İyi Okumalar Genç Büyücüler...
-Cerberus-
Bacağına saplanan ince yapılı kılıç yüzünden acıyla çığlık atmaya başlayan Coro, elinde tuttuğu siyahî kadını heykelin altına doğru fırlattı. Bacağındaki kılıcı çıkarmasıyla saniyeler içinde de iyileşmeye başlayan Coro vücudundaki yaraların, kesiklerin kapanmasıyla bir kurt gibi ulumaya başladı. Biyolojik silahın adamlarının çoğunu tek başına yaraladığını göz ucuyla izleyen yaşlı adam, ezberindeki sözleri bitirdiği anda kitabı kapatıp ayaklarının ucuna bıraktı.
Büyük bir yer sarsıntısıyla herkes olduğu yerde durdu. Mağaranın duvarlarından dökülen küçük toz ve taş parçaları yuvarlanarak yere düşerken, tarif edilemeyecek bir huzursuzluk etrafı sardı. Karşısındaki siyahî kadının elindeki silahının titrediğini gören Arç, eline geçen fırsatla cebindeki silahı çıkardı. Hayati organlarına nişan almadan kadına ateş eden Arç, etrafındaki üç kişiyi de vurup silahını yere attı.
Büyük depremin birkaç dakika sonra durmasıyla sağır edici bir çığlık duyuldu. Elleriyle kulaklarını kapattığı halde korkunç sesin zihninde yankılandığını düşünen Arç, ikizlerin mühürlerinin kırıldığını gördü. Kırmızı bir damar gibi vücudunu saran işaretlere bakan Arç, ustasına göz ucuyla baktığı anda tavandaki oymaların parıldadığını gördü.
Herkesin parıldayan tavanı izlediğini gören Max, cebinden çıkardığı üç sis bombasını belli aralıklarla attıktan sonra diğerlerinin de öyle yapması için ıslık çaldı. Düşen taş ve kaya parçalarının arasında yankılanan ıslık sesiyle kendine gelen Arç başını iki yana çevirdiğinde, büyük alanın bazı yerlerinde yükselen beyaz dumanları gördü. Cebinden çıkardığı iki sis bombasını ustası gibi belli aralıklara atan Arç, hızla siyahlar içindeki adamların arasından geçip duvara yakın bir yere geçti.
Dumanların arasında kalan yaşlı adam, tavanı süsleyen oymaların yaydığı korkutucu ışıkla birkaç adım geri gittiğinde, tavanın büyük bir kısmının kırılmasıyla korkutucu bir ses çıktı. Kırılan kaya parçalarının çıkardığı sesin arasında korkunç bir yaratığı andıran uluma sesini duyan yaşlı adam, hemen karşısında gözleri parıldayan bir şey gördü.
Korkuyla yutkunan yaşlı adam karşısında duran yaratığın üflemesiyle olduğu yerde durmaya çalışırken, beyaz dumanın birçoğu odanın kanarlarında yoğunlaşmıştı. Kırmızı gözlerin içinde yatan saf öfkeyi gören yaşlı adam, korkuyla elini dua eder gibi birleştirdiğinde dizlerinin üzerine çüktü.
"Bu da ne?" dedi Scholisis hemen yanında duran yüzü maskeli adama bakıp
"Felaketi getiren şey" dedi Yedi kolunu tutan kadından ayrılıp dumanın içinde koşmaya başladı.
Ψ
Siyah ve koyu kırmızının karışımı olan yaratığa bakan Cristal, hemen yanında duran Hellie'nin kolundan tuttu. "Bu şeyde ne?"
"Kapının bekçisi Cerberus" dedi Hellie yaratığın sağır edici ulumasının arasında
"Şimdi ne olacak?" diye sorduğu anda yanından geçen siyah maskeli adamla irkilen Cristal, dikkatle adamın koştuğu tarafa baktı.
Siyahlar içindeki adamının hızla ikizlere doğru koştuğunu gören yaşlı adam sağır edici ulumanın son bulmasıyla iki elini de yere koydu. "ICE WALL" diye mırıldandığı anda ellerinin altından hızla ilerleyen iki buz çizgisi, Yedi'den hızlı bir şekilde çocukların bulunduğu yere gidip etrafını çevirmişti. Küllerin hemen bir adım önünde oluşan buz çizgisini gören Yedi, hızla oluşan buz duvarıyla olduğu yerde durdu.
"Ne yaptığını sanıyorsun?" diye bağırdı yaşlı adam sağdık öğrencisine bakıp
"Daha fazla ileri gitmene izin veremem" dedi Yedi cübbesinin altından çıkardığı silahı yaratığa doğrulttu.
Duyulan üç el silah sesiyle oluşan sessizlik, dev kurdu anımsatan yaratığın çığlığıyla son bulmuştu. Kendisine ateş eden maskeli adama dev kuyruğuyla vurmaya çalışan yaratık, karşısında dizleri üzerinde duran adama doğru yaklaştı. Korkutucu hırıltısıyla kendisine yaklaşan yaratığa bakan yaşlı adam, ellerini tekrar bir araya getirdi.
"Beni sen mi çağırdın?" dedi yaratık
"Evet" diye seslendi yaşlı adam normalin biraz üstünde
"Ne istiyorsun?"
"Kehanetteki ikizleri yer altı kralı için sunuyorum" dedi yaşlı adam kan kırmızısı gözlere bakarak
Başını buz duvarına doğru çeviren yaratık kuyruğunu yere vurduğu anda ikizlerin üzerindeki kilit ve anahtar oymaları kırmızı bir ışıkla parıldadı. Kavin ve Paul'un içindeki şeytani gücü doğum lekelerini anımsatan mühürlerden yavaşça çeken tavandaki özel oymalara bakan Max, çocuklarının acıyla inlediklerini gördüğünde kılıfındaki silahını çıkardı. Kilit ve anahtar mührünün hemen ortasından iki kez vuran Max, oymaları etkisiz hale getirdiği anda büyük bir deprem oldu.
Kırılan taş parçaları ve bir örümcek ağı gibi çatlamaya başlayan tavanla oluşan siyah bulut sinsice tavanda oymanın kapladığı kadar yerde duruyordu. Dumanın arasından gelen korkutucu insan çığlıklarıyla yere düşen beyaz tenli bir adam, kan kırmızısı gözleriyle etrafına bakındı. Gece kadar karanlık kanatlarını açan adam yerde yatan çocuklarını gördü. Yüzüne yerleştirdiği korkutucu gülümsemeyle yaşlı adama doğru yaklaşan beyaz tenli adam, üç metre boyundaki yaratığın yanında durdu.
İbranice birkaç sözden sonra yanında duran yaratığın saçı anımsatan tüylerini seven adam, ayaklarının ucunda öylece duran adama bakıp gülümsedi.
"İyi iş çıkardın Heimdal"
wHQG
![](https://img.wattpad.com/cover/34018967-288-k121111.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyuncak Melekler #Wattys2016
FantasyRuhlar, Kurt adamlar, Vampirler, periler ve farklı taraflardaki büyücüler 18 yaşındaki Kavin Smith kardeşinin bir partide esrarengiz şekilde ortadan kaybolması aklına gelmezdi. Hele ki, bu nedenle gizemli aile sırlarının an sızın içinde bulur. Sığ...