"Antrenörüm olacağını söylemiştin, ecelim değil."
Karşımda ciddiyetini bozmadan duran Yavuz'a kinle bakıyordum. Tuğrul'un yaptırdığı egzersizlerin sayısını ve süresini artırmıştı. Henüz ağırlık çalışmaya başlayamamıştım bile, zaten halim de kalmamıştı. İnsan, insana bunu yapar mıydı ? İnsan, sevgilisine bunu yapar mıydı ?
Sevgilisi... Ben.
Yani dün geceden sonra öyle olduğumu düşünüyordum. Adı konulmamıştı fakat Mehmet'in elindeki gecelik ve utangaç bakışları her şeyi açıklıyordu.
"Tuğrul'dan haberini aldım Ahu, kaytarıyormuşsun sürekli. Buraya geliyorsan, hakkını vermelisin. Hızlan biraz."
Ben buraya senin için geliyordum be adam !
"Bu seninle son squatım Yavuz, daha fazla zorlarsan Tuğrul'a kaçarım."
Yirmişerden, dört set squat yaptırmıştı. Acaba büyük popo mu seviyordu ?
"Otelde 'popom küçük mü Yavuz, bacaklarım kalın mı Yavuz, göbeğim var mı Yavuz' diye sormadan önce düşünecektin. Konuşmaktan odaklanamıyorsun." Elini belimin ortasına bastırıp, duruşumu düzeltti. "Belini bükme, nefesini kontrol etmeye çalış."
Söylediklerini eksiksiz yapıyordum ama beyefendi beğenmiyordu. Konuşmamı istemiyorsa konuşmazdım, son bir soru sorduktan sonra tabii...
"Beni öyle beğenmiyor muydun ?" Trip atmaya çalışıyordum fakat nefes nefese kalınca sesim istediğim tonda çıkmadı.
Ellerim önde, bacaklarım iki yana açık bir şekilde yere çöküp, kalkıyordum. Terlemiştim. Yavuz ile çalışacağım için Canan'ın seksi kıyafetlerini ödünç almıştım ama umduğumu bulamamıştım, her zaman olduğu gibi...
Şort zaten kısaydı, bana dar geldiği için daha da kısalmıştı. Çok rahatsız hissediyordum.
Squattan önce plank, kalça çevirme, lunges, ip atlama yaptığım için bacaklarım titriyordu. Yirminciyi de tamamladığımda, kendimi yere bıraktım. Kafamı, ayakta dikilen Yavuz'a doğru kaldırdım. Bu bakışını daha önce de görmüştüm, gözleri kahvenin en koyu tonunu almıştı.
"Kalkmak için beş dakikan var." Yakışıklı olduğu kadar insafsızdı. "Ağırlık çalışacaksın sonra bitiririz." Beni ne sanıyordu ? Böyle spor yapacak bir insan olsam, olimpiyatlara hazırlanırdım.
"Şimdi bitirsek ?" Düzene girmeyen nefesim yüzünden hızla inip kalkan göğsümde ve titreyen bacaklarımda dolanan gözleri, topuzumdan fışkıran saçlarımda durdu.
"Olur."
Gözlerini benden uzaklaştırdı. Tişörtünü çekiştirerek, kaçarcasına odasına doğru yol aldı.
Kahkaha seslerimi duyduğuna emindim. Tekrar dönüp, bakmadı.
Kuşu havalandırmıştım, gökyüzüne.
*
"Beni ne doktorlar ne mühendisler istedi gülüm ama gönül aşk isterr, beni alacaksaaan benim olacaksann, bana para değil koçum mutluluk gösteeeerr."
Camın tepesine çıkmış, bülbül gibi şakıyan Canan'a imreniyordum. Temizlik yaparken nasıl bu kadar neşeli olabilirdi ki insan ? Elimdeki toz bezini suya daldırıp, sıktıktan sonra toz almaya devam ettim. Dip, köşe temizlik yapıyorduk, dünden kalan kas ağrılarım hiç yardımcı olmuyordu.
"Hanımlar, yemek on dakikaya hazır." Canım Tarık, bizi bu mübadelede yalnız bırakmamış, karnımızı doyurarak bize destek olmuştu.
"TARIK, KAPI ÇALIYOOĞĞĞ."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutların İçinde
HumorOdaya bu sefer kapıyı çalarak girdim ama bir işe yaramadı. Gördüğüm manzara, yine beni intihara sürükleyecek türdendi. Canan, Mehmet Bey'in saçına yapışmış, Mehmet Bey , Canan'ın belinden çekiştirirken " bırak beni " diye bağırıyor. Yavuz Be...