27.Bölüm

81 3 0
                                    


                                    Gölge Adamlar


       Hava durumu her zamankinden daha farklı olan Carson şehri ile Canada genelinde su kıtlığı ve soğuk hava büyük rol oynarken, bazı şehirlere bez bol topu büyüklüğünde buz yağıyordu. Şehir halkı kendi aralarında kıyametin geldiğini konuşuyorlardı. Papazlar her gün vaaz veriyor, Pazar günleri kiliseler şehir halkıyla dolup taşıyordu. Cascade sıra dağlarının içinde yer alan yeraltı şehrinde yaşayan Trailer üyeleri, bulundukları oda da kıyameti getirdiklerini konuşup gülerken, okulun bütün öğrencileri boyunlarına işlenmiş mühür ile istemedikleri şeyleri yapıyorlar ve her sabahın erken saatlerinde yapılan zihinsel büyülerle yavaş yavaş duygularından arındırılıyorlardı.

Her sabah olduğu gibi kız ve erkek öğrencilerin acı çığlıkları mağaranın her yerinde yakınırken, Dört öğrencilerin çığlıkları arasında elindeki dosyaya bir şeyler not alıyordu. Yüzü maskeli adamlar sırayla çocukları yanlarına çağırıp, hepsine öncekiler gibi zihinlerine bloklar koyuyordu. Son çocukla ilgili notlar aldıktan sonra oturduğu yerden kalkan Dört yavaşça odadan çıkarken, bir an durup omzunun üzerinden terlemiş ve yorulmuş bir avuç adama baktı. "Bu durumu daha fazla uzatamayız. Olabildiğince çabuk bitirin"

"Elimizden geleni yapıyoruz" dedi maskeli adamlardan birisi kalın sesiyle

Siyah saçlarını geriye atarak arkasını dönen Dört, siyah deri kaplı dosyayı kolları arasına alıp taş odadan çıktığında, koridordan bağırdı. "En yakın zamanda bu işi bitirin"

Yaşlı adamın odasına giren Dört elindeki dosya'yı yavaşça takım elbiseli yaşlı adama uzattığında, masadaki deri kaplı kitap dikkatini çekmişti. "Yine mi dua ediyorsunuz? Efendim"

"Her şey için dua vardır kızım" dedi yaşlı adam elindeki dosyayı inceleyip, "bir ara sende denemelisin. Eminim karşılığını alacaksın"

Masanın kenarına oturan Dört sessizce siyah deri kaplı kitabı açıp öylece sayfalarını karıştırırken, yaşlı adam baktığı notlardan birisi dikkatini çekmişti. "Bu kim?" dedi elindeki dosyayı gösterip

Oturduğu yerden kalkan Dört kendisine doğru çevrilmiş dosyayı alıp resimdeki çocuğa baktı. "Beau Roks, öğrenciler arasındaki en sorunlu çocuk"

"Ne tür sorunu var?" diye sordu yaşlı adam kirli sakalını okşayıp

"Yaptığımız tüm duygu blokları ve kontrol büyüleri onda işe yaramıyor"

"Bu büyük bir sorun. Planım için ona ne yapmayı planlıyorsun?"

"Onu şeytan kralı çağırmak için kullana biliriz. Sonuçta her yaramaz çocuğun cezalandırılması gerek"

"Her zamanki gibi çok acımasızsın Dört" dedi yaşlı adam yüzündeki küçük tebessümle

"Her şeyden önce görevin başarısı gelir"

"Bu yüzden sana güvenim tam." dedi yaşlı adam "Artık diğerlerini çağırma vakti geldi"

"İlgileniyorum" dedi Dört hızla odadan çıkıp

Yeraltı şehrinin derinliklerinde yemek odası olarak kullanılan binada masada diğerleriyle birlikte oturan Sekiz, geçenlerde Ty ile yaptığı güzel savaşı ballandırarak anlatırken, kurduğu her cümlede o ana gidip anlattığı şeyden daha çok zevk alıyordu. Masadaki herkes bir şekilde Dört'ün geldiğini görüp ayağa kalkarken, Sekiz anlattığı olayın sonuna gelmiş gibi umursamaza tabağındakileri yiyordu. Kardeşinin hemen arkasında duran Dört merakla bu rahatlığının kaynağını düşünürken, daha arkasında olduğunu anlamayan kardeşinin kafasına sert bir yumruk attı. "Seni aptal yemek yerken dalıp gitme"

Oyuncak Melekler #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin