Bulutların İçinde

Balkon Sefası

Bölümü az önce tamamladım ve sizi bekletmek istemedim. O güzel yorumlarınızı heyecanla bekliyor olacağım. Keyifli okumalar. ♥️

Medyada Yavuz'un balkonu var.

*

"Ufuk." dedi, Yavuz.

Bolu'nun küçük olduğunu bilirdim ama Yavuz'un eski flörtümü tanıyacağı kadar değil.

"Yavuz abi ?" dedi, Ufuk. İkisi de birbirini benim evimin kapısında gördüğü için oldukça şaşkındı.

"Ahu ?" dedi, Yavuz. E ama bir tanem, bana milletin içinde seslenmeyeceksin diye anlaşmadık mı ? Fena oluyorum diyorum.

"Yavuz..." Elbette bir açıklamam vardı ama şu an aklımdakileri dışarı dökemiyordum. Ufuk, Bolu'ya geldiğim yıl benim için öncesinde flört sonrasında arkadaş olarak kalan bir insandı.

"Siz nereden tanışıyorsunuz ?" Ufuk'un sorusuyla birlikte Yavuz'un tek kaşı hayava kalktı.

"Ufuk, ne işin var burada ?" diye sordum.

"Seni görmeye gelmiştim."

"Kim olarak ?" Yavuz'un gergin sesi beni de germişti. Koluna dokununca sert bakışları beni buldu. Keşke bu kadar çekici olup, olur olmaz yerde aklımı başımdan almasaydı.

Ufuk, Yavuz'un bu sinirine anlam veremeyen bakışlarla ikimizi süzdü. Onun da sinirlendiğini çatılan kaşlarından anlamıştım.

"Ne fark eder ? Neyse sonra gelirim ben." Bana son bir bakış atıp giderken, Ufuk gidene kadar çatık kaşlarla arkasından bakan Yavuz sonrasında bana döndü. Ben konuşmadan konuşmayacağını anladığımda, elimdekileri bırakıp evin kapısını açtım.

"Gel içeri."

Yavuz içeri girdiğinde bizimkiler merdivenin başında gördündü. Yüzlerindeki ifadeye bakılacak olursa Ufuk'la karşılaşmışlardı. Tarık, Ufuk'tan nefret ederdi ve bizim flörtümüz Tarık'ın, Ufuk'u deşifre etmesiyle son bulmuştu. Ufuk biraz çapkın ve azgın biriydi, biriymiş desem daha doğru olurdu. Tarık'ın, iş yerimizdeki bütün kızları örgütleyip belirli aralıklarla Ufuk'a mesaj attırmasıyla karakterini öğrenmiş sonra da ilişkimizi bitirmiştim. Üzüldüğüm söylenemezdi. Ufuk, aramızdaki samimiyeti ilerletmeye çalıştığını her fırsatta belli edince soğumuştum, zaten aramızda aşk yoktu. Umrumda olmadığı için de olaysız bir şekilde hayatından çıkmıştım.

"Ufuk muydu o ? Çocuğun yüzündeki ifade bile 'akıl akıl gel sikime takıl' diye bağırıyor. Niye gelmiş bu ?"

Tarık'a işaret parmağımda 'sus' işareti yaptıktan sonra kapıyı yarım bırakıp, içeri girdim. İçeri girdiğim anda Yavuz kolumdan tutup, beni odalardan birine çekti. Sırtım kapıya yaslanınca, önümde durdu. Açıklama bekleyen sert bakışlarına, aşık bakışlarımla karşılık verince biraz yumuşar gibi oldu.

"Evet, anlatacak mısın ?"

"Eski bir tanıdık."

"Tanıdık ?"

"Flört."

"Flört ?"

"Hı hı. Sen nereden tanıyorsun yoksa sizde mi flört-"

"Ahu ! Kavga ettiğinizde, sizi karakoldan çıkarmama yardımcı olan Fuat abinin oğlu."

"Hmm..." Geçmişim onu ilgilendirmese de ister istemez gerilmiştim.

Ağzından bir küfür mırıldandı.

"Ben bu yavşağı işe alacağıma söz verdim ya birde. Mehmet'i geberteceğim."