İhanet
Kızıl ışıklarla azda olsa aydınlanan mağara koridorunda ilerleyen Dört birkaç adım sonra karşısına çıkan küçük taş evin açık kapısından içeri girdi. Evin içini azda olsa aydınlatan meşalelerden kendisine yakın olan birisini eline alan Dört, evin içinde yankılanan küçük patlama seslerini duymuştu. Karanlığın yoğun olduğu evin içinde merdivenlere yönelen Dört sesin geldiği üst kata çıktığında merdivenlerden evin içinde yankılanan seslerle koridorun sonundaki odaya doğru ilerledi. Bir bez parçasıyla kapatılmış odaya giren Dört duvarda büyük ve küçük çukurların olduğunu gördü. Vahşi bir yaratık gibi arkası dönük kardeşinin terlemiş vücudunu inceleyen Dört arkasını dönmesi için elindeki meşaleyi yavaşça salladığında, avuç içiyle vurduğu duvardan elini çeken sekiz odanın aydınlanmasından rahatsız olmuş gibi omzunun üzerinden kapıya doğru baktı.
"İğrenç kokuyor" dedi Dört eliyle burnunu kapatıp "burada nasıl yaşaya biliyorsun?"
"Sen pek buraya gelmezsin Dört" dedi Sekiz nefes nefese ona doğru dönüp
"İğrenç ve korkutucu görünüyorsun kardeşim." dedi Dört gözüyle boynundan sırtına doğru yönelen küçük üçgen işaretlerine bakıp "Bakıyorum da yeni özelliğini kullanmaya başlamışsın bile"
"Bana fazladan dayanıklılık ve hız kazandıran bu mührü aktifken ne kadar etkili görmek istedim." dedi Sekiz belinden aşağıya doğru savrulan gömleğini geri giyip "Seni buraya getiren şey ne?"
"Efendi çağırıyor"
Duvara yaslanmış yuvarlak ahşap masanın üzerindeki küçük su şişesini alan Sekiz büyük bir su açlığı yaşıyormuş gibi suyu bir dikişte bitirdikten hemen sonra yüzüne yerleştirdiği gülümsemeyle şişeyi bir kenara fırlattı. Kapının yakınındaki cübbesini alan Sekiz arkasını döndüğünde kardeşinin çoktan meşaleyi yere bırakıp odadan çıktığını gördü. Cübbesini üzerine giydikten hemen sonra yerdeki meşaleyi alan Sekiz kapı olarak kullandığı bez parçasını havaya kaldırıp merdivenlere doğru ilerlemeye başladı. Merdivenlerden aşağıya indiği anda ablasının kapıdan çıktığını gören Sekiz basamakları ikişerli olarak atlayarak evden çıktı. Evden dışarıya attığı ilk adımıyla üst katlardan aşağıya doğru sırayla dört patlama sesi duyan Sekiz önde hızlı hızlı yürüyen ablasının yanına gittiğinde gözlerini dikip baktı.
"O iğrenç yüz ifadenle bana bakmaktan vazgeç ufaklık" dedi Dört umursamaz bir şekilde
"Neden her seferinde yaşadığım yeri yıkıyor ya da yakıyorsun?"
"Çünkü iğrenç kokuyor" dedi Dört soğuk yüz ifadesiyle "ve yaşadığın her yeri çöplüğe çeviriyorsun sorumsuz kardeşim"
Görkemli heykelin hemen altında bir bankta oturan yaşlı adam hiçbir zaman yanından ayırmadığı kitabı okumaya devam ederken, arkadan bir birleriyle tartışarak gelen iki kardeşin sesiyle elindeki siyah kitabı kapattı. Oturduğu yerin hemen yanına kitabı bırakan yaşlı adam hemen arkasında sessizce duran iki adamını umursamaz bir şekilde ayağa kalktı. Bastonunu nazikçe yere vurarak büyük heykelin karşısına geçen yaşlı adam yorulmuş gözleriyle bir süre heykeli inceledikten sonra birkaç adım arkasında duran öğrencilerine doğru döndü.
"Bu heykelin kim olduğunu biliyor musunuz?" diye sordu yaşlı adam
"Evet" dedi Dört başını belirli belirsiz sallayıp
"Peki, sen biliyor musun?" diye sordu yaşlı adam karşısında terli saçlarını elinin tersiyle çeken yakışıklı adama bakıp
'Hayır' der gibi başını iki yana sallayan sarışın adam karşısında duran heykele küçük bir göz gezdirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyuncak Melekler #Wattys2016
FantastikRuhlar, Kurt adamlar, Vampirler, periler ve farklı taraflardaki büyücüler 18 yaşındaki Kavin Smith kardeşinin bir partide esrarengiz şekilde ortadan kaybolması aklına gelmezdi. Hele ki, bu nedenle gizemli aile sırlarının an sızın içinde bulur. Sığ...