Yatağa oturup ayaklarımı uzattım ve dergiyi karıştırmaya devam etmiştim. Dergi geçen yıldandı ama pek de önemli değildi. Zaten bakmak için bakamıyordum. Yüzükte kurtulmuştum doğru ama Yoona'ya haksızlık mı yaptım diye düşünmeden edemiyordum. Kapı açıldığında kafamı dergiden kaldırmadım. Jiyong sessizce odaya girip bana sarıldı ve kafasını göğsüme koydu.
"Bugün seninle gurur duydum. Kavga etmemen ve beni dinleyip oturmaman. Teşekkür ederim" dediğinde dergiyi kapatıp yanıma bıraktım ve kafamı eğip ona baktım.
"Peki ben ne zaman seninle gurur duyacağım Jiyong ?" Dediğimde kaşlarını çattı.
"Nasıl ?"
"Oraya gitmen yada Yoona'yla o kadar yakınlaşman. Hangisini istersen onu söyle. Birinin sana dokunması sorun değil mi ?"
"Sadece elini dizime koydu Jennie. Oda zaten sen hemen gelmeden önce oldu"
"Peki birinin bana dokunması ? Ben o eli kırardım Jiyong. Biri bana dokunamaz. Seninle olsam da olmasam da bu böyle. Lakin seninle beraberim diye buna daha çok dikkat ederim." Dediğimde kalkıp karşıma oturdu.
"Ama arada fark var. Biri sana dokunursa o eli kırmam. Direk keser atarım."
"Ah...Peki neden? Sen erkeksen bir kadın gelip sana dokunabilir mi ? Ama bana biri dokunamaz"
"Alakası yok"
"O zaman ne Jiyong ? Biri bana dokunursa sen nasıl hissedersen ben de sana dokunulunca öyle hissederim çünkü ben seninsem, sende benimsin" dedim sakince.
"Haklısın..sadece cidden aniden oldu. O elini koydu ve sonra sen geldin."
"Peki neden oradaydınız ?"
"İş görüşmesiydi"
"Neden orada ?"
"Çünkü adam oranın sahibi. Oraya gelmemizi istedi." Dediğinde kafa salladım. Kafamı duvara çevirdim.
"Peki..neden orada oturmamı istemedin ? Ben işlerin hakkında..Bir şeyler bilmek isterdim...sanırım yani"
"Önemli bir şey değildi. Bu aralar oraya harç almaya gelen bir iki kişi varmış. Onun hakkında konuştuk. O adamla oturmanı istemedim. Gereksizin teki"
"Tamam. Öyle olsun" dedim sessizce. Hemen yanıma yatıp kafasını eski yerine koydu.
"Yoona'ya o yüzüğü cidden yedirdin"
"Artık takamayacağım diye üzüldün mü yoksa? " Dedim alayla. Kafasını iki yana salladı.
"Jiyong seni neden bırakmıyor ?"
"Bilmiyorum" dedi. Derin bir nefes aldım. Bunun bir arkasında bir şey olmalıydı. Neden bu kız bu kadar yüzsüzdü ?
"Nasıl tanıştınız?" Dedim. Chaerin'in anlattığına göre Jiyong onu YG'ye direk almıştı. Ona sormamıştı bile.
"Babası onu öldürecekti"
"Nasıl ?"
"Babası Bamdo'lu. Burası tehlikeli bir yer bu yüzden hep erkek bir çocuk istemiş. Onu koruyacak bir çocuk ama Yoona ve ikizi olmuş. Bazı insanların erkek çocuk sevdası vardır. İki tane kızı görünce adam çıldırmış. Kardeşini bamdo dışında bir yere gömmüş. Onu da gömecekken polise yakalanmış. Yoona'yı annesine, babası hapse atılmış. İçeriye görmesini Yoona'nın sebep olduğunu, onun lanetli olduğunu söylemiş ve çıkar çıkmaz onu öldürmek için gelmiş. Bir yerden dönüyordum. Baba onu kurtarmam için..ısrar etti."
"Sende yardım ettin"
"Bana seni hatırlatmıştı. Hatırlıyor musun Motte'de Daniel bizi aşı sırasına sokmuştu. Bana seni kurtarmam için ısrar etmiştin" dedi. Bildiğin yalvarmıştım. İğneden o kadar nefret ederdim ki Jiyong yokken beni 3 kişi tutar ve yatağa bağlarlardı.
"Sonra olay çıkarıp bütün kliniği dağıtmıştın"
"Ama aşıdan yırttın"
"Sadece 2 gün erteledik. 2 gün sonra o aşıyı vuruldum"
"Biliyorum daha iyi bir plan yapmalıydım" dedi surat asarak. Gülümsedim ve kollarımı ona doladım.
"Peki sonra ?"
"Onu alıp eve getirdim. Yapacak bir şey yoktu. Dışarıda babası onu öldürürdü. Onun için adam öldürmekten istemiyordum. O sıralar düzgün hayat yasama felsefesine girmiştim. Sadece 1 hafta sürdü ama olsun" dediğinde güldüm.
"Onun için üzüldüm"
"Ben pek üzülmedim açıkçası. O bunları yaşayan tek kişi değil, son da olmayacak. Aslında geçip gidecektim ama yalvarınca" dediğinde kafa salladım. Dayanamıyordu. Ne kadar sert olursa olsun içten içe dayanamıyordu.
"YG'de eğitim aldım, yedi ve korundu. Onu korudum yemin ederim ama ben sana bir şey veriyorsam karşılığını da isterim. Yemek veriyorsam ihanet etmeyeceksin. Ben seni koruyorsam, sende benim sana emanet ettiğimi koruyacaksın. Yoona bunu yapamadı. Bizim canımızı yaktı"
"Kardeşi...Chaerin'in" dediğimde Jiyong kafa salladı.
"Onu öyle berbat hale getirmişlerdi ki onu buraya bile getiremedim. O kadar çok dövmüşler. Etlerin parçalamışlardı sanki o kadar bıçaklanmış. Chaerin'e bunu diyemedim. Zaten kahrolmuştu" dediğinde kafa salladım.
"Peki bunu yapanlar"
"Onlar öldü. Farelerle dolu bir yere hapsettim ve hepsini bağladım. Sonra da fareler acıkıp onları yiyene kadar bekledim. Merak etme acı içinde öldüler" dediğinde kafamı eğip ona baktım. O ciddiydi. Cidden onu öldüren adamları farelere yem etmişti. Canlı canlı. Üstelik bunu o kadar normal gibi anlatıyordu ki kanım dondu. Yutkundum.
"Merak etme. Kimse bize zarar veremez. Onların bakmayacağı bir yerdeyiz. Bizim için bunu sağladım. YG'ye saygı duyuyorlar çünkü korkuyorlar"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OTHER SIDE: REVENGE
Mystery / Thriller"Sen küçüğüm. Sen tüm planlarımı mahvettin ve ben bundan hiç hoşlanmadım." Other Side devam kitabıdır.