24.Bölüm

87 4 0
                                    

İyi Okumalar...    

                                                      -Clara-


       Ahşap evin pençe izleriyle desenlenmiş eski kapısının önünde duran Kavin, içeriden gelen müzik mırıltılarını duymuştu. Cristal kucağındaki biyolojik hayvanı yere bırakıp, Arç ve Kavin gibi eski evin kapısından içeri girdi. Soğuk ay ışığıyla aydınlanan ev kasvetli bir hal alırken, havada süzülen toz parçacıkları ayın beyaz ışığında gözde görülüyordu. Kapı girişinin birkaç metre ilerisinde bulunan kıvrımlı merdivenlere doğru ilerleyen Arç bir şey arıyormuş gibi dikkatle etrafına bakınırken, Kavin elini sıkıca tutan Cristal ve ayaklarının ucunda yürüyen beyaz tüy torbasıyla hemen birkaç adım arkasında duruyorlardı.

Merdivenlere attıkları her adımda biraz daha huysuzlanan Coro, bir köpek gibi hırlamaya başladığında Arç ve Kavin evin bodrum katına kadar uzandığını görmüştü. İnce demir parmaklıkların arasındaki boşluktan geçen Kavin sesin azda olsa aşağıdan geldiğini duyduğunda, bodrum katına doğru ilk adımını atmıştı.

"Nereye gidiyorsun?" diye sordu Arç hemen arkasında durup

"Bodrum katına" dedi Kavin omzunun üzerinden bakıp "seslerin geldiği yere"

Merdivenlerden aşağıya inen Kavin ve diğerleri karanlık bir yerde tek bir ışık kaynağıyla ne kadar iyi etrafı inceleye biliyorlarsa, şuan o şekilde gözlerini karanlığın içinde gezdiriyorlardı. Karanlığın içinde bir fısıltı gibi yankılanan müzik sesini duymaya devam eden Kavin, gittikçe arttığını duymuştu. Cristal "müzik sesini bir tek ben mi duyuyorum?" diye sorduğunda, Kavin arkasında duran sarışın kıza omzunun üzerinden baktı. "Müzik sesini bende duyuyorum"

Olduğu yere eğilen Kavin kulağını zemine yaklaştırdığında, müziğin aşağıdan geldiğini duymuştu. Dizlerinin üzerine oturan Kavin omzunun üzerinden Arç'a baktı. "Müzik sesi daha aşağıdan geliyor"

Elindeki el feneriyle zemini inceleyen Arç, bulunduğu yerin hemen karşısında eski bir beyaz posterin bulunduğu duvara bakarken, tablonun hemen altında küçük bir işaret fark etti. Duvara kazınmış bir daire ve iç kısmının eşit bir şekilde ikiye bölündüğünü gören Arç boşta kalan eliyle işareti incelediğinde, 'neden eşit şekilde bölünen dairenin bir tarafı oyulup karanlıklaştırılırken, diğeri kusursuz bir yüzeye sahip' diye düşündüğü sırada karanlığın içinde bir düşme sesi duymuştu. "S.ktir!"

Gelen düşme sesi ve ardından duyulan fısıltılı küfürle arkasını dönen Arç, elindeki el feneriyle kimin yere düştüğüne baktığında, Dylan'ın yerde yüz üstü yattığını görmüştü. Cristal'in çıkardığı küçük kıkırtılarla gülmemek için kendini zor tutan Arç boşta kalan eliyle ağzını kapatırken, Dylan sarf ettiği küfürlerle ayağa kalkıp takıldığı şeye bakmak için arkasını döndü. Arç'ın arkasından sıktığı ışıkla ayaklarının ucundaki şeye bakan Dylan olduğu yere eğildiğinde, yerde demir bir kapı ve kapı kolunu anımsatan bir elin sığabileceği şekilde kesilen pürüzsüz bir çukur olduğunu fark ettiğinde sessizce fısıldadı. "Sanırım bir kapı daha buldum"

Saniyeler içinde Dylan'ın etrafında toplanan Kavin, Arç, Cristal ve Eikki tıpkı onun gibi eğilip metal kapıya bakarken, Arç kapı koluna benzer şeyi sıkıca kavrayıp kaldırdı. Aşağıdan mırıltılı gelen müzik sesleri netleşmiş, bas sesleri içlerine işlemişti. Değişen renkli ışıklar açılan kapının ardından parıldarken, Arç aşağıya doğru inen taş basamaklardan aşağıya inmeye başladı. Kavin kucağına aldığı Coro'yu yavaşça yere bırakırken tavandan yere kadar uzanan saydam, buğulu bez parçaların arkasındaki gölgeli bedenleri ve etrafı aydınlatan hareketli ışıkları görmüştü.

Oyuncak Melekler #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin