Akşın
Kulaklıklarımı çıkarıp yatağın üstüne fırlattığımda aklıma Koralp'le konuşmamız gelmişti. Çok saçma bir şekilde muhabbet açılmıştı ama en azından birbirimize hislerimizi söylemiştik. Her şeye rağmen şu an bu konumda olduğumuza inanamıyordum hala. Bir de Turna mevzusu vardı tabii, biri bitmeden diğeri başlıyordu.
Nisan zaten yetiyordu ama Turna'da boy göstermeye başlamıştı yavaş yavaş. Merdivenlerden inip salonda çekirdek çitleyen annemin yanına doğru ilerlerdim. Elinde kumanda kanalları değiştirip duruyordu, yanağından bir makas alıp tam ucuna oturdum. "Ne yapıyorsun?" Elleriyle kendine yelpaze görevi yaparken salık saçlarını da toplamaya çalışıyordu. Bugün hava oldukça sıcaktı ve sanırım annem bayılabilirdi.
"Menopozlu kadınlar gibisin aynı." Bana çekirdek tabağından çekirdek fırkatırken mutfağa doğru kaçtım. Annemle aram eskisinden daha iyiydi, düzelmişti gibi bir şeydi. Problemlerimizi oturup konuşmuştuk. Tamamen bambaşka şeylerde vardı ortaya çıkan. Annemle babamın tanışması, babamın başka bir kadından olan kızı derken bayağı bir olay yaşamışlar ben küçükken.
Küçük olduğum için anlamasamda kavgalarına bizzat şahit oluyordum. Çocuk aklımla hiçbir şey idrak edemesemde masanın altına girip ağlamayı çok iyi biliyordum. O zamanların ben de yarattığı etki ben de kötü bir izlenim bıraksa da şu an hayatımın düzene girmesine seviniyordum.
Bugün Koralp'in yanına gidecektim. Onun için bir şeyler yapmak istiyordum, kurabiye yapsam fena olmazdı. Malzemeleri tek tek yerlerinden çıkarıp tezgaha koyduğumda yanıma gelen anneme omzumun üstünden bir bakış atıp işime devam ettim. "Ne oluyor, sen hiç mutfağa girmezdin Akşın?" Annemin söylediklerine kulak asmadan kurabiyeyi yapmaya başladım.
"Bir yere gideceğim, onun için yani. Yoksa ilk defa giriyorum zaten anne." Annem elini havada sallayarak telefonumdan açtığım tarifi kapattı ve beni ittirdi. "Ben senin yaşındayken ohoo bir ev benim üstümdeydi." Anneme göz devirirken kapattığı tarifi açtım yeniden. "Ay anne, ben yapacağım bunları." Beni baştan aşağı süzerken hayırdır dercesine göz kırpıp kafasını salladı. "Biri mi var?"
Tebessüm ettiğimde benimle beraber tebessüm etti. Anneler neden her şeyi anlamak zorundaydı ki? "Kimmiş bu şanslı kişi? Tanıyor muyum?" Kafamı salladığında yerinde kıpırdandı ve kollarını birbirine bağladı. "Koralp. Hani babamın eski patronu Vural Bey vardı ya, onun oğlu." Kurabiyelere şekil verip önceden ısıttığım fırının kapağını açıp tepsiyi içine koydum. Geri dönüp tezgahı toparlarken annemde bana yardım etti.
"Vayy, Koralp demek. Şu kaza yapan çocuk mu?" Onu onayladığımda zihnim beni Koralp'in kaza yaptığı ana götürdü. Bir daha böyle şeyler yaşamak istemiyordum, düşüncesi bile kötüyken onu öyle görmek benim içimi acıtmıştı. Düşüncelerimi bir kenara bırakıp fırına yöneldim. Kurabiyeler piştikten sonra Koralp'in yanına gidecektim.
Umarım beğenirdi.
"Bir cevap alamadım?" Fırında pişen kurabiyeleri çıkarırken bir yandan da üst raftan uzanıp kap almıştım. "Anne, başka Koralp mi var Allah aşkına?" Kafasını sallayıp bar taburesinden kalktı ve kurabiyeleri yerleştirmeme yardım etti. "Yan tarafta oturuyorlardı değil mi?" Kurabiyeleri yerleştirirken telefonum titredi ve elime alıp baktım. Annemi onaylayıp içeri geçtiğimde Kavin'den olduğunu görmem şaşırtmıştı.
Gruba girip yazdığı mesaja baktım. Sergen'le beni bir gruba almıştı. Neden böyle bir şey yaptığı hakkında bir fikrim yoktu.
Kavin: Tuğrul benden hoşlanıyormuş.
Kavin: Ne diyeceğimi bilemedim.
Kavin: Ben böyle şeylerle ilgilenmedim hiç.
Kavin: Siz belki bana yardımcı olabilirsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vamos Nos Encontrar & Texting
Teen FictionSıkıntıdan patlayıp beş numara birden sallayıp, salladığı numaraları bir gruba toplayan kızımızın macera dolu yolculuğunda onu ve yeni tanıştığı arkadaşlarını bu yolculukta nelerin bekleyeceğini okumak istiyorsan, gel hadi. Sen de gruba davetlisin...