Başımın ağrısını geçirmek ümidiyle üçüncü ilacımı alıyordum. Sabah uyanıp, işe gelmek ölüm gibiydi. Ölmemiş olmam, yaşıyor olduğum anlamına gelmezdi. Hem de kim için bu haldeydim ? BENİ SÜREKLİ CEVAPSIZ BIRAKIP, REDDEDEN BİR ADAM İÇİN.
"Ahu, sen sinirli surat yapmaya çalıştığında 'angry birds' gibi gözüküyorsun. Ben yabancı değilim ama bunu başka bir yerde yapma kuşum." Canan kendine çabuk gelmişti.
"Senin çekmen gereken bir aşk acısı yok mu ?" Bir ben miydim böyle olan ?
"Amann, ben portakal sevmem ki zaten bir gaflet anıydı benimkisi." Gözlerin öyle demiyordu ama.
"Bu adam bana neden cevap vermiyor ya ?"
"Kızım, unutursun sonra konuşalım demiş ya. Ahu, bu takıntın insanı ürkütüyor ben yabancı değilim ama başkası anlamayabilir."
Sabahtan beri 'yabancı değilim serdar' diyerek, bütün kusurlarımı yüzüme vurmuştu.
"Ben, beni çok seven, hatalarımı yüzüme vurmayan can dostumun yanına gidiyorum. Beliz'le ilgilen." Dosyayı masaya fırlattığımda kahkaha atıyordu.
"Kız, Yavuz'un seni engellemediğine dua et. Adam ayağına kadar gelmiş, ne istiyorsun anlamadım ki, hayır sen bu adama ne kadar kötü huyun varsa hepsini gösterdin buna rağmen hala seninle iletişim kuruyor. Ben seni tanıyorum da sorun yapmıyorum, seni tanımayan anlar mı ?" Tarık geldiğimden beri ara vermeden Yavuz'u yüceltip, beni gömüyordu. Canan'ın kötü karakter kahkahası gözümün önüne geldi. İkiside bana ailenin yaramaz çocuğu muamelesi yapıyordu, bir iki pot kırdık diye bu kadar olmazdı ki ya.
"Ben gidiyorum." Tavırlı bir şekilde söylemiştim.
"Ayy, git kız git. Beni de gerdin, zaten işim başımdan aşkın." Yanından saçımı savurarak kalktım, umursamadı. Beni ancak annem olduğum gibi kabul ederdi. İş yerindeki terasa çıkıp, bir sigara yaktım.
"Alo, anne." Ana başa taç imiş, her derde ilaç imiş bir evlat bir olsa da anaya muhtaç imiş Möge apla.
"Anneciğim, nasılsın ?" Annemi soruğu soruya pişman edecek kadar uzun konuşup, olan biteni sansürleyerek anlatmıştım.
"Ahu, ben seni dinlerken yıprandım kızım. Neyin cevabını duymak istiyorsun benden ?"
"Hiççç. Ne yapıyorsun ?" Annemden de veto yemiştim. Odaya kapanıp, kimse beni anlamıyor kafasında 'İrem - Hayalet sevgilim' dinlemelik bir gündü benim için. Aslında beni anlayacak biri vardı...
"Biraz klişe olacak ama abimin üniversitede bir sevgilisi vardı Ahu, sana her şeyi anlatamam ama okulu bırakmasındaki diğer bir neden de onunla ilgiliydi. O günden sonra kimseyle ilişki kurmadı. " Mehmet'le bir pubda oturmuş, bir şeyler içerken laflıyorduk. Beni buna etrafımdakiler mecbur etmişti hem Mehmet'le kavgaya girmişliğim bile vardı, arkadaş sayılırdık bir de kader ortağı.
"Unutamadığı için mi ?" Bu sorunun cevabından korkuyordum.
"Üstünden çok zaman geçti, unutmuştur biz bu konuları pek konuşmayız." Mehmet artık kaynım olmaktan çıkmıştı.
"O kıza ne oldu ?"
"Ailesi buradaydı en son ama kendisi burada değil, nerede olduğunu bilmiyorum. Yıllar önce iletişimi kestik."
"Anladım. Teşekkür ederim Mehmet, ben bazı şeyleri yanlış anlamışım galiba seninle konuşmak iyi geldi. Bunlar aramızda kalsa olur mu ?"
"Merak etme aramızda. Ahu, aslında o gece ki karşılaşmanızdan sonra abim, seni bulmak için çabalamış, bulmuş da. O restaurantın sahibi bizim çocukluk arkadaşımız, bulması zor olmamış yani. Sonra ki günlerde tesadüfen seni o adamla görünce peşini bırakmış. Sana karşı bir şeyler hissetmese bunların hiç birini yapmazdı o zamanlar ama şu an ne düşündüğünü bilmiyorum. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutların İçinde
HumorOdaya bu sefer kapıyı çalarak girdim ama bir işe yaramadı. Gördüğüm manzara, yine beni intihara sürükleyecek türdendi. Canan, Mehmet Bey'in saçına yapışmış, Mehmet Bey , Canan'ın belinden çekiştirirken " bırak beni " diye bağırıyor. Yavuz Be...