-Baskın-
Rüzgâr akımını artık hissetmeyen Kavin gözlerini açtığında öylece yerde yattığını hissetti. Yumuşak büyük çimenler, gökyüzünde uçuşan açık mavi ışıklar ve ağaçların belini saran yeşil, mavi ışıklı sarmaşıkları gördüğünde yattığı yerde doğruldu. Büyük bir ormanda öylece durduklarını gören Kavin, kendisine bakan şaşkın gözlerle gökyüzüne baktı.
Birbirine aynı uzaklıkta parlayan yıldızlar bir süre sonra sönerken, birbirine yakın iki dolunay bulundukları ortamı aydınlatmakla kalmıyor kasfetli bir hava veriyordu. Taze oksijeni içine çeken Kavin kendisine uzatılan ince eli tuttuğunda ayağa kalktı. Sarışın kızın gözlerinin içine bakan Kavin, ormanın ortasında öylece durduklarını fark ettiğinde ufak bir tebessümle kulağına fısıldadı.
"Bilmediğimiz bir ormanın içinde romantik bir hava yaratmamalısın"
Gülmeye başlayan Cristal öylece gözlerinin içine bakan mavi gözlere baktığında, ne kadar mutlu olduğunu fark etti. Etrafına dikkatle bakan Cristal ayağının ucunda kıskançlıkla bağıran hayvanı kucağına alıp, beyaz tüylü başını okşadı. Birkaç adım önünde arkası dönük şekilde duran abisine bakan Cristal, yanına gidip boynundan ayaklarına kadar uzanan siyah cübbesinin kolunu tuttu.
"Şimdi ne yapacağız?" diye sordu Cristal
Abisinden hiçbir tepki alamayan Cristal karşısına geçtiğinde, sağ göğsüne saplanmış iğneyi gördüğü anda hızla çıkardı. Abisinin hareketsiz duran vücuduna panzehir yapmak için elini bel çantasına doğru uzattığında, camdan yapılma küçük tüpü eline aldı.
Küçük tüpün metal ucunu açan Cristal küçük iğneyi Arç'ın koluna sapladığında, yakınlardaki ağaçların arasında ayak sesleri duydu. Kaşlarını çatan Cristal kucağındaki hayvanı yere bıraktığında, belindeki hançeri kılıfından çıkardı. Etraftaki ayak sesleri yaklaşırken çoğaldığı da çok barizdi. Ağaçların arasından gelen ani bir ok hızla kendisine yaklaşırken, Coro saniyeler içinde üç metre boyunda olup kaslı koluyla etten duvar örmüştü.
"Coro etraftaki ağaçları yok et" dedi Cristal
Coro büyük güçlü vücudunun yanı sıra muazzam bir hıza sahip olduğunu gösterdiğinde, etraftaki birkaç ağacı saniyeler içinde ikiye bölmüştü. Ağaçların düşmesiyle meydana gelen toz bulutları yavaşça havaya yükselirken, sırtındaki kılıcı alan Kavin iki eliyle sıkıca kavradı. Etrafındaki çoğalan dumanların kendilerine doğru geldiğini fark ettiğinde, "Büyülü duman" dedi Arç kısık bir sesle
Dylan cebinden çıkardığı beyaz kâğıtları Kavin'a uzattığında sessizce fısıldadı.
"Bu kâğıtları düşmanın vücuduna yapıştırdığında felç olacaklar"
Kâğıtları alan Kavin başını olumlu bir şekilde salladıktan hemen sonra kılıcını yere sapladı. Esen rüzgârla ortadan kaybolan Kavin ağaçların arasında koşarken, ağacın tepesinde yayını çekmiş doğa ruhuna doğru koştu. Elindeki gerginleştirdiği yayı bıraktığını gören Kavin ,derin bir nefes alıp elindeki beyaz kâğıdı tüylü yaratığın kuyruğuna yapıştırdı.
Ağaçtan düşen doğa ruhunu gören Cristal muzipçe gülümserken, omzunda hissettiği ani acıyla yere düştü. Vücudunu kıpırdatamadığını fark eden Cristal, hemen yanında kendisine üzgün bir şekilde bakan hayvana baktı.
"Sorun değil Coro" dedi Cristal gülümseyerek
Dylan pantolonunun arka cebinden çıkardığı kâğıtları havaya attığında Eikki ve diğerlerinin merak dolu gözlerini gördü.
"Onlar" dedi Dylan sessizce "kusursuz saldırı ve savunmaya sahip olabilirler; ama bizim yeteneklerimizde kendine göre etkileri var"
Sözünü bitirdikten hemen sonra kendisine gelen gümüş uçlu ok, saniyeler içinde ikiye bölünüp durdurulmuştu. Bakışlarını gökyüzüne diken Dylan, gözlerini kapattı. "Kendi geliştirdiğim iki mühürden birisi" dedi bağırarak "hiçbir fiziksel saldırı artık bana ya da grubumdaki kişilere dokunamaz"
Ağaçların arasından gelen kürkleme sesi bir hayvanın gülmesine benzerken, ağaçların arkasından çıkan doğa ruhları mavi gözleriyle kendisine bakıyordu. Sayıca üstün olan tüylü yaratıklar sinsice birbirlerine bakarken, Dylan bacağında hissettiği bir acıyla yere düştü. Alaycı bir şekilde bakan Doğa ruhu kırmızı yüz boyası ve koyu kırmızı saçıyla yerde yatan insanlara yaklaştığında, sarışın kızın uyarıcı sesi yankılandı. "KAVİN"
Ağaçların arasında sesin geldiği yöne bakan Kavin, kız arkadaşı ve grubundaki herkesin doğa ruhları tarafından yakalandığını gördüğünde saklandığı yerden çıkıp kendini gösterdi. Gözlerinin içine bakan kırmızı saçlı doğa ruhu elindeki baltayı yere bıraktığında, tıslamaya benzer sesi duyuldu. -Şeytanın oğlu-
Herkesin neden kendisi ve kardeşi için o kelimeyi söylediklerini düşünürken kolunda hissettiği küçük bir acıyla yüzünü buruşturdu.
Kolunda hissettiği acının kaynağına bakan Kavin, bir iğnenin saplandığını gördü. Gözlerinin yavaş yavaş bulanık gördüğünü fark ettiğinde, dakikalar içinde yeşil çimenlerin üzerine düştü. Gözlerini zar zor açık tutmaya çalışan Kavin kendisine doğru gelen orta yaşlı bir doğa ruhunun kürklemeye benzer sesi duydu.
-Bağlayın Onları-
![](https://img.wattpad.com/cover/34018967-288-k121111.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyuncak Melekler #Wattys2016
FantasyRuhlar, Kurt adamlar, Vampirler, periler ve farklı taraflardaki büyücüler 18 yaşındaki Kavin Smith kardeşinin bir partide esrarengiz şekilde ortadan kaybolması aklına gelmezdi. Hele ki, bu nedenle gizemli aile sırlarının an sızın içinde bulur. Sığ...