Kavin
Çantamı aldığım gibi acil bölümünü terk ettim. O salakla uğraşamazdım, zaten beni yol boyu sinir etmişti. Burnumdan soluyordum şu an ama biraz nefes almam gerekiyordu. Dışarı çıkmaya yöneldiğimde Akşın'ın peşimden geldiğini görmüştüm, bozuntuya vermeden yürümeye devam ettim. Bir süre sonra Tuğrul'la konuşmaya başladıklarında ses etmeyip kendimi dışarı attım. Biraz yalnız kalmak bana iyi gelecekti eminim, telefonu çıkarıp yengemin numarasını bulup aradım. Ayraz'ı merak ediyordum sesini duymaya ihtiyacım vardı, onu düşündüğüm zaman mutlu oluyordum.
Telefon ikinci kere aramama rağmen açılmayınca endişelendim. İyide bu kadının elinden telefon düşmezdi ki, tuvalete girdiği zaman bile telefonu yanına alırdı. Birlikte sıçıyorlardı galiba pek emin değildim. Tekrar aradığımda ise meşgule atmasıyla kaşlarımı çattım. Ne yapmaya çalışıyordu bu kadın? Omzuma dokunan elle arkamı dönüp geri çekildim hemen. Bana dokunulmasından hoşlanmıyordum! Anında ellerini havaya kaldıran Tuğrul'a göz devirdim, bu ne yapıyordu Allah aşkına.
"Ne yapıyorsun lan?" Ellerini indirip banka doğru yöneldiğinde onu umursamayıp amcamı aramaya başladım bu sefer. Üçüncü kere aramama rağmen telefonu meşgule atıyordu, en sonunda tamamen kapatmasıyla bir bok döndüğünü anlamıştım. Telefonu ceketin cebine koyup Tuğrul'un yanına adımladım. Başka kimseden yardım isteyemezdim şu an. Arabası olan 2 kişi vardı biri kafamı siken Sergen biri de Tuğrul. El mecbur Tuğrul'a kalıyordum.
"Şimdi senden bir şey istesem, yapar mısın?" Kaşlarını çatmış bana bakarken yanına oturdum. Kollarını çiçek yapıp sağ ayağını sol bacağının üstüne attığında aşağı doğru kayıp başını banka yasladı. "Ne isteyeceksin?" Derin bir nefes alıp cümlelerimi iyi seçmeye çalıştım. Az sonra söyleyeceklerime şaşırabilirdi. "Arabanı bana ödünç olarak vermen lazım." Toparlanıp bana doğru döndüğünde sol kolunu arkama attı. "Nereden çıktı şimdi bu?" Oflayarak bu sefer ben de onun yaptığını yapıp başımı banka yaslayacakken kolunun arkamda olduğunu hissetmemle koluna koydum başımı. "Amcamları aradım kimse açmadı telefonu, Ayraz'ı merak ediyorum."
Kafasını salladığında oturduğu yerden kalktı, başım geriye doğru düşerken ses çıkarmadım. Elini uzattığında tutmayıp kendim kalktım. "Kendine hiçbir şekilde dokundurtmuyorsun. Bir sebebi var mı?" Beraber hastanenin içine doğru yürürken yönelttiği soruya omuz silktim. Evet, kendime dokunulmasından hoşlanmıyordum. Temasları sevmezdim, hoşuma gitmiyordu. Refleks falan değildi bir sebebide yoktu öyle. Sadece birinin bana dokunması beni rahatsız ediyordu o kadar.
Asansörün önüne geldiğimizde kapısı açıldı, önden o girerken ben arkasından girmiştim. Elleriyle oynamaya başladığında hiçbir şey söylemedim. Telefonu çıkarıp amcama neler olup bittiği hakkında mesaj atıp cebime geri koydum. "Amcana mı mesaj attın?" Dediğinde kafamı salladım, bir dahada konuşmadık zaten. Asansör Koralp'in odasının olduğu kata geldiğinde durdu ve içinden çıktık. Koralp'in odasına girene kadar yine konuşmadık, tıp oynuyor gibiydik.
Herkes kendi halinde sohbet ederken ben telefondan gözümü ayırmıyordum. Gelecek bir mesaj bile beni rahatlatmaya yetecekti şu an. "Kavin sana diyor Alper duymuyor musun?" Tuğrul'un beni dürtmesiyle kolumu çektim hemen. Temastan hoşlanmıyordum işte neden inadına herkes aynısını yapıyordu? "Ha, duymadım ya aklım başka yerde. Kusura bakma tekrar söylersen cevap veririm." Söylediğime gülerek karşılık verdiğinde problem olmadığını belirtti. "Diyordum ki Sergen aşkımı dövmüşsün, ne oldu?" Hastanenin önüne geldiğimizde Sergen'in üstüme düşüşünü hatırladığımda titredim. Hemen o anı aklımdan çıkardığımda benden cevap bekleyen herkesi birkaç bir şey söyleyip geçiştirmiştim. Kimsede bu konu üstünde fazla durmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vamos Nos Encontrar & Texting
Roman pour AdolescentsSıkıntıdan patlayıp beş numara birden sallayıp, salladığı numaraları bir gruba toplayan kızımızın macera dolu yolculuğunda onu ve yeni tanıştığı arkadaşlarını bu yolculukta nelerin bekleyeceğini okumak istiyorsan, gel hadi. Sen de gruba davetlisin...