Merhaba, Fıstık Reçellerim. Hikayeye başlamadan önce hepinize teşekkür etmek istiyorum. Yaptığınız yorumların, attığınız yıldızların benim için ne kadar değerli olduğunu kelimelerle ifade etmem mümkün değil. İyiki varsınız, hep olun. ♥️
hepbiyazar25 Yıllardır bu platformdayım ama senin kadar alçakgönüllü bir yazar daha görmedim. Güzel yorumların için, hikayeme değer verip başka insanlara ulaştırdığın için sana sonsuz kere teşekkür ederim. ♥️
&
"Allah aşkına Doktor Bey, nasıl olabilir böyle bir şey ?"
Canan geçirdiği şokla başa çıkamadığı için konuşmayı unutmuş, yanımda put gibi oturuyordu.
"Söylediğim gibi Ahu Hanım, kafa travmaları sonrası hastalarda bu tarz geri dönüşler oluyor. Kalıcı bir durum değil, merak etmeyin. Tarık Bey, bugün taburcu olabilir."
Hiçbir şey anlamasamda, kafamı anlamış gibi salladım. "Peki, teşekkür ederiz."
Doktorun odasından ağır adımlarla çıkıp, koridordaki koltuklara ilerledik.
"Ahu, Tarık'a ne olmuş ?"
Ben buna cevap veremezdim.
1 SAAT ÖNCE :
"Erkek adamı bozar kızım, bu renk. Git bana başka bir şeyler getir."
Erkek adam ? Bozar ? Bu renk ? En sevdiği renk olan pembe bile hayretle bakıyordu Tarık'a.Melis'in beni aramasıyla apar topar yola çıkmıştık. Odaya ilk girişimizde Melis'i görene kadar yanlış kişiye geldiğimizi düşünmüştük ama hayır, gördüğümüz kişi Tarık'tı, yaşananlar da gerçekti. Kafasına aldığı taş darbesiyle bayılarak, hastaneye getirilmişti. Ayıldığında ise son bir seneyi hatırlamamasının yanı sıra mahalle abisine dönüşmüştü.
Odanın içindeki üçlü koltuğa Hazan, Melis, Mehmet, Canan, ben olmak üzere beş kişi sıkışarak oturmuş, olan biteni anlamaya çalışıyorduk. Yavuz'la Tuğrul hastane işlemlerini hallediyordu.
"Ama aşkım, sen en çok pembeyi seversin."
Canan, umut fakirin ekmeği felsefesiyle Tarık'ı yokladı.
"Aşkım ne lan ! Abi diyeceksin Canan, abi. Giymem dedim, alın şunu."
Canan, aldığı cevapla yerine sindi.
İnek yalamışcasına geriye doğru yapıştırdığı saçlarına mı yanayım, Hazan'a bakarak, bıyık bükmesine mi bilemiyordum doğrusu. Travmadan önce Hazan'la, Tuğrul için kavga ederken şu an gelinen nokta hepimizi ürkütüyordu, en çok da Hazan'ı. Garibim, dikkat çekmemek için hiç konuşmadan karşısındaki duvara bakıyordu.
"Bayan, tanıdığımız mı ?"
Senkronize bir biçimde beşimizinde kafası, Tarık'a döndü. Hepimizin aynı kabusu görüyor olma olasılığı bile Tarık'ın ağır abi olmasından daha olasıydı. Hele Hazan'a göz süzmesi, tövbeler tövbesi. Her şeyi geçmiştim de bayan neydi ya ?
"Hazan ben, ezeli düşmanın. Hatırlamıyorsun ama senle birbirimizi hiç sevmezdik.""Bir yanlış anlaşılma olmuş belli ki. Sizin gibi güzel bir bayana düşman olan insan aklını kaybetmiştir."
"Kaybettin zaten ! Biz de onu diyo-" Canan'ın, böğrüme soktuğu dirseğiyle susmak zorunda kaldım. Odanın kapısı açıldığında önce Yavuz arkasından da Tuğrul içeri girdi. "Doktorla görüşüp, çıkabilirmişiz."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutların İçinde
HumorOdaya bu sefer kapıyı çalarak girdim ama bir işe yaramadı. Gördüğüm manzara, yine beni intihara sürükleyecek türdendi. Canan, Mehmet Bey'in saçına yapışmış, Mehmet Bey , Canan'ın belinden çekiştirirken " bırak beni " diye bağırıyor. Yavuz Be...