Elimde Sütüm Hayata Küsüm

3.6K 354 285
                                    

Merhaba, aşk bebeklerim. Beklettiğimin farkındayım, çok üzgünüm. Umarım yine kahkahalarla okuduğunuz bir bölüm olur. Sizleri çok seviyorum. ♥️

&

"Ne yapacağız şimdi ?" Canan boşalan tabağıma biraz daha yemek koyduğunda, ekmekten kocaman bir parça koparıp yemeğin suyuna bandırdım. Ağzıma götüreceğim sırada, Tarık elime çatalını batırdı.

"Kız sana soruyoruz, sana ! Turşu bidonu gibi oldun, yeter artık. Bu gidişle anca turşunu kuracağız zaten. İçinde bebek değil bir kasırga var ayol, ne göndersek yutuyor. Ben böyle bir şey görmedim anacım, düşman başına. Yavuz'u arayıp, kurtulduğu için tebrik etmeli." Moralimiz bozuktu Allah'a şükür, iştahımız değil... Babasının adını duyan bebeğimin iştahı kesilince, elimdeki kaşığı masaya bıraktım. Bebeğim, benim bebeğim...

Hastaneden çıkıp, eve gelene kadar ağzımı bıçak açmamıştı. Tarık'ın taksideki ağıtlarını, Canan'ın sevinç gözyaşlarını boş gözlerle izlemiştim. Eve geldiğimden beri ağzımı sadece lokmamı yutmak için açıyordum. Başımı ellerimin arasına alıp, önümdeki tabağı dikizlemeye başladım. Benim içimde bir insan vardı, Yavuz'dan bir parça...

"İdrak yolları iltihabı yaşıyor kız resmen. Ahu, ne yapacağız diyorum sana ?" Bir saat önce 'teyze oluyorum ulan' diye naralar atan Canan, anın yoğunluğu geçince bundan sonrasında ne olacağının derdine düşmüştü. Olması gerektiği gibi. 

"Yavuz'un bunu bilmesi gerekir. KIZ, ANANGİLE NE DİYECEĞİZ HE ?" Tarık cümlesini bitirdiğinde, elleriyle ağzını kapattı. Gözleri karnıma düştükten sonra bir elini karnımın üzerine koyarak kafasını da o noktaya yaklaştırdı. "Bir tanem, ben sana bağırmadım korkma tamam mı ?" Bebek olduğunu düşünüp, konuştuğu yerde muhtemelen az önce yediğim patatesler vardı. Karşılık vermeden gözlerimi önümdeki tabağa çevirdim.

"Kimseye bir şey demeyeceğiz tabii ki. Üçümüzün arasında kalacak bu. Melis'e de bir şey çaktırmayalım, ağzından kaçırabilir." dedi, Canan.

"Ağzında yaş bok ıslanmıyor vallahi. Geçenlerde eski ev sahibimin protez saç kullandığını, aslında kel olduğunu söyledim. Ertesi gün adama 'abim söyledi, kelmişsiniz geçmiş olsun' demiş, gerizekalı. Sonra sakat deyince alınıyor birde." Gülmek istedim ama gülemedim.

"Ha, siz ondan mı kovuldunuz evden ?"dedi, Canan. 

"Ne münasebet ayol, ben zaten çıkacaktım. Aman sende Canan, ne salak salak sorular bunlar."

Onlar aralarında didişirken, masadan ağır adımlarla kalktım. Benim morali sıfır, sıfır, sıffırdı. Yatağıma yerleşip, yorganı kafama kadar çektim. Ellerim, benden habersiz karnıma gitti. Usulca okşarken, ne yapacağımı düşündüm. Yavuz'a bir bebeği olacağını söylemem gerekiyordu ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum. Mesaj mı çekseydim acaba ? 'Depoyu fullemişsin' yazardım. Kendi kendime göz devirdikten sonra sinirle sağ tarafıma döndüm. Gecenin bir yarısı evini basıp, ultrason kağıdını suratına çarpmalıydım belki de. 'Manda sütünü bu istiyormuş, ben değil' diyerek, kendi üstümden atmış olurdum bu kara lekeyi.

"Yare gidin turnalar
Selam edin turnalar
Dermansız derde düştüm
Bu dert beni yaralar."

Ellerini şıklatarak odaya giren Tarık'a baktım.

"Kalk kız kalk, yavrucağı eğlendirelim azcık.

BEN O YARİ ÖZLÜYOM
YOLLARINI GÖZLÜYOM
KOYNUMDA BİR RESMİ VAR
YILLAR YILI GİZLİYOM."

Tarık göbeğimin dibinde ellerini çırpmaya devam ederken, türküye 'çaça' ile eşlik eden Canan'ı gördüm. Eğlence anlayışları gerçekten insanı intihara sürüklüyordu. Turnasına da özlemine de başlayacaktım şimdi !

Bulutların İçindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin