Karanlık bir bölüme hoş geldiniz 🖤 Bu bölüm şaşıracağınızı düşündüğüm bazı şeyler yaşanacak. Umarım keyifle okursunuz.
İyi okumalar diliyorum.
✨
"Bekleyiş ne yazık ki hâlâ sürüyor. Binlerce insan bir günde en yüksek binaların çatısına çıkmış durumdalar. Kurtarılmaları için çalışmalar hızla devam ediyor. Yetkililer bu durumda olabilecek tüm önlemleri alıyorlar. Kurtarılan insanlarla iletişim kurmak neredeyse imkânsız. Bizi duyamıyor oldukları düşünülüyor. Bu insanlara neler olduğu henüz bilinmiyor."
Her haber kanalında aynı şeylerle karşılaşan Axel'la diğerleri endişeliydiler. Bu çok ciddi bir durumdu. Daha önce ne görülmüş ne de duyulmuş bir şey değildi.
"Herkese yetişemiyorlar. Neden bu kadar insan kafayı yemiş olabilir?" diye sordu Axel koltukta gerinerek. "Daha da önemlisi atlamak için neyi bekliyor oldukları," diye devam etti gruba bakmayarak.
Carla sıkıntıyla iç çekti. "Keşke işe yarar bir şeyler biliyor olsaydım."
"Üzülme artık." Bobby ablasına belki de ilk defa destek oluyordu, kötü durumlar herkesi birleştirmişti. Gruba dönerek, özellikle de Axel'a sordu. "Ne kadar oturup haberleri izleyeceğiz?"
Lucas burnunu kaşıyarak düşünceyle uzaklara daldı. "Bir çözüm yolu bulana kadar buradayız. Tarihin en garip olaylarından birini yaşıyoruz. Sosyal medya çıldırmış durumda, herkesin acayip teorileri var. Az önce bir şey okudum. Birinin söylediğine göre bu uzaylıların bizimle ilk teması olabilirmiş. Beyinlerini ele geçirip kendilerine köle yapacaklarmış insanlığı."
"Daha neler!" Axel bu teorilere güldü.
"Bu o kadar saçma gelmiyor," dedi Bob. "Yani olanlara başka ne açıklama yapabiliriz?"
"Bu açıklamadan başka her şeyi," diyerek üste çıktı Axel.
Kapı açıldığında herkes susmak zorunda kalarak başlar aynı yöne döndü. Axel'ın babası onu daha da ciddi yapan bıyıkları ve polis üniformasına sığmış diyet yapmasına aldırış etmeyerek zayıflamayan göbeğiyle oğlunun evine gelmişti.
Axel ayağa fırlayarak babasını karşıladı. "Hoş geldin koca adam. Biz de tam olarak seni bekliyorduk. Ne oluyor böyle?"
"Hiçbir şey bilmiyoruz, çocuklar. Elimizde neler olduğuna dair gerçekten hiçbir şey yok."
***
"Ben ölemem! Ölemem!" Karnını tutarak can çekiştiği yerde üşümeye başlayan titreyen ellerindeki koyu kırmızılıkla gelmek üzere olan ölüme bu kadar yaklaştığına inanamazdı. Diğer insanları katlettiğinde kendinin de bir gün ölecek olacağını biliyor olsa da Nirvana'nın gücüyle sonsuz bir yaşam istemek hatasına düşmüş, şimdiyse hayallerinden vazgeçmeye mecbur bırakılmıştı. Damarlarını belirginleştiren taşan öfke nöbetiyle Destin'i siyah tişörtünün yakasından yakalayıp hesap sormak için yukarıya
kollarını uzattı. Destin kolunu tutup zorlanmadan sıkarak bir mendil gibi kenara attığı anda onun bu rahatlığını yok etmek isteği daha da ağır basmaya başladı. Ağzında fokurdayan köpüklü kanlarla canavara benzemesi Vita'yı ürkütüyor, buna karşılık verip bıçaklandığı için panik yapmaya başlarsa dur durak bilmeyeceğinden sakin kalmak için beynine iyi şeylerin görüntüsünü yüklüyordu. Vicdanında oluşan kaygı düğümüne, Destin'in onu kurtarmak için yaptığı şeyin sadece kahramanlık olduğunu söyledi."Kimsin ulan sen?" Kirli renk sarı saçları olan adam acı içinde karnını güç bela tutarak ayağa kalkmaya çalışmasıyla gözlerindeki menfur nefreti Destin'e yönlendirdi. "Sıradan biri karnımı deşecek kadar bana yaklaşamazdı! Bana kim olduğunu söyleyeceksin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
42 (Tamamlandı)
Fantasy42 serisi: 1. Kitap Kaos başladı. Evrenler dehşetle çarpıştı. Sonsuz sırlar gökyüzünün tavanına hapsoldu. Yukarı bakmayı bilmeyenler, derinliği algılayamadı. Kâinatın dehşetli varlığında yaşayan parçalanmış üç ruh mücadele için hayatta kalıyorlardı...