Ve artık Vita'yla tanışma zamanı geldi.İyi okumalar dilerim. Fikirlerinizi benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum : )
Oy ve yorumlarınızla bana destek olabilisiniz.
✿
Işıktan arınmış, karanlık bir sokakta eski püskü büyük bir bina yükseliyordu. Bina yıllar önce terk edilmiş, zamanla harabe görünümüne kavuşmuştu. Sisli havanın yanından eksik olmadığı bu ücra sokak, insan yüreğine acımasız bir soğukluk düşürüyorken hiç kimsenin burayı sevmediği ve kimsenin burada olmak istemeyeceği barizdi. Bina bir hastalığa yakalanmıştı ve çirkin bir yere dönüşmüştü. İnsanlar içlerindeki çirkinlikle güzellik dedikleri sahteliği ararlardı. Fakat güzellik, gözleri kör eden bir kaplamaydı ve bu binada güzelliğin kalan zerresi de yok olmuş, yalanlarla göz boyamayarak kendini gizlememiş gerçekte neyse o olmuştu. O yüzden de kimsesi yoktu yanında.
Bir de üstüne üstlük, yolun kenarındaki bu yaşlı bina, korku filmlerinden fırlamış gibi dişlerini sırıtıyordu. Görenleri kaçırıyordu, çocukları ağlatıyordu çünkü farkında olsalar da olmasalar da insanlara ölümü hatırlatıyordu burası. Haksız da sayılmazlardı bu noktada, ölümün bir bedeni olsaydı aynı böyle görünürdü. Yaşlı binaya bakmak yürek isterdi ve onun harap olmuş bedeninde dolaşmaksa tümüyle imkânsızdı. Bile isteye ölüme gidenleri kabul eder, onları lanetiyle özel kılardı. Bina hayaletli evlerin tıpatıp aynısıydı. Sanki ölümün tuzağına çekilmiş insanların ruhlarının huzur bulamadan, sonsuzluğun yalnızlığında can çekiştiği bir yerdi.
Neyse ki, Vita'nın hayalet saçmalıklarına karnı toktu ve onların uydurma hikâyelerden başka bir şey olmadığını biliyordu. Öte yandan boynuna asdığı fotoğraf makinesiyle ruh yakalamaya çalışan ucubelere benzese de burada olmasının bir nedeni vardı. O da Tom'du. Tom, annesinin babasından ayrıldıktan sonra yeniden evlendiğini öğrendiği bir adamdı.
Vita daha çocukken annesi olan Lila, Vita'nın babasını terk etmişti. Lila fazlasıyla kocasından bunalmıştı. Sürekli kavga etmenin kimseye bir yararı dokunmuyordu. Vita yıllardır annesini görmüyordu. Yalnız babasının değil aynı zamanda kendisinin de terk edildiğini bir süre sonra anlamıştı.
Onsuz çok zor zamanlar yaşamıştı. Hayatında yaşadığı sorunlarla bir başına kalmıştı. Annesi olmadan Vita dağılmıştı. Çocukken, en çok yatmadan önce hep gelmesini beklerdi. Gelip ona masal anlatmasını isterdi. Ona sarılmanın nasıl bir şey olduğunu bilmek, onu çok sevdiğini söyleyebilmeyi isterdi. Beyninde o kadar çok tekrarlamıştı ki bunu, bir dönem gerçek olduğuna, annesinin gelip masal anlattığına bile inanmıştı. Aslında hiçbiri olmamıştı. Annesi hiç geri dönmemişti. Kızını aramamış, sormamıştı. Gitmeden önce tek kelime etmemişti. Bir vedayı da Vita'ya çok görmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
42 (Tamamlandı)
Fantasy42 serisi: 1. Kitap Kaos başladı. Evrenler dehşetle çarpıştı. Sonsuz sırlar gökyüzünün tavanına hapsoldu. Yukarı bakmayı bilmeyenler, derinliği algılayamadı. Kâinatın dehşetli varlığında yaşayan parçalanmış üç ruh mücadele için hayatta kalıyorlardı...