Kapının deliğinden bir daha bakıp turuncu saçları gördüm ve geri çekildim. Gelmişti deli. Daha dün Daesung'ı yollamıştım. Kesin bir dille de gitmeyi reddettim.
"Jennie aç kapıyı" dediğinde bir iki adım geriye gittim yavaşça. Evde yok sanıp gidecekti sonunda.
"Jennie orada olduğunu biliyorum. Az önce kapı deliğinden baktığını gördüm. Aç" dedi sinirle. Ne göz vardı herifte!
"Git konuşacak halde değilim" dedim ve kendimi koltuğa atıp birayı elime aldım.
"Sen bilirsin" dediğinde gülümsedim. Ben kazanmıştım. Bir anda büyük bir gürültü kopmasıyla yerimden sıçradım.
"S-sen ne halt yediğini sanıyorsun? " Dedim ama o yerdeki kapının üzerine basıp sakince yanıma geldi ve koltuğa oturdu.
"Lan psikopat! Kapıyı kırdın! Ben bu evde kiracı-"
"Of veririm parasını" dedi ve masadaki biralardan birini aldı. Birayı sinirle elinden aldım.
"Kapının parasını bırak ve git biranı başka yerde iç. Hadi" dedim ayağa birayı masaya bırakırken. Kaşlarını çatıp başka bir bira aldı ve ayaklarını sehpaya koydu.
"Seninle içince tadı daha güzel"
"Benim için aynı şey geçerli değil"
"İyi ki ne düşündüğünü önemsemiyorum" dedi gülerek. Sinirle uzattığım ayaklarımı kendime çektim ve oturdum.
"Ne istiyorsun Jiyong ? " Dedim sinirle. YG'den kimseyi artık burada görmek istemiyordum. Dönmeyecektim işte neydi bu ısrar ? Bensiz de yaşıyorlardı.
"Biraz oturup seni alıp gideceğim"
"Bence uyanınca toparlan ve git"
"Uyumuyorum"
"Uyuyorsun çünkü o dediğin anca rüyanda olur" dediğimde güldü ve birayı kafasına dikti. Sinirle ayaklarımı tekrar koltuğa uzattım ve ona arkamı döndüm. Belli ki gitmeyecekti. İstediğini yapabilirdi. Umurumda falan değil.
"Beni hayal kırıklığına uğrattı. Aklındaki her şeyi çözdüm. Karışık bir zihnin var ama çözmem zor olmadı" dedi. Ona dönmedim bile. Şuan bilmişlik taslıyordu. Bir bok bildiği yoktu.
"Tüm planlarını biliyorum Jennie. Aslında Seunghyun ve Bom'dan intikam almaktan vazgeçmen çok dokunaklı ama intikam alacağın kişiler beni heyecanlandırıyor" dediğinde omuz silktim.
"Ne düşündüğün ya da ne anladığın beni ilgilendirmiyor" dedim. Tamam onun zekasını cidden hafife almıştım. O gerçekten üst leveldi. Nasıl anladığını bile anlamamıştım.
"Ah Jennie beni cidden üzme. Üzülünce içimden resmen farklı bir insan çıkıyor. Herkese zarar veren biri"
"Koşta Bamdo'daki insanlara zarar ver. Benimle ilgilenme"
"İlgimi bir tek sen çekiyorsun ama" dediğinde sinirle ona döndüm. Yanağını avuç içine yaslamış ve dudağını şarkıtmış Jiyong'u görünce kafamı hızla önüme çevirdim ve sakince nefes almaya çalıştım.
"Seni kovmak istemedim"
"Ama-
"Ama yapabileceğim bir şey yoktu. Bir gram bile gitmeni istemedim ama sen benden bir şeyler saklanmışken nasıl bunu yapabilirdim ki ?"
"Sen de benden sakladın ona bakarsan GD" dedim sinirle. Şimdi masum davranması çok komikti.
"Haklısın ama sen bir tek benden değil. Tüm ekipten sakladın Jennie" dedim bu konu da haklıydı. Bu yüzden cevap veremeyecektim.
"Yüzüğ-"
"Merak etmiyorum" dedim hızla. Yüzük hakkında herhangi bir şey istemiyordum. Uzun bir sessizlik oldu aramızda. Kendine bir sigara yaktı.
"Ne planlıyorsun ?" Dedi sessizce biten biramın yerine yenisini alırken sigara yaktım.
"Hiç bir şey" dedim. Ona söylemeyeceğim. Onunla konuşmak hep rahat hissettiriyordu ama anlamayacaktım. Artık o planlarımın dışındaydı.
"Ben planlıyorum ama" dediğinde ona baktım. Göz göze geldik. Ayaklarını sehpadan kaldırdı ve dirseklerini dizlerine dayadı.
"Sen ve ben. Mottedeki tüm orospu çocuklarını gebertelim." Dedi. Tamam bu ondan duyduğum en romantik şey değildi. Tamam bu romantik bile değildi ama şuan ona tekrar aşık oldum.
"Ne ?"
"Sen ve ben Jennie. Bunu yapmak istemiyor muydun ? Bunu senin için yapacağım. Bana biraz zaman ver"
"Ben bunu...Tek yapabilirim"
"Jennie oraya tek girersen çıkamazsın. Çıkmayı beklemiyorsun biliyorum. Hatta bu yüzden Seunghyun ve Bom'dan intikam almaktan vazgeçtin çünkü planlarında Motte'ye girmek var. Oraya girip kendinle beraber orayı yok edeceksin" dedi. Tamam harfi harfine böyle olacaktı. Bu konuda da nettim.
"Zaten Seunghyun ve Bom çok zorluk çekti. İkisi de derilerinin onlarda kalmasını tercih eder" dediğinde omuz silktim. Zaten onları silmiştim listeden.
"YG'ye dön. Orayı birlikte mahvedelim." Dediğinde ayağa kalktım.
"Ben zaten kendi planımı yaptım."
"Bende o planı yok ediyorum çünkü plan çok saçma"
"Saçma falan değil. Benim planım ve ben uygulayacağım"
"İzin vermiyorum" dedi ayağa kalkarken. Göz devirdim. Götüm. Sanki izin isteyen vardı.
"İyi ki izin istemedim"
"Sen oraya girip dönmeyi planlamıyor olabilirsin. Sen ölmeyi ya da yaşamayı umursamıyor olabilirsin ama ben senin yaşamanı istiyorum ve yaşayacaksın. Benim yanımda kalacak ve sapasağlam olacaksın" dedi yüksek sesle.
"Çünkü ben sensiz bir gün daha yaşamak istemiyorum ve ölmeye de niyetim yok" dedi ve biten birasını kenara fırlattı.
"Şimdi toparlan ve YG'ye gidelim"
Şimdi şey diyen var. Jennie daha önce söylemeliyim Desitili olduğunu ama söyleseydi vallahi de ölürdü billahi de ölürdü. Jiyong gözünün yaşına bakmazdı. Motteli o kız olduğunu bilse bile öldürürdü onu çünkü motteli olduğunu öğrenince hatırlarsınız ki dövme yaptirmamış ve özel biri olduğunu söylemişti. Sebebi ise ileri öğreneceğiz. Bir planı vardır ama o planı da Jiyong'un dediği gibi tüm belirsizlik sensin Jennie. Bütün planlarımı alt üst ediyorsun cümlesinde gizli. Hayi eyw
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OTHER SIDE: REVENGE
Mystery / Thriller"Sen küçüğüm. Sen tüm planlarımı mahvettin ve ben bundan hiç hoşlanmadım." Other Side devam kitabıdır.