Keyifli okumalar.♥️
“Tatlım bence yanlışlıkla gönderdi, bu kadar kafa yoracağına sor adama bizim yakamızı da bırak.” Tarık her zamanki gibi çok tatlıydı. Canan hala düşünüyordu telefonda bir şeyler kurcaladı ve bir anda bağırdı. “Buldum kızım, buldum. Bu Özdemir Asaf’ın şiiri bak okuyorum. ‘Sen gülünce, gün cumartesi olur. Bir kuş havalanır gökyüzüne.’ Ahu bu adam sana seni seviyorum demiş.” Gerçekten öyle miydi ? Belki de yanlışlıkla göndermişti, en iyisi ona sormaktı. “Ben dayanamıyorum soracağım.” Tarık Canan’a ‘al ben sana dememiş miydim’ bakışı atmıştı. Aman canım, içimde kalacağına sorar cevabını alırdım.
"Bu ne demek ?"Heyecanlanmıştım, kendime çay dolduracak kadar zaman geçmişti fakat mesaj gelmemişti. Girip baktığımda gördüğünü ama cevap vermediğini farkettim. Eeehhh, başlardım böyle işe. Keşke içimde kalsaydı.
“Ne demiş ?” Canan da en az benim kadar heyecanlıydı. “Cevap vermemiş, yanlışlıkla attı herhalde. ” Artık kimlerle yazışıyorsa akşam akşam! Keşke dayanamıyorum, bunu da soracağım diyebilseydim... Yatağa geçip yattım, yarın iş vardı. Toplantıda kimlerle fingirdeştiğine dair olan olasılıklarımı anlatamazdım.
Günler hızlıca geçmiş, annemin gitme vakti gelmişti. Valizini alıp, bagaja koyduğumda Tarık hüngür hüngür ağlıyordu.
"Oy Asiye’mmm, ben sensiz bu iki cadıyla nasıl başa çıkarım ?” Dizlerini döverek söylemesi beni bile etkilemişti.
“Ah Tarık’ım, biliyorum çok zor ama metin ol. Seni yıkmalarına izin verme, bir şey olursa da beni ara.” Deliydi bunlar yahu. Ne yapmış olabilirdik ki bu kadar ? “Anne, hadi.” İşe annemi otogara bıraktıktan sonra geçecektim. Keşke biraz daha kalabilseydi ama diğer yarısı da Ankara’daydı.İkizlerden Melih ben üniversiteye gideceğim dönemde hastalanmış, lenfoma teşhisi koyulmuştu. İkiside benim canımdı. Küçükken kıskanmış olsamda büyüdüğümde onlar için elimden geleni yapmıştım. Babam tek maaşla hem kardeşimin hastalığına hem de benim okuluma yetişemezdi. Okul öncesi öğretmenliği kazanmıştım fakat gitmemeyi seçmiştim sonrada zaten babama destek olmak için sınava girip, memurluğu tercih etmiştim. Melih hastalığını atlatmıştı fakat tekrar etme riski her zaman vardı ve biz bu yüzden onun üzerine titrerdik. Annem de bu yüzden evden uzak kalamıyordu.
Otogara geldiğimizde annem bana sıkı sıkı sarılmış kendime ve Canan’a çok dikkat etmemi söylemişti. Otobüse bineceği sırada bir fren sesi duyup kafamı sağa çevirdiğimde Yavuz’u görmüştüm. Birini almaya mı gelmişti acaba ? Bize doğru geliyordu fakat nedenini anlamamıştım.
“Asiye teyze, kusura bakmayın geç kaldım. “ Neden geldiğini sorgularcasına yüzüne bakıyordum. Annem Yavuz’a sarılınca o da karşılık vermişti. Bu ikisi ne ara bu kadar samimi olmuştu ?
“Oğlum, ne gerek vardı gelmene ? Teşekkür ederim her şey için. “ Yavuz annemin elini tutmuştu hah! Daha benimkini tutmadın be.
“Ne teşekkürü ? Ne zaman isterseniz arayabilirsiniz, kendinize iyi bakın.” Yıllar sonra birbirini bulmuş ana, oğul kucaklaşması mıydı bu, Sinan Çetin müziğini siz de duyuyor musunuz ?
“Sende oğlum. Annenlere selam söyle.” Ha birde. Annem bana tekrar sarıldıktan sonra otobüse geçti. Hareket etmeye başlayınca el salladım, yıllardır ayrı olsak da alışamamıştım. Ağladığımı burnumu çekince fark ettim ve yanımdaki Yavuz’u da.
“Arabayla mı geldin ? Bırakayım istersen.” Yumuşacık bakan gözlerine aldanmayacaktım, kinliydim. Gitsin kime şiir yazdıysa onu bıraksındı. “Ne münasebet.” Diyerek saçımı savurup, arabaya ilerledim. Arkamdan gülme sesi duydum, bunun nesi komikti ? Dengesiz. Sonra yarın spora gideceğimizi fark ettim yine kendime hakim olamamış, boşuna artistlik yapmıştım. Arabayı çalıştırdım, otogarın kapısından çıkacağım sırada aynadan Yavuz’un arabasını arkamda olduğunu gördüm. Allah’ım ! Daha bakarken içim gidiyordu bir de ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutların İçinde
HumorOdaya bu sefer kapıyı çalarak girdim ama bir işe yaramadı. Gördüğüm manzara, yine beni intihara sürükleyecek türdendi. Canan, Mehmet Bey'in saçına yapışmış, Mehmet Bey , Canan'ın belinden çekiştirirken " bırak beni " diye bağırıyor. Yavuz Be...