Bölüm paylaşacağım zaman aklıma, youtube buluşmasına kimse gelmediği için ağlayan küçük kız geliyor. Bu bölümü paylaştıktan sonra ben de yorganın altında sessizce ağlayacağım. Sizin canınız sağolsun, ne yapalım... ♥️ Güzellik sürüsüyle bölüme başlıyoruz inşallah. Keyifli okumalar.
*
"Kendinde olmasaydın, ne olurdu ?" Kafasını sallayıp, gülümsedi.
"Diğer gün uyandığında asla unutamayacağın şeyler."
Biz olduğumuz yerde anın yoğunluğuyla bakışırken, mutfağın girişinde fısıltıyla konuşan iki yaratık sesi duydum.
"Kız bunlar ne yapıyor burada ?" Duymadığımızı mı sanıyorlardı ?
"Yavuz koştur koştur buraya gelmiş Tarık. Adamı boşuna takip ettik." El deliye, ben akıllıya hasrettim.
Boğazımı temizledim. "Canan, sizi duyuyoruz." Ben konuşunca yere ağır bir şey düştü.
Yavuz'la yanlarına ilerlediğimizde, yere düşen şeyin dambıl olduğunu gördüm.
" Bu şeyin burada ne işi var Allah aşkına ?" Tarık tekrar eline alıp konuşmaya başladı. "Canan yürü gidiyoruz deyince boş bulunup bununla çıkmışım. Her anınız bir olay ben ne yapabilirim ? Çantamda biber gazı, elimde dambıl geziyorum sizin yüzünüzden."
"Beni neden takip ettiğinizi öğrenebilir miyim ?" Yavuz gülse mi kızsa mı bilemediği surat ifadesiyle merakını dile getirmişti. Ben de bilmiyordum neden takip ettiklerini.
"Eee, şimdi şöyle..." Canan'ın gözleri yuvalarında yalan arayışına çıkmış, dönüp duruyordu. "Mehmet. Bana gelip ağladı, kavga ettiğim adamlar abime bir şey yapar diye çok korkuyorum Canan, dedi. Ben de tehlikde misin diye takip ettim." Kendimi tutamadım, burnumdan garip bir gülme sesi çıktı. Canan bana öldürecek gibi baktığında "Sinirlerim bozuldu pardon." diyerek ciddi bir ifadeye büründüm.
"Çok teşekkür ederim Canan, kendimi koruyabilirim. Sen benim için kendini tehlikeye atma." Yavuz inanmadığını belli edercesine alayla konuşmuştu.
"Tabii. Ben Mehmet'e şey yaparım-" Tarık kahkaha atıp, Canan'ın cümlesini yarıda kesmişti. "Ne yaparsın kız, sıkıştırıp, öper misin çocuğu ?" Canan öfkeyle Tarık'a dönerken, Yavuz şaşkınlıkla kaşlarını kaldırıp bana bakmıştı. Bilmiyorum der gibi dudağımı oynattığımda, bakışları dudağıma kaymıştı. Senin beni umutlandırıp, yarı yolda koymaya ne hakkın var ? Canan'la Mehmet bile öpüştü !
"Tarık, sen benimle bir gelsene." Tarık bize dönüp, "Merhum kişiyi, nasıl bilirsiniz ?" diyerek Canan'ın peşinden odaya yönelmişti.
İkimiz salonda yalnız kaldık. "Ben artık gideyim. Eline sağlık." Baktıkça bakasım geliyordu. Dizilerdeki kızlar gibi bir kere öpüp, kaçsaydım ne olurdu ? Kendi evimden kaçardım, aynen.
"Tamam, sonra görüşürüz. Geldiğin için teşekkür ederim." Aramızdaki bu alevi bir tek ben mi hissediyordum ? Her hareketi bende deprem etkisi yaratıyordu, en çok da koyu bakışları.
"Görüşelim." Diyerek kapıya doğru yürümüştü. Ben de civciv gibi peşinden gittim. Birden döndüğünde, burnum göğsüne çarptı. Kafamı kaldırıp, konuşmasını bekledim.
"Hakkım yendi." Neyden bahsettiğini anlamadım.
"Bir şey yiyecek olsam, bu hakkın mı olurdu ? " Ne gevşek bir ağızdı bu, nasıl yaşanırdı böyle ? Hep de Yavuz'a denk geliyordu.
"Ahu." Sabır dilenir gibi söyledi adımı. Elini gömleğinin düğmesine götürüp, bir tanesini açtı. "Ben gidiyorum." Konuşacak yüzü bulamadım kendimde. Konuşursam "yanlış yöne gidiyorsun, oda şu tarafta" diyebilecek potansiyel vardı bende.
![](https://img.wattpad.com/cover/265632696-288-k809816.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutların İçinde
HumorOdaya bu sefer kapıyı çalarak girdim ama bir işe yaramadı. Gördüğüm manzara, yine beni intihara sürükleyecek türdendi. Canan, Mehmet Bey'in saçına yapışmış, Mehmet Bey , Canan'ın belinden çekiştirirken " bırak beni " diye bağırıyor. Yavuz Be...