19.Bölüm

151 12 3
                                    

Karanlık güç...

       Yaşlı bir ağacın etrafına yapılmış büyük ahşap evin kapısından seslenen doğa ruhunu gören Kavin istemeyerekte olsa ona doğru ilerlerken, yanından geçtiği evlerin hayranlığıyla etrafa bakıyordu. Evlerin boyutları ağacın kalınlığına göre yapılırken, kullandıkları sarmaşıkları bulundukları zemini güçlendirmek için kullanmışlardı.

Yaşlı ağacın etrafına yapılan evin kapısından içeri giren Kavin yan yana oturmuş takım arkadaşlarını gördüğünde, içine su serpilmiş gibi gözlerini kapatıp tuttuğu nefesi bırakmıştı. Cristal ile Dylan'ın arasındaki boş mindere oturan Kavin mavi gözleriyle arkadaşlarını incelemeye başladı. Bayıltıcı iğnenin açtığı yaralardan başka hiç bir belirti olmadığını gördüğünde sarışın kızın kucağında oturan beyaz tüy yumağının şefkat dolu sesini duydu. Yüzüne küçük bir tebessüm yerleştirip beyaz yumuşak tüylerini okşadı.

"Kavin iyimisin?" diye sordu Cristal

Sarışın kızın fısıltılı sesini duyan yaşlı ruh parlaklığını kaybeden mavi gözleriyle karşısında duran çocuklara bakarken, boğazında hissettiği ani tırmalanma hissiyle öksürmeye başladı. Öksürüğü durduğunda elini ağzının hizasından çeken yaşlı ruh, gözlerinin içine bakan insan çocuklarına bakıp yüzüne ufak bir tebessüm yerleştirdi.

-Köyümüze hoş geldiniz- dedi yaşlı ruh -yıllar sonra insan çocuklarını görmek ne kadar da güzel-

Kavin ile diğerleri şaşkınlıkla birbirlerine bakarken, Arç yaşlı ruhun nazik ses tonuna aldırmayıp söze girdi.

"Buraya" dedi Arç soğuk sesiyle "bir mesaj getirdim"

Sözünü bitirdiği anda bel çantasını açan Arç çantasının içinden orta boy bir parşömen çıkardı. Elindeki beyaz parşömeni hemen arkasında duran kırmızı saçlı doğa ruhuna verdi. Öfkeyle hırlayan ruh kendisine uzatılan parşömeni aldığında bağlı olan kurdeleyi bir hançer kadar sivri pençesiyle kesip köyün yaşlı ruhuna verdi.

Titreyen eliyle parşömeni açan yaşlı ruh yılları barındıran koyu mavi gözleriyle parşömeni okumaya başladı. Parşömeni okuduktan hemen sonra odanın içindeki büyük çiçeğin önüne bıraktığında, çiçek ağzına alıp yavaşça yemeye başladı. Yaşlı ruh cübbesinin altından parlak bir kristal küre çıkardı. Hemen önüne bıraktığı cam kadar saf küreyi iki kez okşadıktan sonra elinden vücudunun içine giren beyaz mavi karışımı enerjiden hemen sonra karşısında duran insan çocuklarına baktı.

-Kehanetlere ya da fallara inanır mısınız?- diye sordu yaşlı ruh

"Kehanet ve fal mı?" diye tekrarladı Dylan

Başını olumlu bir şekilde sallayan yaşlı ruh gözlerini kırptıktan hemen sonra yüzüne ufak bir tebessüm kondurdu. Titreyen elini havaya kaldıran yaşlı ruh, keskinliğini kaybetmiş pençesi ile karşısında duran gözlüklü çocuğu işaret etti.

-Yanıma gel-

Dylan oturduğu yerden kalktığında yaşlı ruhun önündeki yeşil yapraklardan yapılan yumuşak yere oturduğunda, yaşlı ruh titreyen elini başına koydu. Gözlerini kapatan yaşlı ruh gözlerinin önüne gelen bir dizi görüntüler, film şeridi gibi birbirini takip ediyordu. Sakin yağan beyaz kar taneler yavaş yavaş gökyüzünden düşerken, yeryüzünü beyaz bir ipek gibi sarıyordu. Dylan ufak tefek çizikleri ve yavaşça akan kandamlalarıyla yerde yatan bir kişiye bakıyordu. Açık kahve saçlı bir kızı yavaşça kaldıran Dylan gözyaşlarıyla beraber kolları arasına aldı. İçi kötülüklerle dolu siyahî bir adam kar kadar beyaz cübbesiyle yanına gelip akan gözyaşlarını sildikten sonra kulağına eğilip fısıldadı.

Oyuncak Melekler #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin