Oyuncak Melekler #Wattys2016

43.Bölüm

-Muhafız Yiyen-

Korkutucu sesiyle siyah kanatlı adamın önüne geçen yaratığa bakan Kavin, korkuyla yerde yatan kardeşinin yanına oturdu. Korkuyla titreyen Kavin hemen yanında yatan kardeşini uyandırmak için sarstı. Gözlerini açtığını gördüğü anda ayağa kalkan Kavin, dikkatle etrafına baktı.

"Bunlar da ne?"

Paul'un seslenmesiyle bakışlarını yerde şaşkınlıkla gözlerini açan kardeşine çeviren Kavin, kolundan tutup ayağa kaldırdı.

"Bunlar-" dediği anda eliyle kardeşinin ağzını kapatan Kavin dikkatle gözlerinin içine baktı. "Neler olduğunu bilmiyorum Paul, burada uyandığımda savaşın ortasındaydım bende"

Kavin'ın gözlerine bakan Paul, anlamış gibi gözlerini kırptığında, etrafına bakındı. Cristal'in acı çığlığını duyan Kavin ve Paul hızla sesin geldiği yöne doğru koşmaya başladığında, odanın ortasında tanıdık bir adam sesi yankılandı.

"İblisi öldürmek için ne tür büyü biliyorsanız kullanın"

Sesin geldiği yöne bakan Kavin, konuşanın siyahlar içindeki bir Trailer üyesinin yaptığını gördüğünde, beyaz teni ve maskesiyle kendisi ve kardeşini yakalamak için gelen adam olduğunu hatırladı. Yüzündeki maskeyi çıkan Yedi, iki elini havaya kaldırdığı anda omzunun üzerinden arkasındaki diğerlerine baktı. Kendisi gibi birkaç kişinin de büyülü sözcükler mırıldandığını gördüğünde, önüne dönen Yedi tüm sözleri söylediği anda ellerinin üzerinin üzerinde mavi bir ok işareti oluştu.

Havadaki nemlerden oluşturduğu su taneciklerini bir araya getirdiğinde, kılıç kadar keskin buz iğnelerine dönüştürüp iki elini hafifçe yere indirdi. Siyah yaratığın üzerinde oluşan yüzlerce buz iğne büyük bir hızla yaratığa çarparak kırılırken, diğer büyücülerin yaptığı yıldırım, ateş ya da hava gibi element büyülerinin hiç bir şey yapmadığını gördüğünde dikkatle yaralı arkadaşına baktı.

Yedi ile göz göze gelen Max, cübbesinin altından çıkardığı silahını ateşlemeye başladı. Özel yaptığı kurşunların bile yaratıkta bir etki etmediğini gören Max, boynunda duran kolyeyi çıkarıp ayaklarının ucuna attı.

"Demek gerçek formuna döneceksin" dedi şeytan kral sinsice gülümseyip

"Oğullarımı ve diğerlerini kurtarmak için elimden geleni yaparım" dedi Max elindeki kılıcı iki eliyle kavrayıp "Bu savaş hızlı son bulacak"

Muhafızın sözüyle kaşlarını çatan şeytan kral birkaç adım öne çıktığında, yerde öylece duran hançerini eline aldı. "İkizlere oğlum demekten vazgeç muhafız" dediği anda saldırıya geçen dev yaratığın keskin pençelerinden kaçan Max, yaratığın kolunda derin bir kesik açtı. Sırtına saplanan keskin bir şeyle inleyen Max omzunun üzerinden baktığında, yaratığın kuyruğu olduğunu gördü. Kılıcıyla yaratığın kuyruğunu kestiğinde bir iki adım geri gitti.

Ağzında biriken kanı tüküren Max, parıldamaya başlayan gözleriyle elindeki keskin kuyruğu yere bıraktı. Yaratığın tekrar saldırmak için adım attığı anda koşmaya başlayan Max, sahip olduğu tüm güçle keskin pençelerden birisini kestiği anda hızla kılıcını iblisin göğsüne sapladı. Yaratığın küçük bir patlamasıyla oluşan kül yağmuruna bakan Max son darbeyi yaptığında göğsüne aldığı darbeyle olduğu yerde dururken, şeytan kral ayakta zar zor duran adamın yanına geldi. Elindeki kılıcı düşüren Max hemen karşısındaki adama doğru attığı atımla yere düştüğünde, şeytan kral yavaşça yanına gelip eğildi.

"Neden ikizleri ve Lily'i benden aldın"

"Onları senden daha iyi mutlu edebilirim sanmıştım" dedi Max ağzında biriken kanı tükürüp, "ama Lily asla tam mutlu olamamıştı. Belki gerçek sevdiğiyle bu sefer mutlu olur"

Sözünü bitirdiği anda gözlerini kapatan Max toprağa dönüşürken, birkaç metre ileride siyah maskeli adama baktı. Sinirden titrediğini gören şeytan kral ayağa kalktığında, gölgelerin arasında duyulan fısıltılarla dev yaratık yere düştü.

Gölgelerin arasından çıkan üç beyaz tenli adam ellerini havaya kaldırdığı anda siyah bulutların arasından çıkan küçük yaratıklar hızla savaş alanının dışından koşarak çıktı. Odanın üç yerinde öylece büyülü sözcükler söyleyen adamlara bakan şeytan kral, yaratığın ayağa kalkmasıyla bağırdı.

"Diren metken vazgeçin. Artık iblislerin zamanı"

Siyah kanatlı adamın söylediklerini duyan Kavin, kız arkadaşının kolundan tuttuğu anda gölgelerin yoğun oldu bir yere çekti. Hayat dolu yeşil gözlerinin şüpheyle baktığını fark eden Kavin, bir eliyle sarı ucun saçlarını her şey yolunda der gibi okşadı.

"Buradan gitmelisin"

"Hiçbir yere gitmiyorum" dedi Cristal kaşlarını çatıp

"O zaman Coro ile bir yere saklanın" dedi Paul, omzundan tutup

Kardeşinin söylediğini dinleyeceğini düşünen Kavin arkasını döndüğünde, dev yaratık gölgeler tarafından yavaşça içeri çekiliyordu. Bir bataklık gibi gölgelerin hizmet karını yavaşça gölgelere doğru çekilmesini izleyen kral elindeki hançeri siyah renkli yaratığa fırlattı. Başının arkasına saplanan keskin silahla Cerberus gibi aniden patlayan yaratığın bedeni küle dönmüştü. Birkaç metre içerisine yağan kül yağmuruna giren kral, hizmet karının öldüğü yerde durdu.

"Azda olsa işime yaradın muhafız yiyen" diye mırıldandı şeytan kral yerde duran hançeri alıp