"Vallahi adamdaki nasıl bir kinse çocuğu taşla bayıltıp, istediği kıvama getirmiş. Nasıl düzelecek bu kıro ? Ben Tarık'ı böyle görmeye katlanamıyorum, oyarım bu gözleri."
Canan, elindeki sümüklü peçetesiyle onuncu kez burnunu sildi. Böyle ciddi durumlarda konuya kendimi veremiyordum. Herkesi bizde toplamış, durum değerlendirmesi yapıyorduk. Tarık'ı dinlenmesi için odama yatırmıştık.
"Psikoloğa mı götürsek ?" Bence en doğrusu buydu.
"Mümkünse erkek olsun. Havada gezinen kuşa bile kerkinecek durumda. Doktor da bir travma yaşasın istemeyiz." dedi Tuğrul. Tarık'ın, Hazan'a bıyık bükmesi hoşuna gitmemişti anlaşılan.
"Bence biraz kendi haline bırakın. Belki de geçmişte çok baskılandığı için şu an bu durumu yaşıyor. Kimse için kolay bir durum değil." Peki benim travmam olmamasına rağmen her durumda Yavuz'a kerkinme isteğim... Ne güzel konuştu yine, bal peteğim.
Yavuz'un güzel yüzüne hülyalı bakışlar atarken Canan'ın etimi bükmesiyle, öksürerek önüme döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutların İçinde
HumorOdaya bu sefer kapıyı çalarak girdim ama bir işe yaramadı. Gördüğüm manzara, yine beni intihara sürükleyecek türdendi. Canan, Mehmet Bey'in saçına yapışmış, Mehmet Bey , Canan'ın belinden çekiştirirken " bırak beni " diye bağırıyor. Yavuz Be...
