Oyuncak Melekler #Wattys2016

12.Bölüm

SINIF SEÇİMLERİ

       Sabah gözlerini açan Kavin yatağın içinde gerindikten hemen sonra uykulu gözlerle tavana baktı. İstemeyerek de olsa doğrulduğunda yatağın üzerinde odayı inceledi. Güneşin sıcaklık verici ışığı sadelikle yapılan odada çoğalırken, gardırobun kapısına asılmış siyah bir cübbe öylece duruyordu. Gece kadar siyah cübbenin omuz kısımlarında bulunan iki tane kanat figürü ve cübbenin uç kısımlarında bulunan kar kadar ince beyaz şeritler karanlığın içinde parıldayan bir umut ışığı gibi kendisini belli ediyordu.

Yumuşak yataktan kalkan Kavin odadaki küçük banyoya girip sıcak suyu açtı. Kavin hızla akan suyun altına girdiğinde, odasından gelen kapı sesi dikkatini çekmişti. 'Nihayet bir günlük ev arkadaşım tanışmak için odama gelmeye karar vermiş' diye düşündü. Suyu kapattıktan sonra duvarda asılı havlusunu beline saran Kavin, hızla banyodan çıktığında dağınık yatağının üzerinde oturan sarışın kızı gördü.

Cristal, Kavin'ı ilk defa üstsüz gördüğünün şaşkınlığını yaşarken, eliyle ağzını kapattı. "Kavin... Üzerini giy... Seçmeler başlamak üzere" dedi Cristal bakışlarını yere çevirip

Cristal'in yanaklarının pembeleştiğini gören Kavin gülümseyerek gardırobuna ilerlerken, sarışın kız oturduğu yerden kalkıp kapıyı işaret etti. "Ben dışarıda bekliyorum, hemen hazırlan"

Sarışın kız odadan çıktığında kapıyı arkasından kapattı. Hoşlandığı kızın kızarmış yüzünü ve kaçmaya çalışan hareketlerini gördüğüne inanamayan Kavin kocaman gülümserken, dolabın içinde kendisine bırakılmış olan beyaz gömleği üzerini giyinmeye başladı.

Gömlek ve gri pantolonunu üzerine giyip gardırobun kapağında bulunan boy aynasının karşısına geçtiğinde aynadaki görüntüsüne baktı. Siyah cübbe ay kadar parlak beyaz tenini ortaya çıkarırken, buz mavisi gözleri bir zümrüt gibi parlıyordu.

Sadelikle düzenlenmiş ahşap odanın kapısına yönelen Kavin ahşap kapı kolunu tuttu. Odanın kapısını kapatan Kavin ahşap merdivenin pürüzsüz korumalıklarını tuttuğunda, merdivende ilk adımını attı. Aşağıya indiğinde sarışın kızın kapının hemen yanındaki ahşap duvara yaslanmış olduğunu gören Kavin, yüzüne her zamanki gülümsemesini yerleştirdi. "Hey!"

"Merhaba Kavin" dedi Cristal "Cübbe sana düşündüğümden daha iyi yakışmış"

Sarı saçlı kızın dediklerini duyduğunda yine yüzüne aynı şaşkın ifadeyi takınan Kavin "Cübbeyi odama sen mi bıraktın?" dedi kararsız çıkan ses tonuyla

"Hayır" dedi Cristal kocaman gülümsemesiyle başını iki yana sallayıp, "Aslında Arç getirdi gece getireceğini bu nedenle uyumaman için uyarmamı istemişti ama sanırım unutmuşum. Bu arada seçeceğin sınıfı düşündün mü?"

"Pek sayılmaz" dedi Kavin sol eliyle başının arkasını kaşıyıp, "hala ne seçeceğimi bilmiyorum"

"Endişelenme" dedi Cristal sakin bir tavırla "sadece törende açıklamaları dinle ve kendine yakın hissettiğin sınıfı seç"

İki katlı ahşap evden çıkan Kavin ile Cristal ormanın içine yapılan öğrenci şehrinin taşlı düz sokaklarında yavaş yavaş yürürken, etrafta koşarak yanlarından geçen siyahlar içindeki öğrenciler şehrin merkezindeki büyük heykelin oraya doğru ilerliyordu. Heykel şehrin en büyük binasından bile daha uzun olmasına rağmen, Kavin hala neden bir heykelin bu kadar büyük ve gösterişli olduğunu anlamıyordu.

"Neden heykelin oraya gidiyoruz?" diye sordu Kavin yanında duran güzel kıza bakıp

"Çünkü" dedi Cristal "Heykeldeki adam bu küçük şehri kuran tek ustaydı ve vasiyetine göre sınıf seçmelerinde etrafında toplanıp gururla anılmasını istemiş"