Vita onun ne yapmaya çalıştığını anlayamadı. O olaylar yaşandı yaşanalı, beyni çalışmaktan vazgeçmişti. Eskisinden bile beter hâldeydi ve bozuk bir makineye çevrilmişti. Ormandaki kaçışı, evindeki tekrar eden korkusuyla hatıraları birbirinin içine girmişti. Kaygan bir zeminde hareket etmeye çalışıyor gibiydi. Bazı şeyleri hayâl kadar bulanık hatırlıyordu. Bazı şeyleri hiç hatırlamıyordu. Beyniyle hiçbir konuda anlaşıp orta yolu bulamıyordu. Ya her şeyi unutmuş olmalıydı ya da hiçbir şey unutmamalıydı. Ama bunu bile becerememişti, yarım yamalak olmuştu. Sanki kendisi başka, beyni söz dinlemeyen bir çocuk gibi tamamen başka davranıyordu.Başına ağrılar girdiğini hissetti. Her şey canını acıtıyordu artık. Her şey ona zarar veriyordu ve canından bir parça koparıyordu. Gün geçtikçe eksiliyor, geriye ondan bir şey kalmayacağından korkuyordu.
Geçmesini bekliyordu. Fakat hiçbir şeyin geçeceği yoktu. Hatta katlanarak çoğalıyordu. Vita kendini sürekli tehdit altında hissediyordu. Her an kötü şeyler olacaktı sanki. Bilmeden her şeye atladığı için başına geliyordu bunlar. Yaptıklarının cezasını çekiyordu.
Tom için çok üzülüyordu. Kendini olanların baş suçlusu ilan etmişti. Kâbusundaki gibi katil olabileceği bile aklından geçmişti. Sonuçta Tom, evindeydi. Ölmesini diliyordu. Öldürüp sonra da...
Polis olsa böyle düşünecekti. Kim olsa öyle düşünürdü. Katil, Vita olacaktı. Hapsi boylayacaktı. Hayatı karanlık sulara gömülecekti.
Gerçek katil hâlâ dışarıda, elini kolunu sallayarak geziyordu. Ama şans onunlaydı bir noktada. Hapiste değildi. Belki de öldürmekten zevk alan cani hapse girmesini istese bunu yapardı. Polisleri çağırırdı ve daha evine ulaşmadan polisler orada olurdu. Ama katilin istediği başka bir şey olmalıydı. Bildiği bir şey varsa o da hiçbir şeyin sona ermemiş olmasıydı. Her şey yeni başlıyordu.
Kaçmak, saklanmak varken, onlar tehlikeyle burun buruna yaşıyorlardı. Ama zaten bu girintili çıkıntılı yolu gocunmadan kendileri seçmişti. O yüzden hazırlamalıydı kendini ve ne olacaksa olsun demeliydi.
Ölmeden önce görmüştü Tom'u. Bıçağıyla üstüne yürüyordu. Zihni sahneleri köreltmemişti. Defterinde yazdıkları da Tom'un o gece orada olduğunu kanıtlıyordu. Hiçbir şeyi uydurmuyordu. Yaşanan her şey gerçekti.
Vita derin bir korkuya kapıldı. Tom'un yazdığına göre onunla savaşacaktı. Yani katiliyle. Tom her şeyin farkındaydı. Peki ya katil hep orada mıydı? Tom'un çılgınlık dediği şey neydi, neyden korkuyordu? Ve daha bir sürü soru kafasında dört döndü. Katile ulaşmaları gerekiyordu. Böylece herkes istediğine kavuşacaktı.
Katili bulursa korkusu da geçerdi belki. Geceleri rahat uyur, bir daha kâbus görmezdi. Katili bulduğunda ona yaptığı şeyleri ödetmek istiyordu Vita. Katili bulursa diye tekrar etti kendine. Ama bu dileğinin aslında çok yakında olduğunu bilemedi.
Katil oradaydı. Gözlerden uzak bir yerde. Ağaçların arkasında saklanmış ve onu ağzı sulanarak izleyen bir avcıydı. Yaz sıcağından dolayı terlemiş, tişörtü üzerine yapışmıştı. Ama bu sebep onu izlemekten vazgeçirmemişti. Ormanda koştuğu hâli güzeldi. Kızı öldürmek bile istemişti. Hedefi başkası olmasaydı bunu iştahla yapardı.
Ama kadın buna engel olmuştu. Vita'nın zamanının daha gelmediğini söylemişti. Katil, onu Tom'dan kurtarmış ve bir hediye olarak Vita'ya sunmuştu. Aslında ona denilen sebep tamamen başkaydı. Yine de katil bunu öyle görmeyi seçmişti. Bir hediye...
Bu kız onun ilgisini çekiyordu. Çok güzeldi. Yaşamla doluydu. Kendinde bulunmayan, yaşam aşkını buradan bile hissedebiliyordu.Mor geçişli saçlarının, zaman zaman esen sıcak rüzgârda dalgalanmasını zevkle izledi. Katil, geri döndüğü için mutluydu. Kadının ona verdiği emirleri yerine getirmeye hazırdı. Hem de kendi isteğiyle. Ama kadın daha fazla güç elde ettiğinde ondan kurtulabilirdi. Bu yüzden her şeyi hesaplamalıydı. Ancak şimdi önemli olan ona verilecek kararı beklemekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
42 (Tamamlandı)
Fantasy42 serisi: 1. Kitap Kaos başladı. Evrenler dehşetle çarpıştı. Sonsuz sırlar gökyüzünün tavanına hapsoldu. Yukarı bakmayı bilmeyenler, derinliği algılayamadı. Kâinatın dehşetli varlığında yaşayan parçalanmış üç ruh mücadele için hayatta kalıyorlardı...