"Şikayet etmekle en iyisini yaptın, etmeseydin bu durum devam edecekti Ahu." Mete Bey asansörde önümü keserek yemek yemek için söz almaya çalışmıştı, istemediğimi söylediğimde kolumdan tutup, geçmeme izin vermemişti.
Korkmuştum, bıkmıştım.
"Daha fazla hırs yapar diye korkuyorum Canan." Ne yapacağımı bilemiyordum, işimi ve arkadaşlarımı seviyordum fakat ölmek de istemiyordum.
"Hele bir yaklaşsın sana, bak o zaman neler oluyor ?"
"Ne yapacaksın Canan ? İşler daha fazla karışmadan halletmek istiyorum bunu. Lütfen sakin davran ayrıca aramızda kalsın bu."
Tarık'a söylerse kıyatmet kopardı. Zaten daha fazla devam ederse hukuki yollara başvururdum ya da buradan giderdim. Burayı sevsemde canımızdan daha değerli değildi. "Tamam bir şey yapmayacağım ama sen korkma biz yanındayız ve ne gerekiyorsa yaparız." Biliyordum, burada hala duruyor oluşumun sebebi onlardı. Sarıldık, ondan güç alıyordum.
"Hanımlar bölüyorum ama dosyalar hala halledilmemiş. Burası "yetiş Canan" programı değil." Beliz Hanım çok katıydı ne olursa olsun onu hiçbir şey yıkamıyordu. Ben bunun altında bir yaşanmışlık olduğunu düşünüyordum çünkü kimse bu kadar acımasız ve işkolik olamazdı. "Özür dileriz, hemen hallediyoruz." Beliz Hanım bir süre Canan'a baktı. Bugün onun da keyfi yoktu. Annesi artık para için bile olsa aramıyordu, Canan'ı yok sayıyordu. Nedenini anlamıyordum, böyle kızım olsa pamuklara sarardım. "İstersen sen biraz hava al Canan, iyi görünmüyorsun." kafasını iki yana sallayıp, bilgisayarın başına oturdu. İkimizde öğle yemeğine bile çıkmadan çalışmış, yarının işlerini bile halletmiştik.
Arabaya binerken Mete Bey'i gördük, o da bizi. "Zor kızı oynuyorsun demek. Olur, bana uyar." Allah'ım sen sabır ver. "Mete Bey, lütfen sınırınızı aşmayın." Canan'a bakıp alaylı bir ifadeyle gülümsedi. Ben konuşmak istemedim. Arabaya yerleşince bir süre bekledim. "Ahu, gidelim." kafamı sallayıp, arabayı çalıştırdım.
*
Evde hiçbir şey kalmadığı için markete uğrayıp, alışveriş yapmıştık. Bugün annemin gönderdiği tarhanayla çorba yapmak istemişti canımız. Galiba onu özlemiştik, aradım. "Alo, anneciğim." Bir şeylerle uğraşıyordu. "Dur kızım, telefonun sesini dışa alacağım." Canan salatalık kemiriyordu, dalgındı. "Geldim canım. Yemek hazırlıyordum, baban ve çocuklar birazdan gelir. Siz ne yapıyorsunuz ?" Onları da çok özlemiştim, iki aydır görmüyordum.
"Senin güzel tarhanandan çorba yaptık, birazdan yemeğe oturacağız bizde. Sesini duymak istedik."
"Güzel kızlarım benim. Canan nerede sesi çıkmıyor ?"
"Buradayım Asiye teyzem. Dalmışım."
"Sesin neden böyle kötü geliyor ? Hasta mısın, Ahu bir şey mi oldu ?" ben sustum, Canan da sustu.
"Annen değil mi ?" annem sıkıntılı bir nefes verdi. "Canan, senin bir annen de benim biliyorsun değil mi ? Hatta tek annen olmaya adayım. Senin canın sıkılırsa benimde sıkılır, bana o anne müsvettesini arattırma." Sinirlenmişti.
" Ben anneliğin nasıl olduğunu sende gördüm Asiye teyzem. Bir sıkıntım olsa öz olanı değil seni ararım ama..." sıkıntıyla nefes verdi "Ama o da annem, babamı ve o iki yaratığı saymıyorum bile ama annem nasıl böyle olabiliyor ?"
" Her doğuran maalesef anne olamıyor güzel kızım. Senin annen neleri kaçırdığının farkında değil, seni ben doğurmadım ama sen Ahu'nun kız kardeşi, benim kızımsın. Sana üzülme diyemem fakat bizim seni asla bırakmayacağımızı bil."
![](https://img.wattpad.com/cover/265632696-288-k809816.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutların İçinde
HumorOdaya bu sefer kapıyı çalarak girdim ama bir işe yaramadı. Gördüğüm manzara, yine beni intihara sürükleyecek türdendi. Canan, Mehmet Bey'in saçına yapışmış, Mehmet Bey , Canan'ın belinden çekiştirirken " bırak beni " diye bağırıyor. Yavuz Be...