34. Bölüm: Gerçeklerle Yüzleşmek

124 24 363
                                    


Merhaba, gerçekleri öğreneceğimiz bir bölüme hoş geldiniz ❤️

İyi okumalar diliyorum.

"Kenner, bana yine yalan söyledin."

Ratsel'ın katıksız düş kırıklığı sesine yeni bir nota kazandırmış, birkaç kez daha yalan sözüne baskı yapmadan duramamıştı.

Öne koştuğunda kendini siper etmeye, ne olacaksa en büyük zararı kendi üzerine çekmeye çalışır gibi bir hâli vardı Kenner'ın. Her şeyden çok değer verdiği kızı burada olmamalıydı, Nirvana onun yüzünü hiç görmemeliydi ve elbette kızını ondan almaya kimsenin gücü yetmeyecekti. "Senin burada ne işin var! Git buradan!" diyerek onu uzaklaştırmaya çalışıyordu.

"Evet, ben söyledim," dedi Vita çok ciddi bir tonda. Nirvana'nın ona yaşattıklarından sonra hisleri eskisinden daha da güçlü hâle geldiği için evlerine bir ajan gibi giren dinleme cihazını olduğu yerden bulup çıkarmıştı ve Ratsel bunun Kenner'ın işi olduğunu kimseye ihtiyaç duymadan anlamıştı. Ancak beklenmeyen, yeni bir isimin gün yüzüne çıkması idi. Kenner'la beraber evlerine dinleme cihazı yerleştirmelerine Marian da ortak olmuştu. İkisi birlikte hareket ediyorlarken komşuları, tarçınlı keklerle saf kızın gözünü boyuyordu. "Evimize bir dinleme cihazı koyduğunuzu biliyordum. Nasıl yaptım hiçbir fikrim yok. Bazı şeyleri durduk yere bilinçsizce hissediyorum ve hislerin de ötesinde görüyorum." Sis dumanında yarı yarıya görünen Nirvana'ya nefretle harmanlanmış bakışını atarken dediklerini şimdi tamamlamış olduğunu hissediyordu.

Marian şaşırmıştı ve aynı zamanda da hiç olmadığı kadar utanmıştı. "Çok özür dilerim seni kandırmaya çalıştığım için. Senin gibi birine zarar vermek istemezdim." Bu sevimli kızın ablasına yenilmemesinin altında yatan çok güçlü bir nedeni olduğuna ikna olmuştu. Zaten o aradıkları güce sahip olduğu için bir gün ona ihtiyaç duyacaklardı. O gün bu gün olabilirdi. "Özrüm bazı şeyleri telafi edemeyecek olsa da umarım beni anlarsın."

Vita gözlerini devirirken siyah giyimli genç adam sessizce her iki kızın da arkasında duruyordu. Bıçaklarını bilemiş, savaşa hazır hâlde giriş yapmıştı. Oyunun sona ermesi için saldırıya geçip kadını ve beraberinde katili cehenneme yollamak için sabırsızlanıyordu. Küçük bir an sonunda bir değil birçok adam karşısına dikildi. Sadece adamlar değil, içlerinde bir sürü kadınlar da vardı. "Kötülüğün ordusu," diye fısıldadığında hepsini tek tek görmeye can attı.

"Bunları konuşmak için çok vaktimiz olacak." Nirvana arkasındakilere baktı ve bir komut savurdu, sonra her şey bir an için karardı.

***

Carla işten eve üzerinden atamadığı yorgunlukla geldiğinde cansız, bir o kadar da bitkin görünüyordu. Çalışması değildi sadece onu yoran, son olayların karmaşıklığı, ülkedeki cinayetler bir hayli üzücüydü. Kapı açıldığında çok sevdiği köpeği kızı görüp heyecanla üzerine atladı ve her derdini onunla kısa süreliğine unuttu. Gülerek aşağı eğildi. Köpek tükürüğüne maruz kalan yanaklarını silmeden tüylü dostunu kucağından aşağı indirdi. "Seni de görmek çok güzel koca oğlan."

Ferah evinin koridorundan geçerken tüylü arkadaşı hâlâ yanından ayrılmadan takip ediyordu onu. Sonra pembe iş kıyafetini çıkarmadan kardeşine bakmak için yukarı çıktığı esnada dışarıdan gelen bir gürültüyle kalp atışları hızlandı. Komşuların garip seslerine benzeyen bu gürültüyü anlamlandırmak için merdivene attığı adımını geri aldı. Tek tarafı perdeyle kapalı pencereye yöneldi ve sızan güneş ışığı cildine yansıdı. Hissettiği korkuyla ürkekçe baktı, çığlık atmamak için dudaklarını birbirine bastırdı. Civarda yaşayan herkes dışarıya hangi ara çıkmıştı ve öyle ilgiyle neye bakıyorlardı? Bilmek istemediğine karar verdi. Bu kez her ne oluyorsa görmemesi gerektiğine koşulsuz şartsız inanarak pencereden çekildi ve geri gitti. Merdivenlerden yukarı kata çıktı. "Bobby, müsait misin? Odana geliyorum."

42 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin