sixty - eight

4.8K 383 358
                                    

Ben geldiim, akşama bir tane daha bölüm atacağım haberiniz olsunn

Sezer Sarıgöz, Alihan Sivri - Sahici

Şarkının bölüme uyduğunu düşündüm

***

Koralp

Elinde uzattığı suya bakarak elinden aldım, oturduğum yerde dikleşerek hafifçe öksürük boğazımı temizledim. Turna'nın bakışları altında yerimde rahatsızca kıpırdanıp bardağı dudaklarıma doğru götürdüm, soğuk suyun boğazımdan geçmesine izin vererek kocaman bir iki yudumda suyu içmiştim. Bardağı yavaşça masaya bıraktığımda Alper'in söylediği şarkıyla yüzümü buruşturdum, bu çocuk ne zaman büyüyecekti tam olarak?

"Hayırdır bize mi iş koyuyon amına koyim, ojemin rengine bak bu işi bize bırak." daha fazla bu ortamda bulunmak istemediğimden sandalyeyi hafifçe geriye iterek oturduğum yerden kalktım, dördününde bakışları beni bulduğunda dudaklarımı araladım. "Tuvalete gidiyorum." kısa kesip hızlı adımlarla restoranın sağ tarafına doğru açılan kapıdan içeri geçtim, önümde uzun bir hol vardı. Karşı duvarda ki asılı tabelayla ok işaretlerini takip edip Wc'ye ulaştım. Sensörlü kapıya elimi uzatarak kapı otomatik açıldığında yanımdan geçen kişiye aldırış etmeden içeri girdim.

Soğuk suyu açıp avuçlarıma doldurup yüzüme çarptım, bir iki kere daha bunu yaptıktan sonra suyu kapattım. Yüzümden akan suların içinde aynaya baktığımda üç gündür uyumamamın vermiş olduğu yorgunluk yüzümün her yerinden belli oluyordu. Morarmış gözaltlarımla, iyice zayıfladığım için daha çok belirmiş olan çıkık elmacık kemiklerim ve soğuktan olsa gerek çatlamış olan dudaklarımla berbat görünüyordum. Saçlarımı hafif karıştırıp kurutma makinesine ıslak ellerimi tutarak makinenin vermiş olduğu sıcak havayla beraber ellerimin kurumasını bekledim.

Yüzümü de peçeteyle kuruladıktan sonra Wc'den çıktığım anda karşı ki duvarda sırtını yaslamış olarak beni bekleyen Turna'ya kaşlarımı çattım, gözlerim ellerine doğru kaydığında sargılarında ki hafif kanla kaşlarım olduğundan daha çok çatılmıştı. Hızlı adımlarla yanına ilerleyip gözlerimle bileklerinde ki sargıları işaret edip konuştum. "Kanamış, neden?" diye kısa bir soru sorduğumda gözlerini devirip hiçbir şey olmamış gibi koluma girip beni de peşinden yürüttü. "Aşkım, beni bu kadar önemsemen tabiki çok hoşuma gidiyor. Ama endişelenecek bir durum yok, hala benimleysen kanamazlar biliyorsun!" dediğinde gözlerimi kapatıp açtım.

Neyin içine düşmüştüm ben böyle?

Turna'yla lisenin birinci yılında tanışmış, çok iyi arkadaş olmuştuk. On ikinci sınıfta annemi kaybettiğimde Alper, Uraz ve Turna her daim yanımdalardı. Üçünün de hakkını ödeyemezdim, özellikle Turna'nın...

Herkesi kovarken, hakaretler ederken hep yanımdaydı hiç gitmemişti. Beni sevdiğini hiç söylememişti ama bana karşı hissettiği duyguları en başından beri anlıyordum, en sonunda söylemeye karar verdiğinde kesin bir dille reddetmiştim onu. O gün ikimizde sinirliydik ve alkollüydük, bağırış çağırış derken gözlerimi bir hastane odasında açtığımda annem gibi Turna'nın da ölümüne sebep olduğunu düşünmüştüm.

Kafayı yemek üzereydim ki odanın kapısı açılıp Turna içeriye girdikten sonra yaralarıma rağmen yataktan kalkıp onu kollarımın arasına almıştım, benim emin olduğum tek şey vardı ki o da benimle olan insanları bataklığıma doğru çekmemdi, sürekli kalp kırıp canlar yakıyordum. O gün Turna'dan uzaklaşmıştım, eğer benimle birlikte olursa onun da ölmesinden korkmuştum. Annemi de benimle birlikte yaptığı bir trafik kazasında kaybetmiştim, Turna'yı da o kazada kaybedeceğim yine birinin nefesini keseceğim diye öyle çok korkmuştum ki. Kimseyi yanıma yaklaştırmamıştım, sanki ben birini seversem benim yanımda benim yüzümden ölecekmiş gibi gelirdi.

Vamos Nos Encontrar & TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin