Odaya girdiğimde, masamın üzerinde kırmızı gül ve bir not bulmuştum. "Bi' yemek ?" yazıyordu. Bunu burada yapacak tek bir kişi vardı ve artık can sıkıyordu. Mete Bey dairenin müdür yardımcısıydı. Defalarca kez reddetmiştim, böyle şeyler zorla olmuyordu. Kırmamak adına ve üstüm olduğu için kibar davranıyordum ama adam laftan anlamıyordu. Bu sefer görmezden gelecektim, gül ve not çoktan çöpü boylamıştı. Ünlü düşünürün de dediği gibi "Am sori."
Canan odaya kucağından yüzüne kadar uzanan dosyalarla girdi. Rezil bir gün olacağını sabah uyanamamamdan anlamıştım.
"Allah evine ebabil kuşlarıyla taş yağdırsın."
Güne neşeli başlamıştı.
"Amin balım."
"Fatma Girik'in çocuğunu kapıp kaçan kartallar peşini bırakmasın."
"Amin şekerim."
" Allaahh seni ve tüm zürriy-"
"Canan, abartmasan mı ?" Anlaşılan Beliz'le takışmıştı. Birbirlerini öldürmek isteyip, başkasıyla da çalışamayacak kadar çarpık bir ilişkileri vardı.
"Bu kadın ne zaman emekli oluyordu Ahu ?"
"Ben istifamı verdikten sonra . Hadi, halledelim bir an önce şunları. "
Öğle yemeği vakti geldiğinde dosyaları daha yarılayamamıştık. Kurt gibi acıkmıştım. Tuğrul Bey'in ihtiyacım kadar yemem konusundaki uyarılarını dikkate alıyordum ama bir gün az yiyorsam, beş gün yutak boruma kadar dolduruyordum. Yorgansız yatardım; yemeksiz yatmazdım.
Yemeği düşünürken aklıma Yavuz'un gelmesi normal miydi, bu adama neden bu kadar çok çekiliyordum ? Neyse ki yarın görecektim. Düşününce bile kalbim hızlanıyordu. Bu gencecik yaşımda kara sevdaya tutulmuştum oysaki her zaman mantık evliliği yapacağımı düşünmüştüm. Yalnız ben adama aşık oldum diye adamı da kendime aşık etmiş üstüne birde evlenmiştim. Benim hakkımda ne düşündüğünü çok merak ediyordum, yüzünden hiçbir şey okunmuyordu. Olgun ve dolgun bir adamdı. Kızlar... Gerçekten dolgundu. Acil işe dönmeliydim acil.
Kızlarla çay molasında dedikoduyla sohbet karışımı bir konuşma yapıyorduk. Ceren başkandan yakınıyordu. E biz napsaydık? Başkanlarında başkanına bakıyorduk. Tarık ve Canan ortamdaki günah seviyesini arşa çıkarmıştı. Hiç tanımadığım insanların çamaşır rengini öğrenmiştim ne yapacaktıysam. Biz konuşurken Mete Bey geldi. Konu da bizim spor salonuna kaydolmamızdı, Canan ballandırarak anlatıyordu.
Tarık aşkımı ikna etmiştik o da kaydolacaktı, Canan biraz daha anlatırsa buradaki herkes oraya taşınacaktı. Mete Bey sürekli bakıyordu, şikayet etsem ayıp mı olurdu ? Off. Git yaşıtlarınla oynaş be adam. Çayımı hızlıca bitirip yerime geçtim, kalan işleri halletmeliydim.
Tv'de kanalları geziyordum. Üstümde aydedeli pijama takımım vardı ismi başkadır elbette ama benim için aydedeydi. Hiçbir şey bulamayınca sosyal medyaya girmiştim. Benim için sosyal medyanın Yavuz Bulut olduğunu artık biliyorsunuz dostlarım. Yeni paylaşım ve hikaye yoktu zaten aktif biri değildi, etiketlendiği fotoğraflara baktı, keşke bakmasaydım.
O sarı kadın Yavuz'un evinde olmakla yetinmeyip, yatağında uzandığı bir fotoğrafı paylaşmıştı. Yavuz yanında yoktu ama fotoğrafı çeken cinler değilse oydu. Allah'ım kör et beni. Hayır senin sevgilin varsa bana ne diye istek atıyorsun ? Ben belki bunu evlilik teklifi olarak kabul edecek bir psikopatım !!! Telefonu bir köşeye fırlattım. Yarın yüzüne bile bakmayacaktım. Tavşanın dağa küstüğünden dağın şimdilik haberi yoktu, belki bir gün olurdu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutların İçinde
HumorOdaya bu sefer kapıyı çalarak girdim ama bir işe yaramadı. Gördüğüm manzara, yine beni intihara sürükleyecek türdendi. Canan, Mehmet Bey'in saçına yapışmış, Mehmet Bey , Canan'ın belinden çekiştirirken " bırak beni " diye bağırıyor. Yavuz Be...