7.BÖLÜM :YERİN YANIMDIR
"Yağmur ağlar mıydı? Diğer yarısını kaybetmiş sevenlerin yerine."
&
"Burada yeterli para var. Yeter ki Irmak bir daha geri gelmesin."
Kıvanç abimin bıçak kadar keskin cümlesi tenimi yüzerek geçti. Görüntüde Batın ve Kıvanç abim vardı. Abim elindeki siyah çantayı Batın'a uzatıyordu. Daha sonra görüntü siyaha düştü. Abim beni satmış mıydı? Bedenim şokla titriyordu. Yedi yaşında bir çocuk gibi bağırarak ağlamaya başladım. Böyle bir şey nasıl olurdu? Abim beni canından çok severdi. Neden yapmıştı?
Batın önümde diz çöktü. Ellerimi ellerinin arasına aldı. Buğulanmış gözlerimin arasından ona baktım. Soran gözlerime öfkeyle bakıyordu. Ancak o öfke bana değildi. Ellerimi ellerinden çekerek boynuna doladım. Ona sıkıca sarılırken hıçkırıklarım dudaklarımdan kopup odayı doldurdu. Beni kendine bastırdı. Saçlarımı okşayarak sakinleşmemi bekliyordu.
"Batın bu nasıl olur?" dedim hıçkırıklarımın arasından.
Saçlarıma dudaklarını değdirdi. Ufak ama sahiplenici bir edayla öptü. Kulağımda dudaklarını hissettim.
"Senin yerin bundan sonra benim yanım kaçak gelin. Artık istesen de gidemezsin. Buna izin veremem," dedi fısıltıyla.
Tenimi kezzap misali yakan sözleri yüzünden gözyaşlarım engellenemez bir boyut aldı. Hücumla tenimden aşağı düşüyordu. Abim para karşılığı beni Batın'a mı vermişti? Bunu nasıl yapabilmişti?
"Beni sana mı sattı?" diye kekeledim.
Bedenimi bedenine daha çok bastırdı. Tekrar saçlarımı öptü.
"Seni bana satmıştı. Bu seni tanımadan önce olan bir olay," dedi.
Şokla geri çekildim. Bedenim tam anlamıyla kaskatı kesildi. Bu seni tanımadan önce olan bir olay da ne demekti? Yani abim beni düğünden kaçtığım için satmamış mıydı? Satmak kelimesi kalbime hançer misali batıyordu. Abimdi o benim. 21 yıldır hayatımda olan abimdi. Beni her zaman koruyan abimdi. Her zaman seven abimdi. Bana bunu nasıl yapabilirdi? Yapamazdı öyle değil mi? Yapmamıştı. Batın'ın kollarından hızla uzaklaşıp ayağa fırladım.
"Abimi kandırdın. Beni de kandırmaya çalışıyorsun," diye bağırdım.
Yavaşça ayağa kalktı. Parmağımı sallayarak üzerine yürüdüm.
"Abime ne dedin? Ona ne dedin de beni gözden çıkardı?"
Sesim titriyordu. Başımdan aşağı kaynar sular dökülüyordu. Kontrolümün bedenimi terkettiğini hissedebiliyordum. Karşıma geçerek kollarını göğsünde birleştirdi. Bu rahat tavrı sinirimi daha çok bozuyordu.
"Irmak, benim sinirlerimi bozma" dedi.
Tek diyebileceği bu muydu? Ben abim tarafından bir mal gibi kendisine verilirken diyebileceği tek şey bu muydu? Üstelik sinirlerinin bozulması gereken tek kişi bendim. Sinirle saçlarımı çekiştirdim. Öfkeyle yanıyordum resmen. Gözyaşlarıma eşlik eden ufak bir hıçkırık odayı doldurdu. Bana daha çok yaklaştı. Boyuma erişebilmek için eğildi. Artık yüzümüz aynı hizadaydı. Grimsi gözlerini kararlılıkla bana dikti.
"Irmak, abine hiçbir şey demedim. Bu plan senle tanışmadan önce yapılmıştı diyorum sana. Abin bir şekilde bana ulaştı. Benim kendime birini aradığımı biliyordu. Mete'yle evlenmeni de istemiyordu. Ancak bunun nedenini bilmiyorum. Evlendiğinden bir hafta sonra seni bir şekilde kaçırmak için anlaştık. Sana kötü davranmayacağımı bilmiyorken seni bana hiç tereddütsüz verdi."
Ellerini yumruk haline getirip sıktı. "Üstelik beni tanımıyorken seni gözü kapalı bana teslim etti. Yetmedi para teklif etti. Sana karşı bir fiyat biçti Irmak duyuyor musun? O çok sevdiğin ve benim kandırdığımı düşündüğün abin sana fiyat biçti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Şafağı
Novela JuvenilGeçmiş, en çok geçmediğinde can yakardı. İntikam, en çok ölümle şahlanırdı. Ve aşk, en çok yaşamın kıyısında bir dar ağacında sallandığınız an doğardı. Siyaha batmış hayatların, aydınlıkla kavuştuğu noktadır şafak vakti. Ve bu hikayede siyahın ş...