40.Bölüm

56 2 0
                                    

NOT: Merhaba arkadaşlar. Biliyorum çok geç bölûm paylasıyorum ama lütfen bana kızmayın :(
Vize haftası bu gün bitti. Sanirim bir iki dersten kaldim ama oyuncak melekler bu ay icerisinde wattpad de bitiyor :(
Yayin eviyle yaptığımız konuşmalar dan sonra sanirim hikayeyi duzenleyip burada kesit olarak yayinlayacağım.
Hikayenin ikinci kitabı mayis ayinda paylasmaya baslayacağım. Büyücülerin savaşı git gide kızışacak.

Son Ayin

Torunlarının odanın girişinde ucuna düşen hareketsiz bedenlerine bakan yaşlı adam, elindeki kitabı kapattı. Çocukları getiren Scholisis ve hemen arkasındaki yedi numaralı öğrencisine bakan yaşlı adam, çocukların yanına geldi. "Diğer çocukları ne yaptınız?" dedi yaşlı adam öğrencisine bakıp

"Gerektiği gibi odalardan birisine bıraktık" dedi Yedi her zamanki soğuk tavrıyla

Anladığını belli eder gibi başını sallayan yaşlı adam, saçları beyazlamış gibi kirli sakalını okşadı. "İkizler çok sorun yaratmamıştır umarım" dedi yaşlı adam hemen arkasında duran güzel kadına bakıp

"Aslında, çok eğlendim. Uzun zamandır böyle bir şey yapmamıştım" dedi Scholisis

"Eğlenmenize sevindim" dedi yaşlı adam "ikizlere fazla zarar vermediniz sanırım"

Torunlarının çiziklerle yırtılmış kıyafetlerine ve bazı morarmış vücut hatlarına bakan yaşlı adam, odanın dışından gelen ayak sesiyle bakışlarını çevirdi. Kapıdan içeri giren siyah saçlı öğrencisini gören yaşlı adam, kendisine uzattığı siyah dosyayı aldı. Elindeki dosyayı incelemeyi bırakan yaşlı adam, arkasını döndü. Masasının üzerinde sürekli okuduğu siyah deri kaplı kitabı aldığı anda dosyayı masada bıraktı.

"Her şey hazır mı?"

"Evet, gereken her şey yapıldı" dedi Dört "işaretler, kurban ve konsey"

"Tam da senden beklendiği gibi" dedi Yedi birkaç adım önündeki Dört'ün yanına gidip

Öğrencilerinin yanına giden yaşlı adam Dört'ün koluna girdi. "Çağırmamız gerenleri çağırmalıyız" dediğinde yavaşça siyah saçlı kadın ile odadan çıktı. Odadan çıktıkları anda birkaç adım arkada duran Yedi hemen önünde yürüyen efendiye baktı. En yakın arkadaşının isteği üzerine hala yaşlı adamın emri altında çalışan Yedi, dikkatle omzundaki beyaz tenli çocuğa baktı.

"Umarım baban çok geç kalmaz" diye düşündü.

Ψ

Karanlık bir odada kıpırdamadan öylece duran Cristal, hemen karşısında baygın duran Dylan'a baktı. Sadece nefes alış verileri duyulan odada duvara yaslanmış Arç dikkatle bakıya bakıyordu. Siyah maskeli ustasının söylediklerine inanmak isteyen Arç 'Max usta ve sen beni yalnız bırakmayacaksınız' diye düşündü. Ustasının büyü enerjisini hisseden Arç, düşünceler içinden sıyrıldığında hala onu göremediğini fark etti.

Kapıdan içeri giren küçük taş biraz yuvarlanıp durdu. Dakikalar sonra tekrar aynı boyutta bir taş içeri girip sekerek durdu. Taşın durduğu anda beyaz maskesiyle içeri giren adam kımıldayamayan çocuklara baktı. Arç'ın duvar dibinde oturduğunu gören adam ona doğru ilerlemeye başladı. Kapıdan giren adamla dikkatle ne yapacağını izleyen Cristal, elini abisine uzattığı anda konuşmaya başladı. "Abimden ne istiyorsun?"

Yeşil gözlü erkek öğrencisinin göğsündeki kâğıdı çıkaran adam, tekrar ayağa kalktığında ifadesiz maskesini çıkardı. Beyaz tenli adama bakan Cristal, onu bir yerden tanıdığını düşündü. Yüzüne küçük bir gülümseme yerleştiren adam kollarını göğsünde birleştirdi. "Yaptığı açıklamadan sonra ondan abinden nefret ettiğini sanıyordum"

Oyuncak Melekler #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin