat geçti. Kaç olduğunu bilmiyordum çünkü bir telefonum yoktu ama gece yarısını sabırsızlıkla bekliyordum. Gözlerim onların masasına kaydı. Jiyong orada değildi ama Seunghyun ve diğerleri oradaydı. Seunghyun bana el salladığında ışıklar aniden kapandı. Müzik devam ederken parmaklarım bilekliği buldu. İkiye büktüğümde minik turuncu ışık yandı. İnsanlar bağırarak müziğe eşlik ederken bir el belime dolandı. Chanyeol. Sinirle elini tutup burktum.
"Siktir" dedi Jiyong ve ben ne olduğunu anlamadan bileği tutan elim kavrandı beni beni döndürdü. Sırtımı göğsüne yasladı ve kafasını omzuma koydu. Kokusu burnuma dolunca nefesimi tuttum.
"Böyle kal." Dediğinde uzaklaşmaya çalıştım.
"Böyle kal yoksa buradaki herkesi öldürürüm" dediğinde durdum. Yapamazsın diyemezdim çünkü yapardı.
"Beni bi-"
"Partini beğendin mi ?"
"N-ne ?"
"Seni bulmak için yaptık. Aslında Jisoo'nun fikriydi. Eh biraz pahalıya mal oldu ama değdi. Seni buldum" dedi. Kalbimin sesi o kadar yüksekti ki müziği bastıracak gibi hissettim.
"Ben bulunmak istemiyordum"
"Bu önemli değil." Dedi. Birleşmiş bedenlerimiz müziğin aksine yavaşça hareket ediyordu. Gözlerimi kapattım. "Ben istiyordum"
"Jiyong lütfen beni-" dedim ama elleri kollarımdan belime indi. Beni kendine çevirdi ve kafamı göğsüne yasladı. O kokusunu daha net alabildiğim için memnundum ama bunu istemiyordum.
"Şimdi sen prenses mi oldun ?" dedi. Sesi keyifliydi. Onu itmeyi denesem de izin vermedi.
"Belli olmuyor mu ?" Dedim sinirle. Belimdeki elleri hareket etti.
"Tırnaklarına bakılırsa cadı gibisin" dediğimde bugün yaptırdığım uzun tırnaklarımı boynuna doladım.
"Konsepti anlamışsın. Cadı dediğin prenses olmak için uğraşır. Bende oldum"
"He yani cadı olduğunu kabul ediyorsun"
"Cadıydım" dedim ve tırnaklarımı boynunda gezdirdim.
"Tırnaklarınla birini öldüremezsin" dedi sakince
"Ama iz bırakırım" dedim sessizce ve tırnaklarımı boynuna geçirdim. Herhangi bir tepki vermedi. Canının acıdığını bile belli etmedi.
"Yeter" dedim ve onu sinirle ittim. Işıkların açılmadı bir oldu.
"Tırnaklarını geçiren sen ama bana yeter" dedi sinirle. Kırmızı boynuna baktım. Chanyeol hızla bana geldi.
"Ben bir anda itildim ve yere düştüm. Işıklar kapanınca da seni bula-"
"Merak etmiyoruz kepçe" dedi Jiyong ve bana döndü.
"Geri gel. Ekibe. Seni bekliyorlar" dedi. Tırnaklarımı avucuma bastırdım.
"Beni bekliyorlar ? " Dediğimde kafa salladı.
"Sana dedim ya Jennie. Partiyi senin için ayarladık. Seni arıyorduk. Şimdi seni geri istiyorlar işte. Geri geliyorsun"
"Ben oyuncak mıyım lan piç ? Kovduğunda git, gel dediğinde gelsin. Senin yaptığın kovmak bile değildi lan. Sen bildiğin beni kapıya attın. Attın! Şimdi de beni geri istiyorlarmış! Kendin bile istemediğin şey için buraya mı geldin ?" Diye bağırdım. Sinirle bana baktı.
"Kapattık işte konuyu" dedi oda yüksek sesle. Sinirden başım ağrıyordu.
"Sen kapattın. Şimdi kapanmış konuyla beraber siktir git çünkü ben seninle falan gelmiyorum!" Dedim sinirle ve bu partide daha fazla durmayacağımı bildiğim için yanımdaki Chanyeol'ü de ittim ve çıkışa ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OTHER SIDE: REVENGE
Mystery / Thriller"Sen küçüğüm. Sen tüm planlarımı mahvettin ve ben bundan hiç hoşlanmadım." Other Side devam kitabıdır.