13.BÖLÜM : SON-SUZ
"Küllenmiş bir aşkı yeniden alevlendirebilmek, aşkı içinde hissedebilenlerin işidir."
&
"Umutt"
Duyduğumuz feryatla birbirimize baktık. Karanlıkta bile öfkeyle parlayan griyi net bir şekilde görebilirdiniz. Elimden tutarak ayağa kaldırdı. Karanlığa aldırmadan odadan çıktık. Tökezlememeye özen gösteriyordum. Kutay elinde Umut ve bize uzattığı fenerle görüş alanıma girdiğinde rahat bir nefes aldım. Batın elimi bırakarak Umut'u hızla kucağına aldı. Bende yanlarına giderek Umut'un minik elini öptüm.
"Abi, odasından ses gelince birşey oldu sandık. Meğer afacan uyanmış ve elindeki oyuncağı parkeye atmış. Elektriğin gitmesi üzerine ses çıkınca hepimiz fazla tepki verdik," diye açıkladı Kutay.
Umut'un yanağını sıkarak tekrar ekledi.
"Elektrik kesintisi oldu. Tüm mahalle ve tüm villalar aynı durumda. Sorun bizde değil yani."Batın sadece başını salladı. Rahat bir nefesi dudaklarım arasından özgür bıraktım. Belki de sadece korkudan karaltı gördüğümü sanmıştım. Korkudan gerdiğim kaslarımı serbest bıraktım. Bu sırada hissettiğim mide bulantısına ek yaşadığım göz karaltısıyla son bir gayretle trabzana tutunmaya çalıştım. Ancak başarılı olamayarak Batın'ın önüne yığıldım.
***
Sadece iki hafta içinde güvendiğim pek çok limandan terk-i diyar etmiştim.
Çocuk kalbimle beni her kötülükten koruyacağına inandığım ve büyüsem dahi benden vazgeçmeyeceğine emin olduğum babamdan.
Beni sevmese bile ilgisini üzerimden çekmeyeceğine inandığım annemden.
Beni hep koruyacağına, zarar gelmesine asla izin vermeyeceğine inandığım ancak en büyük kazığı yediğim Kıvanç abimden.
Umursamasa bile sürekli benle uğraşan, bir parçada olsa beni sevdiğine inandığım Sertaç abimden.
Kısacası tüm hayatımdan terk-i diyar etmiştim.
Yeni bir hayatın baş kadın oyuncusuydum artık. Irmak Sözeri olarak son verdiğim hayata Irmak Ertürk olarak dirilmiştim.
Gelin görün ki bu soyadını aldığım çocuk şans eseri yolda karşılaştığıma inandığım o psikopat öküz değildi.
Abimin antlaşma yaptığı, beni kendine eş yapan adam da değildi.
Beni tüm hayatı boyunca seven o gri bakışlı çirkin çocuktu o.Batın'ın kolları kendimi güvende hissettiğim tek limandı artık. Tüm gece boyunca kollarını bana dolamış öylece duruyordu. Söylediğine göre stresin ve tüm gün bişey yememenin verdiği rahatsızlık sebebiyle tansiyonum düşmüştü. Zorla tuzlu ayran içirmiş ve yatağa taşıyarak uyumamı istemişti. Göğsüne yaslandığımda bir eliyle saçlarımla oynamaya başladı. Bedenlerimiz çok yakın olsa da duygularımız çok uzaktı. Birbirimize ördüğümüz duvarın arkasında kalıyordu hepsi.
Sevgi,aşk,bağlılık,özlem,tutku ne varsa duvarın arkasına topluyorduk. En çok da Batın yapıyordu bunu. Bile bile yok saymaya kararlıydı. Bu kadar imkansızken kader neden bizi bir araya getirmişti? Zoru neydi bizimle? Zorundalıklara gebe iki insandık biz. Zoraki birliktelik, zoraki evlilik, zoraki yakınlık. Hayatımızdaki herşey bir şeylerin zorlamasıydı. Buna rağmen çoğu kez duygularına yenik düşüyordu. Misal şu an saçımla oynamaması gerekiyordu. Ama o her zor durumumda yanımda olup beni fizelsel hareketleriyle sakinleştirmeye çalışıyordu.
Elimde sadece geçmişin hatırası ama geleceğini hiç bilmediğim gri bakışlı psikopat öküz kalmıştı. Ona olan güvenim bu yüzden sonsuz bir hâl alıyordu. Beni bırakmayacak gibi duruyordu. Ne zaman kötü olsam soluğu kollarında alıyordum. Birinin kolları size güç verir miydi? Muhtaçlığımı hissediyordum. Batın'a muhtaçtım. Erkeksi bilindik koku adeta yaşam destek ünitem hâline gelmişti. Kimsesizliğime sürdüğüm ilaçtı Batın. Sadece 3 ay yanında kalacaktım. Gideceğimi sürekli hatırlatıyordu. Gitmeyi istiyor muydum? Bunu sormamaya yeminliydi, biliyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/32617810-288-k363001.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Şafağı
Teen FictionGeçmiş, en çok geçmediğinde can yakardı. İntikam, en çok ölümle şahlanırdı. Ve aşk, en çok yaşamın kıyısında bir dar ağacında sallandığınız an doğardı. Siyaha batmış hayatların, aydınlıkla kavuştuğu noktadır şafak vakti. Ve bu hikayede siyahın ş...