Oyuncak Melekler #Wattys2016

28. Bölüm

                Mağaranın Muhafızları...

       Beyaz yumuşak şekeri anımsatan bulutların sonsuz ve görkemli görüntülerinin içinden geçen uçak sonunda yere inmişti. Yolcular oturdukları koltuklardan birer birer kalkıp üzerlerine kalın giysilerini giyerken, bazı yolcular montlarını ya da hırkalarını kolları arasına alıp çıkışa doğru ilerliyorlardı. Kavin hemen arkasında bebeği ile inmeyi bekleyen kadına yol verdiğinde, kucağındaki bebeğinin beyaz teni ve yüzüne yerleştirdiği güzel gülümsemesiyle hafifçe tebessüm etmişti.

Hava alanının önünde duran farklı modellerdeki taksilerden en geniş olanına bindiklerinde, hızla şehir merkezine doğru yola çıktılar. Yol boyunca herkes kendi arasında konuşurken, Kavin yol kenarında sürekli bir yere yetişmek için acele eden insanlara ve o topluluğun arasında yapa yalnız gezen genç çocukları izliyordu. Farklı renklerdeki lüks evlerin arasında kalan derme çatma evler ve kaldırımın bir kısmını masa ile sanaldalyelerle işgal etmiş cafelere boş boş bakan Kavin, Arç ile tanıştığı ilk günü hatırlamıştı.

'O gün çok eğlenmiştik' diye düşündü.

Dakikalar sonra aniden duran arabayla sarsılan Kavin dikkatini tekrar toplayıp arabadan indiğinde, seksenler zamanından kalma eski, ürkütücü bir otelin önünde durduklarını gördü.

"Hadi ama çocuklar burada mı kalacağız?" dedi Amylee

Başını sallayan Brook tam konuşmak için ağzını açtığında, arkasından birisinin ismini söylediğini duydu. Yüzüne yerleştirdiği gülümsemeyle kendisine doğru gelen beyaz tenli adam, hemen Kavin'ın yanından geçip birkaç adım arkasında ki Brook'a sarılmıştı. Herkes birbirine 'Bu kim?' bakışı atarken, Brook ile beyaz tenli adam kısa bir konuşmaya başlamıştı.

"Uzun zaman oldu Brook" dedi beyaz tenli adam

"Gerçekten uzun bir zaman oldu Dain, bize yardımcı olacağın için sağ ol"

"Eski dostum için elimden geleni yapacağım" dedi beyaz tenli adam

"Dain benim eski grup arkadaşlarımdan birisidir" dedi Brook diğerlerine dönüp, "buraya geleceğimiz için onu arayıp yardım istedim"

Herkesin tek tek elini sıkarak tanışan adamın isminin Dain olduğunu öğrenen Kavin, her zaman ki gibi şüpheyle bakarken, Dain elini Brook'un omzuna koyup geldiği yöne doğru ilerlemeye başlamıştı. Sokağın sonunda süper marketin yanına park edilmiş siyah eski bir Jeep'e bindiklerinde, Dain arabayı çalıştırıp el firenini indirmişti. Üç katlı klasik bir evin önünde duran arabadan inen Kavin ve diğerleri şaşkınlıkla evin görüntüsüne bakarken, Clara küçükken annesinin anlattığı hikâyelerdeki kötü adamların ya da korkunç yaratıkların bulunduğu eve benzetmişti.

'Şehirde ki kurt adamların bir masal olduğunu söylemiştin anne' diye düşündü Clara

Brook ve Dain evin kapısından içeri girerken, Clara koluna giren Cristal ile düşüncelerinden uzaklaşıp yavaşça eve doğru ilerliyordu. Pençe izleriyle desenlenmiş kapıdan içeri girdiklerinde, görkemli evin dışı gibi içi de görkemli ve kötü kokuluydu. Evin merdiven boşluğuna sakladıkları gizli kapıyı açan Dain, önden yavaşça aşağıya inerken, Eikki kapının gizliliğini ve kapıya yakın hiçbir yerde klan mührü olmadığını fark etmişti. Teker teker aşağıya indiklerinde, bir sığınağı anımsatan gizli odanın birden fazla mum ışığı ile aydınlatılmasının yanı sıra yerde birbirine yakın oturmuş iki kadın ve erkekle karşılaşışlardı.