-9-

1.6K 70 23
                                    

9.BÖLÜM : KABARAN DUYGULAR

"Şiddetle başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar.
Ölümleri olur zaferleri.
Tıpkı öpüşürken yok olan ateşle barut gibi. "

Ölümü hissetmek farklıydı.
Hayatınız bir film şeridi gibi gözünüzün önünden geçmiyordu. Sadece yapmak istedikleriniz aklınıza geliyordu. Onlara veda etmeniz gerektiği aklınıza geliyordu. Yaşarken bir hayatım kısmi olarak bitmişti. Ancak şimdiki daha çok canımı yakıyordu. Batın'ı yüzüstü bırakacaktım. Umut'u yarım bırakacaktım. Umut'un tatlı yüzü gözlerimin önüne düşünce gülümsedim.
Boğazımdaki acı beynimi ele geçirirken duyduğum cümleyle dudaklarım kıvrıldı.

"Beni bırakma,kaçak gelin. Sakın bırakma."

Bir melek sesi.
Güzelliğiyle diğer melekleri kıskandıran kusursuz bir yüzü var.
Uçsuz bucaksız, gözlerinde sakladığı grimsi bir cenneti var.
Ve şu an o cennetin ışıltısı sönmüştü.
Endişeyle yüzüme bakıyordu.
Kusursuz dudakları ince bir çizgi halini almıştı. Güçsüz bir şekilde dudaklarına elimi uzattım. İnce çizgide parmağımı gezdirdim.
Merdivenleri inmiştik. Meraklı kalabalıktan sesler yükseldi.

"Aman Allahım!"

"Kıza nolmuş?"

"İntihar mı etmiş yoksa?"

Yüzümü buruşturdum. Batın'ın kusursuz yüzüne tekrar baktım. Uçurumun eşiğinde intihara hazırlanan biri bile Batın'ın güzel yüzünü görünce yaşama dair bir umutla dolardı. Güzel yüzü son derece gergindi. Kapıdan ok gibi fırladı. Boğazımdaki acıyla bir kez daha inlediğimde beni kendine bastırdı.

"Korkma, küçük kız. İyi olucaksın." diye fısıldadı.

Sesi korkmuş gibiydi.
Korkuyor muydu sahiden?
Beni kaybetmekten korkuyor muydu?
Beni arabanın yolcu koltuğuna yavaşça yatırdı. Boynuma bir bez parçasını sardı. Kapıyı kapatmadan önce alnıma küçük bir öpücük kondurdu. Kapıyı kapatarak sürücü koltuğuna oturdu. Siyah panter öne doğru atıldığında yutkundum. Boğazım her yutkunmada yanıyordu. Dudaklarımdan kopan ufak bir inilti arabaya yayıldı. Endişeyle boşta olan eliyle elimi avucunun arasına aldı. Sahiplenircesine sıktı.

"Eğer gözlerini yumarsan sana bedelini ödetirim Irmak, duydun mu? Sakın gözlerini yumma!" dedi.

Gülümsemeye çalıştım. Ancak acı eşiğim oldukça yükselmişti. Dişlerimi sıkarak inlediğimde gaza daha çok yüklendi. Etraf kararıyordu. Zifiri karanlığa boğuluyordum yine. Araba farları da siyaha boyanırken güçsüzce konuştum.

"Kendine iyi bak psikopat öküz."

***

Mor menekşelerin hayat bulduğu vadide gri meleğin kollarına uzanmıştım. Başının altına elini koymuştu. Bedeni ok gibi gergindi. Ancak huzurunun kokusunu teninden alıyordum. Gülümsedim. Mor menekşelerin tatlı kokusuyla doğruldum. Üzerimde beyaz yazlık bir elbise vardı. Ayağımda ise beyaz converse. Kendi kendime güldüm. Her zamanki gibi sportif olmuştum.

Annem;

"Hiçbir zaman kadınsı olamayacaksın, Irmak!" derdi.

Haklıydı. Bana göre değildi kadınsı olmak.
Yüksek topukluların üzerinde gün boyu çile çekmek,
Kısacık ve abartı elbiselerin içinde rahat görünmeye çalışmak,
Makyajla kendini Adriana Lima rakibi yapmak ya da hoş ve pahalı parfümlerle erkekleri baştan çıkaracağını düşünmek bana göre değildi.

Siyahın ŞafağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin