Kehanet
6 Haziran 2012
Gökyüzünde kocaman bir delik açılmış gibi yağmur yağıyordu. Sert rüzgâr İngiltere deki bütün evleri sarsıyor, ara sıra bazı eski evlerin çatılarını uçuruyordu. Yol levhaları ve ağaçlar yerinden sökülerek geniş yollara savrulurken, deniz kendine yakın olan Plymouth sahilini yutmuş ara sıra Radford ve Limbhay hill gibi sahile yakın cadde ve sokaklara da hücum ediyordu. Saat sabahın dört'ü olmasına rağmen yaşlı adam ve yardımcıları Oxford caddesindeki Armada Surgery devlet hastanesinin bakımsız doğum bölümünün bahçesinde siyah lüks arabaların hemen önündeki bankta oturuyorlardı.
Yaşlı adam elindeki silah deri kaplı bir kitap okuyor, birkaç yardımcısı da yanında oturup ellerindeki farklı kitapları okuyup sayfalarını çeviriyorlardı. Siyahlar içinde ki sarı saçlı çocuk bir oradan bir oraya gidiyor ve sürekli mızmızlanıyordu. Kendisine hiç bir şey anlatılmamasına kızıyor, sürekli kitap okumak hakkında yorum yapıyordu. "Bu kadar yeter. Sekiz artık sessiz ol" diye bağırdı gece kadar karanlık saçlara sahip olan beyaz tenli kadın
Karanlığın içinde siyah giyinmiş olmasına rağmen dikkatleri üzerine çeken genç kadın, artık kendisinden üç yaş küçük kardeşinin mızmızlanmasına katlanamaz hale gelmişti. "Tanrı biliyor ki biraz daha mızmızlanırsan seni öldüreceğim" Belinde ki tabancayı gösteren genç kadın sürgüyü çekip merminin oturmasını sağlarken, gece kadar karanlık, uzay boşluğu kadar soğuk gözlerini karşısında dikilen sarı saçlı erkek kardeşine dikip elini tetiğin üzerine koyduğunda yaşlı adamın mırıltısı yankılandı.
"Dört kardeşine bu kadar kötü davranmamalısın ve Sekiz sende mızmızlanmayı bırakıp ne öğrenmek istediğini gelip bana sorman yeterli, artık insanları rahatsız etme"
"Efendim, sadece aklımda ki soru işaretlerine bir cevap bulmaya çalışıyorum" dedi Sekiz masum rolü yaparak
"Ne sormak istiyorsun?"
"Efendim, efsanedeki ikizler anlatıldığı kadar tehlikeli mi?"
"Sana çocukken anlatılan Kaderin Kapısını hatırlıyor musun?" diye sordu yaşlı adam karşısında ayakta dikilen çocuğun pürüzsüz yüzüne bakıp
"Şey... Evet hatırlıyorum. İkizler kehanette söylendiğine göre içlerinde bir şeytanla doğacaklar; fakat çocuklar ayrıldıkların da bir bütünün yarısı, bir araya geldiklerinde ise tamdan fazlası olacaklarını söylüyor" dedi genç çocuk sağ eliyle başının arkasını kaşıyıp "ama bu ikizlerle son birkaç ay içinde oluşan doğa olaylarıyla ne tür bir ilgisi var onu merak ediyorum"
"İkizler doğumunun son iki ayında şeytan bedenlerini ele geçirecek ve bunun olacağına önceden belirten işaretler yeryüzünde gösterilecektir. Rusya'da ki aniden yağan kar ve çığlar, Amerika da ki hortumlar, Japonya'da ki tsunami ve Türkiye de ki volkanik patlamalar bunlar kâhinin söylediği tarih, gün ve saatler içerisinde olan şeyler. İkizler şeytanın kanı ile yıkanarak dünyaya geleceğinin kanıtları" Yaşlı adamın söylediklerini duyan genç çocuk hayretler içerisinde karşısında ki bilge adama bakmaya devam ederken, aklına bir şey takılmış gibi gözlerini kısıp yaşlı adamın yılları içinde barındıran koyu mavi gözlerine bakıp ellerini göğsünde birleştirdi. "Peki, ikizler şeytanın oğulları ise neden onları anne karnındayken öldürmedik?"
"Onları öldüremeyiz Sekiz, bu bizim yapacağımız bir şey değil"
"Peki, neden?" diye sorduğunda yılan kadar soğuk bakışlara sahip ablası kafasına vurdu. "Sen aptal falan mısın? Sana eğitim sürecinde verilen ödevleri başkası mı yaptı?"
![](https://img.wattpad.com/cover/34018967-288-k121111.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyuncak Melekler #Wattys2016
FantasyRuhlar, Kurt adamlar, Vampirler, periler ve farklı taraflardaki büyücüler 18 yaşındaki Kavin Smith kardeşinin bir partide esrarengiz şekilde ortadan kaybolması aklına gelmezdi. Hele ki, bu nedenle gizemli aile sırlarının an sızın içinde bulur. Sığ...