8.BÖLÜM : BAĞLANMA
"Küçük bir kız çocuğunun masum kalbi, yüreğinin sokakları karanlıkla kaplanmış adamın avuç içlerindeydi."
Bölüm Şarkısı : Ed Sheran-Give me love
Abimin sesiyle ikimizde donup kaldık. Korku dolu gözlerle Batın'a baktım. Dudaklarını kulağıma getirdi.
"Buradan sakın ayrılma Irmak," dedi.
Ses tonu tehditkardı. Başımı salladım. Zaten abimin sesini duymak beni gafil avlamıştı. Bana uyarıcı bir bakış atarak salondan ayrılıp dış kapıya yöneldi.
"Kıvanç Bey sorumsuzluğunuza hayran kaldım. Şanslısınız ki Irmak uyuyor," dedi Batın.
Gerçekten haklıydı. Abim salak mıydı acaba? Eğer gerçekten uyumasaydım ve kapıda onu görseydim yaşanacakları tahmin edemiyor muydu? Salondaki büyük büfenin dolapla kalan arasına geçtim.
"Önlem almanızı söylemiştim Batın Bey," dedi abim her zamanki otorite bezeli ses tonuyla.
"Kızı zaten kaçırmamı istediniz. Ona birde hapis hayatı yaşatamam." Batın'ın sesindeki keskin soğukluk benim bile kanımı dondurmuştu.
"Irmak nasıl?" dedi Kıvanç.
Artık ona abi bile demek istemiyorken nasıl olabilirdim ki?
"Benim yanımda iyi," dedi Batın.
Sesindeki sahiplenme tonu midemdeki kelebekleri harekete geçirdi. Ailemin söküp attığı beni sahipleniyordu. Üstelik bana yabancı psikopatımdı o. Bana en yakın yabancım.
"Artık ziyaretlerinizi kesebilirsiniz Kıvanç Bey. Dediğiniz gibi Irmak sizden ve ailenizden uzak. O artık bir Sözeri değil. Irmak benim eşim ve öyle kalacak," dedi Batın.
"Yani işin bitene kadar?"
Kıvanç'ın soruya benzer cümlesiyle midem ağzıma geldi. Haklıydı. İşi bitince beni de bırakacaktı. Beni sahiplenmesi sadece Umut içindi. Bunu asla unutmamalıydım. Ben yabancı psikopatın oyuncağıydım. Canı sıkılınca kolayca çöpe atacaktı.
Parkeye bırakılan tok ayak sesleri duydum."Ben sizin aksinize Irmak'ı kullanılacak bir eşya varsaymıyorum. Eşim hakkında düzgün konuşun. Irmak bundan sonra sadece beni ilgilendirir. Karşıma çıkmayın. Yoksa neler yapabileceğimi en iyi siz biliyorsunuz(!)"
Batın'ın sesi son derece soğuk ve tehditkardı. Ama kullandığı cümlelerde beni sahiplenen edası hala su yüzeyindeydi. Başka bir ayrıntı ise abime dediği şeydi. Ne demek neler yapabileceğimi en iyi siz biliyorsunuz? Kıvanç'ın tanıdık kahkahasıyla irkildim. Hem kinaye hemde korkuyla karışıktı.
"Eşinizle mutluluklar Batın Bey," dedi Kıvanç.
Birkaç ayak sesi ve ardından gelen kapanan kapının sesiyle olduğum yerden çıktım. Koltuğa doğru yüyürken Batın salona girdi. Sormak istediğim soru vardı. Kıvanç, Batın hakkında ne biliyordu? Ağzımı açacağımı anladı. Öfkeyle parlayan gözleriyle aniden bana döndü.
"Odana," dedi.
Sesi hala sertti. Ayaklarım sert ton karşısında emiri uyguladı. Odama çıktım. Hala nemli saçlarımla kendimi yatağa attım. İşte bitmişti. Abim artık Irmak Sözeri olmadığımı biliyordu. Şimdi aileme(!) gidecek ve benim artık Irmak Ertürk olduğumu söyleyecekti. Acıyan gözlerimi yumduğumda artık ilaca karşı koyamayarak uykunun tatlı kolllarına bıraktım kendimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Şafağı
Teen FictionGeçmiş, en çok geçmediğinde can yakardı. İntikam, en çok ölümle şahlanırdı. Ve aşk, en çok yaşamın kıyısında bir dar ağacında sallandığınız an doğardı. Siyaha batmış hayatların, aydınlıkla kavuştuğu noktadır şafak vakti. Ve bu hikayede siyahın ş...